1. Hukuk Dairesi 2018/5187 E. , 2020/6303 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davacı ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davacılar yönünden mirasbırakan tarafından yapılan temlik bulunmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil ile tenkis isteğinin reddine karar verilmiş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile davacı ... yönünden açılmamış sayılmasına, diğer davacılar yönünden bir kısım taşınmazlar ihale ile satın alındığından mirasbırakan ile ilgisi bulunmadığı, diğer taşınmazlar senetsizden kadastro ile tescil edildiğinden 1974 tarih ½ İBK uygulanmayacağı gerekçesiyle, tenkis isteğinin ise süreden reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan ... ...’in maliki olduğu 2166/3, 141, 142, 143, 144, 146, 419, 71, 2138/1, 2140/1, 2141/1, 2142/1, 2143/1, 2144/1, 2145/1, 2146/1, 2147/1, 2148/1, 2151/1, 2153/2, 2158/2, 2210/7, 2211/1, 2212/1, 2249/1, 2250/1, 2255/1, 2264/1, 2266/1, 2266/1 parsel sayılı taşınmazlarını kız çocuklarından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı oğluna ve torununa devrettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında tescile olmazsa tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin geçtiğini, mirasbırakanın yapmış olduğu temlik bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Davalı ...’in yargılama sırasında ölümü ile terekesine diğer davalı oğlu Şeref’in tereke temsilcisi olarak atanmıştır.
İlk derece mahkemesince, davacı ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davacılar yönünden mirasbırakan tarafından yapılan temlik bulunmadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil ile tenkis isteğinin reddine karar verilmiş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacıların istinaf başvurusunun kabulü ile davacı ... yönünden açılmamış sayılmasına, diğer davacılar yönünden bir kısım taşınmazlar ihale ile satın alındığından mirasbırakan ile ilgisi bulunmadığı, diğer taşınmazlar senetsizden kadastro ile tescil edildiğinden 1974 tarih ½ İBK uygulanmayacağı gerekçesiyle, tenkis isteğinin ise süreden reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ... ...’in 07.10.1979 tarihinde ölümü ile geriye çocukları davacılar ...,..., davalı oğlu ... ve dava dışı ...’nun mirasçı olarak kaldığı, dava konusu 141,142,143,144 ve 146 parsel sayılı taşınmazların Hazine adına kayıtlı iken ihale ile davalı ... tarafından satın alındığı ve 25.12.2013 tarihinde davalı ... adına tescil edildiği, 2166 ada 3 parsel(eski 104) sayılı taşınmazın 91/240 payının 21.03.2013 tarihli toplulaştırma işlemi ile davalı ... adına tescil edildiği, diğer taşınmazların ise paylı olarak hükmen davalı ... adına tescil edildiği, davalının adına kayıtlı payları 29.04.1998 tarihinde ... ...’e devrettiği, onunda 18.07.2003 tarihinde ...’e temlik ettiği, bilahare 21.07.2005 tarihinde ...’e satış suretiyle devredildiği ve onunda 15.02.2012 tarihinde taşınmazları ... Salih Suna’ya temlik ettiği, onunda 02.02.2015 tarihinde davalı ...’e satış suretiyle devrettiği, davalı ... adına tescile ilişkin Kadastro Mahkemesi kararlarının getirildiği ancak kadastro tutanakları ve tespite dayanak tapu kayıtlarının dosya arasına alınmadığı anlaşılmaktadır.
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Bilindiği ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere ""muris muvazaası, mirasbırakanın danışıklı olarak mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla gerçekte bağışlamak istediği tapuda kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklaması halinde, saklı pay sahibi olsun yada olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların görünürdeki satış sözleşmesinin BK"nun 18. Maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinde şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek, dava açabilmelerine olanak veren hukuki bir olgu"" olarak tanımlanmaktadır. Kural olarak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları konuları ile sınırlı, gerekçeleri ile aydınlatıcı ve sonuçları ile bağlayıcıdır. Butlan sonucunu doğurarak, murisin temliki tasarruflarının iptaline imkan tanıyan 01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanabilmesi için, temliki tasarrufa konu yapılan taşınmazın murisin tapulu malı olması, gerçekte bağışlamak istediği bu malı ile ilgili olarak tapu memuru huzurunda, iradesini satış doğrultusunda açıklaması icap eder.
Somut olayda, dava konusu 2268 ada 1 ve 2266 ada 1 parsel sayılı taşınmazların geldisi 34 parsel sayılı taşınmaz, 2147 ada 1 ve 2148 ada 1 parsel sayılı taşınmazın geldisi 85 parsel sayılı taşınmazların 1955 tarihinde yapılan kadastro tespitinde tapu kaydına istinaden 192/2688 payının mirasbırakan ... ... adına tespit gördüğü açıktır. Ne var ki, dava konusu edilen 71 parsel ile 419 (geldisi 78), 2138/1, 2140/1, 2141/1, 2151/1, 2153/2 (geldisi 84, ifrazen 154), 2147/1 ve 2148/1(geldisi 85), 2142/1, 2143/1, 2144/1, 2145/1, 2146/1(geldisi 86), 2158/2(gelsisi 97,ifrazen 167), 2211/1, 2212/1, 2250/1(geldisi 89, ifrazen 204) 2255/1(geldisi 71), 2264/1(eski 78), 2266/1(geldisi 34 ve 78), 2268/1(geldisi 34) 2210/7, 2249/1(geldisi 193,194) taşınmazların tamamının kadastro tespit tutanakları ve tespitte uygulanan tapu kayıtları getirtilerek taşınmazlarda mirasbırakandan davalıya bir temlik olup olmadığı açıklığa kavuşturulmamış, mirasbırakandan davalıya bir temlik var ise 1.4.1974 tarih ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunup bulunmadığı incelenmemiş; ilgili taşınmazlar yönünden tapusuz taşınmaz olduğundan söz edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Hal böyle olunca; dava konusu 419, 71, 2138/1, 2140/1, 2141/1, 2142/1, 2143/1, 2144/1, 2145/1, 2146/1, 2147/1, 2148/1, 2151/1, 2153/2, 2158/2, 2210/7, 2211/1, 2212/1, 2249/1, 2250/1, 2255/1, 2264/1, 2266/1, 2268/1 parsel sayılı sayılı taşınmaz bakımından kadastro tespit tutanakları ve tespite dayanak tapu kayıtlarının getirtilmesi, tapulu olanlarda mirasbırakanın tapu memuru huzurunda temlike ilişkin beyanı olup olmadığının tespiti, ölüm tarihi de gözetilerek 1.4.1974 tarih ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama şartlarının bulunup bulunmadığının belirlenmesi ve lüzumu halinde davacıların bilirkişi raporuna karşı yaptıkları itirazlar da dikkate alınarak tarafsız bilirkişi vasıtasıyla yeniden rapor alınmak suretiyle yukarıda değinilen ilkeler ve somut olgular çerçevesinde toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken anılan taşınmazlar yönünden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.