Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4555
Karar No: 2020/6304
Karar Tarihi: 26.11.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/4555 Esas 2020/6304 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Tapu iptali ve tescil davasında davacı, davalılar adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde bulunan eski eser şerhli yapının vakıf adına tescil edilmesi gerektiğini iddia etmiştir. Davalılar ise taşınmazların vakıf kültür varlığı niteliğinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkeme, davalılar yönünden reddedilmiş, davalı belediye yönünden kabul edilmiş ancak Yargıtay'ın bozma kararı uyarınca tüm taşınmazların vakıf yoluyla meydana gelip gelmediğinin saptanması ve taşınmazların vakıf kültür varlığı niteliğine haiz olup olmadığının belirlenerek karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Ancak sonraki yargılama aşamasında bu hususlar gözardı edilerek hatalı bir karar verilmiştir. Sonuç olarak Hazine ve davalı yönünden karar bozulmuş, tüm taşınmazların vakıf yoluyla meydana gelip gelmediğinin saptanması ve taşınmazların vakıf kültür varlığı niteliğine haiz olup olmadığının belirlenerek karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. İlgili kanun maddesi: 5737 Sayılı Kanunun 30. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2019/4555 E.  ,  2020/6304 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında birleştiririlerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleştirilen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl davada davalı Hazine, birleştirilen davada davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Asıl ve birleştirilen dava, 5737 Sayılı Yasanın 30.maddesine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Asıl ve birleştirilen davada davacı, davalılar adına kayıtlı bulunan 889 ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 10, 11 ve 13 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde bulunan eski eser şerhli yapının Ömer Paşa Vakfının vakfiyesinde belirtilen bedesten olduğunu, 5737 Sayılı Yasanın 30.maddesi uyarınca taşınmazın vakfı adına tescili gerektiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... Belediyesi, husumet itirazında bulunmuş, davalılar Hazine ve Muratpaşa Belediyesi ise, taşınmazların vakıf yoluyla meydana gelmediğini, vakıf kültür varlığı niteliğinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, davalı ... Belediyesi yönünden husumet nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece “...Hâl böyle olunca; çekişme konusu tüm taşınmazların kadastro tespitine dayanak belgeler getirtilmek suretiyle vakıf yoluyla meydana gelip gelmediklerinin saptanması, öte yandan yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda taşınmazların “vakıf kültür varlığı” niteliğine haiz olup olmadıklarının 2863 Sayılı Yasa hükümleri de gözetilerek tabiat ve kültür varlıkları ile muhafazası gerekli tarihi veya mimari kıymeti haiz eski eserlerden ve vakıf mevzuatından anlayan, aralarında sanat tarihçisi veya arkeolog niteliğini haiz kişilerin de bulunduğu bilirkişi heyeti ile mahallinde keşif icra edilerek her bir taşınmaz yönünden 5737 Sayılı Yasanın 30.maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin ayrı ayrı değerlendirme yapılarak açıklığa kavuşturulması ve varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken anılan hususların gözardı edilmiş olması doğru değildir. Kabule göre de; 5737 Sayılı Yasanın 30. maddesi uyarınca “mazbut vakfı” adına tescil kararı verilmesi gerekirken davacı
    ... İdaresi adına tescile karar verilmiş olması da isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, davalı ... Belediyesi yönünden verilen karar kesinleştiğinden karar verilemesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki, mahkemenin Yargıtay"ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğar. Diğer taraftan yerel mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu müessese, mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir (09.05.1960 gün, 21/9 sayılı ...).
    Eldeki davada; bozmaya uyulmakla ilgilileri yönünden usulü kazanılmış hak doğmasına karşın bu temel usul kuralı gözardı edilerek bozma gerekleri yerine getirilmemiştir.
    Şöyle ki; Dairenin 07.04.2016 tarih ve 2016/1802 Esas, 2016/4300 Karar sayılı ilamında, çekişme konusu tüm taşınmazların kadastro tespitine dayanak belgeler getirtilmek suretiyle vakıf yoluyla meydana gelip gelmediklerinin saptanması, taşınmazların “vakıf kültür varlığı” niteliğine haiz olup olmadıklarına ilişkin rapor alınması gerektiği belirtilmiş olup, bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda taşınmazların vakıf yoluyla vücuda gelip gelmediği, vakıf kültür varlığı olup olmadığı tespit edilmemiştir.
    Hâl böyle olunca; hükmüne uyulan önceki bozma ilamında gösterildiği şekilde işlem yapılıp karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
    Kabule göre de, 5737 Sayılı Yasanın 30.maddesi uyarınca “mazbut vakfı” adına tescil kararı verilmesi gerekirken davacı ... İdaresi adına tescile karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi birleştirilen dava yönünden dava konusu 889 ada 13 parsel sayılı taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen belirlenen değeri üzerinden karar ve ilam harcına karar verilmesi gerekirken eksik harca hükmedilmesi de isabetli olmamıştır.
    Asıl davada davalı Hazine ve birleştirilen davada davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davalı ... Başkanlığına geri verilmesine, 26.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi