3. Hukuk Dairesi 2019/985 E. , 2019/2282 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 20.11.2018 duruşma günü için tebligat üzerine davacılar vekili Av.... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra nevakısın giderilmesi bakımından dosya mahalline geri çevrilen dosya yeniden gelmekle; belli günde dosyadaki bütün kağıtlar okunarak Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; murisleri ... ile davalı ..."nin, ... Mahallesi 495 parsel sayılı taşınmazın satışı hususunda anlaştıklarını, bu hususta 15/12/2006 tarihli senet düzenlendiğini ve ..."ye 15.000,00 TL satış bedeli ödendiğini, ..."nin iş bu 8 dönüm taşınmazı intikal gerçekleşir gerçekleşmez tapuda devir işlemlerini yapmayı taahhüd ettiğini, ancak üzerine düşen edimi yerine getirmediğini, arazinin başkasına satıldığını, satış parasınında kendilerine iade edilmediğini, davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek 15.000,00 TL satış bedeli ile dava tarihine kadar işlemiş faiz oranı 11.000,00 TL nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı; iddia edildiği şekilde davacıların murisi ile bir senet yapmadığını, altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, senedin sahte olduğunu, bu hususta Cumhuriyet Savcılığı"na suç duyurusunda bulunduğunu, para almadığını savunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece;davacıların murisi ... ile davalı ... arasında 15/12/2006 tarihinde düzenlenen senet uyarınca davalı ..."nin annesinden kendisine intikal edecek ... mahallesi 495 parsel sayılı taşınmazdaki 8 dönüm hissesini davacıların babası ... "e satmayı taahhüt ettiği, sözleşme uyarınca ... tarafından ..."ye 15.000,00 TL ödendiği, sözleşmede ..."nin devir işlemini gerçekleştirmediği takdirde satış bedelini faizi ile beraber ödeyeceğini taahhüt ettiği, bununla birlikte davalı tarafından intikal yapılmasına rağmen devir işleminin gerçekleştirilmediği, bu şekilde sözleşmeye aykırı davranıldığı, daha sonra taşınmazın 3. şahıslara devredildiği, davalı senetteki imzayı inkar etmekte ise de ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ... Kriminal Polis Labaratuvarı Müdürlüğünden ADN-BLG-16-03213 sayılı uzmanlık raporuna göre satış senedindeki imzanın ..."ye ait olduğunun sabit olduğu, bu haliyle davacının davasında haklı olduğu, davalı ..."nin sözleşmeye aykırı davranarak almış olduğu satış bedeli nispetinde sebepsiz zenginleştiği gerekçesi ile davanın kabulü ile 15.000,00 TL asıl alacak ve 11.000,00 TL 15/02/2006 tarihinden dava tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.000,00 TL alacağın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ayrıca asıl alacağa dava tarihinden itibaren de yasal faiz işletilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davalı, senetteki imzayı inkar etmekle HMK"nın 208 vd. maddeleri çerçevesinde belgenin sahte olduğunu savunmuş olmakla bu doğrultuda inceleme ve araştırma yapılması gerekmektedir.
Her nekadar, davalı tarafça bu husus Savcılıkta şikayet konusu yapılmış ise de yapılan soruşturma sonucunda ... Cumhuriyet Başsavcılığı"nca; ... Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü"nden rapor alındığı, raporda ... isimli yazı ve bu ibarenin altındaki imzanın ..."nin elinden çıktığı kanaatine varıldığı şeklindeki tespit, Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama gözönüne alınarak şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden ayrıca olayın hukuki mahiyette olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Sahtelik incelemesi teknik bir konu olup, bilirkişi vasıtasıyla incelenmesinin yapılacağında tereddüt bulunmamaktadır. Sahtelik incelemesinin ne şekilde yapılacağı HMK’nun 211 maddesi’nde açıkça düzenlenmiş olup, buna göre; "Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir.
A) Hakim, yazı veya imzayı inkar eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hakim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı taktirde, inkar etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir.
B) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hakimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir." Somut uyuşmazlıkta,mahkemece, davalının sahtelik iddiasına karşı, soruşturma dosyasında alınan ... Kriminal Polis Laboratuvarı"ndan alınan rapor ile yetinilmiştir. Söz konusu rapor incelendiğinde, senet üzerindeki imza ile davalının huzurda alınan imza ve yazı örnekleri karşılaştırılarak yapılmış, mukayeseye esas tatbike elverişli imza ve yazı örnekleri celbedilip karşılaştırılmamış, eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm tesis edilmiştir. (HGK 2011/12-740 E.-2011/685 K.)
Oysa; inkar edilen imzanın alındığı tarihten öncesine ait mümkün olduğu kadar yakın tarihlerde düzenlenen belgelerde bulunan davalıya ait imzaların celbedilip ondan sonra mahkemece bilirkişi incelemesi yapılması gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.05.2001 gün 2001/12-436 E.-2001/467 K. sayılı ve 07.10.2009 gün 2009/12-382 E.-2009/415 K. sayılı kararlarında da aynen benimsendiği gibi herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır.
Yukarıda belirtilen yasal hükümler ve açıklamalar ışığında; mahkemece, dava konusu sözleşmenin düzenlendiği tarihe mümkün olduğunca en yakın tarihli davalının resmi kurumlardaki tatbike medar imzaları da getirtilerek, davaya dayanak sözleşme ve davalının mukayeseye esas mahkemece alınanacak mevcut yazı ve imza örnekleri ile birlikte dosyanın ... Kurumu Fizik İhtisas Dairesi"ne gönderilmesi ve sözleşmede yer alan imza ve yazının davalının eli mahsülü olup olmadığının tespitiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, soruşturma dosyasında alınan eksik incelemeye dayalı rapora göre hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428 inci maddesi gereğince davalı taraf yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.