1. Hukuk Dairesi 2019/2192 E. , 2020/6315 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakan babaları ...’ın kendilerinden mal kaçırmak amacıyla dava konusu 30413 ada 6 ve 13 parsel sayılı taşınmazları davalı ...’e muvazaalı olarak devriyle ilgili daha önce ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/940 Esas 1994/781 Karar sayılı dosyası üzerinden muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak davalı ...’e karşı açtıkları davada, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının miras payları oranında iptal tesciline karar verilip kesinleştiğini, davalı kardeşleri ...’in de anılan dosyadan haberdar olduklarını, ancak paylaşım yapılacağını söylendiği için kesinleşen ilamı tapuda infaz ettirmediklerini, davalı ...’in bilahare tapu kaydındaki tedbiri kaldırarak dava konusu taşınmazları 22.03.2016 tarihinde davalı kardeşlerine satış yoluyla temlik ettiğini, bu şekilde yolsuz tescil oluştuğunu ve davalıların kötüniyetli hareket ettiklerini ileri sürerek dava konusu 30413 ada 6 ve 13 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile önceki ilamla kesinleşen 3/20’şer miras payları oranında adlarına tescilini, olmadığı taktirde fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 200.000 TL maddi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen faiziyle tahsilini, hukuka aykırı ve kötüniyetli hareket eden davalılardan 50.000 TL manevi tazminatın müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri dışında HMK 329/1. maddesi gereğince, vekalet ücret sözleşmesinde kararlaştırılan “hak ve alacağın % 25’i tutarındaki akdi vekalet ücretinin” davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemişler; aşamalarda maddi tazminat isteğini yükseltmişler; davacılar vekili 08.05.2018 tarihli duruşmada, manevi tazminat isteğinden vazgeçtiğini beyan ederek bu yönden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ..., hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, kayıt malikinin davalı ... olup, taraf sıfatları bulunmadığını, dava konusu taşınmazları, üzerindeki hacizlere ilişkin icra borçlarını kapatarak davalı ...’den satın aldıklarını, tapu kaydına güvenen iyiniyetli 3. kişi olduklarını, bugüne kadar kesinleşmiş ilamı tapuda infaz ettirmeyen davacıların haklarından vazgeçtiklerini, manevi tazminat isteğinin ve HMK 329/1. maddesi gereğince akdi vekalet ücretine ilişkin isteğin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlar; davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince, kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen dava konusu taşınmazların davalı ... tarafından, iyiniyetli olmayan diğer davalılara temlikinin yolsuz tescil niteliğinde olduğu gerekçesiyle iptal tescil isteği yönünden davanın kabulüne, vazgeçme nedeniyle manevi tazminat isteği yönünden davanın açılmamış sayılmasına, HMK 329/1. maddesi gereğince akdi vekalet ücretine ilişkin isteğin kabulüne karar verilmiş; anılan kararın davalılar ... tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına, eldeki davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olup, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle iptal tescil isteği yönünden davanın kabulüne, manevi tazminat isteği yönünden davanın açılmamış sayılmasına, HMK 329/1. maddesi gereğince akdi vekalet ücretine ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılar ..., ..., ... vekili tarafından yasal süre içerisinde, davacı ... tarafından yasal süre içerisinde katılma yoluyla ve davacı ... ... tarafından süresinden sonra katılma yoluyla temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp , düşünüldü.
-KARAR-
Bilindiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 90/1. maddesinde; "Süreler, kanunda belirtilir veya hakim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında hakim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez", aynı Kanun"un 94/1 maddesinde de "Kanunun belirlediği süreler kesindir." şeklinde düzenlemelere yer verilmiştir.
Öte yandan; 6100 Sayılı HMK"nin 361. maddesinde ""Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir." hükmü düzenlenmiş olup; aynı yasanın 366.maddesi yollamasıyla 347. ve 348. maddelerine göre, temyiz dilekçesi kendisine tebliğ edilen tarafın, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile temyiz dilekçesinin tebliğinden itibaren iki hafta içinde katılma yoluyla hükmü temyiz edebileceği açıktır.
Somut olayda, davacılardan ...’e, bölge adliye mahkemesi kararı 02.02.2019 tarihinde, davalı yanın temyiz dilekçesi ise 25.02.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı ... ... ise hükmü 14.03.2019 tarihinde katılma yoluyla temyiz etmiştir.
Bu durumda, iki haftalık yasal temyiz süresi geçmiş bulunduğundan 6100 sayılı HMK"nin 366. maddesi yollamasıyla HMK’nin 346/1. maddesi ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.06.1990 tarihli ve 1989/3 Esas 1990/4 Karar sayılı kararı uyarınca davacı ... ...’in katılma yoluyla temyiz dilekçesinin SÜREDEN REDDİNE, alınan peşin harcın istek halinde iadesine,
Davalılar ..., ..., ... vekilinin temyiz itirazları ile davacı ...’ın temyiz itirazına gelince;
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı davada yazılı şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre, davalılar ..., ..., ... vekili ile davacı ...’ın yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 24,877,65 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan, 10,00-TL. bakiye onama harcının da davacı ..."dan alınmasına, 26/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.