Esas No: 2021/11512
Karar No: 2022/505
Karar Tarihi: 17.01.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/11512 Esas 2022/505 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2021/11512 E. , 2022/505 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARLARI ARASINDAKİ
UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE DAİR
TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y K A R A R I
I. BAŞVURU
Başvurucu Avukat dilekçesinde özetle; “Başvurucu işçinin iş sözleşmesinin 14.06.2019 tarihinde yazılı bildirim yapılmaksızın şifahen sona erdildiğini, feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade istemi ile ... 42. İş Mahkemesinin 2019/647 esasına kayıtlı olarak açılan davada, genel müdür tarafından imzalanan yazılı fesih bildiriminin her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğu gerekçesiyle feshin geçersizliğine karar verilmesine rağmen bu kararın ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2020/2358 Esas sayılı kararı ile kaldırılarak davanın reddine karar verildiğini, Bölge Adliye Mahkemesince sonradan tanzim olunan tutanağın esas alınmasının hatalı olduğunu, davacı işçi ile aynı tarihte iş ilişkisi sona eren işçiler adına aynı işverene karşı açılan ... 22. İş Mahkemesinin 2019-589-590-591-592-593-594-595-596-597 E. sayılı, ... 39. İş Mahkemesinin 2019/582-583-584-585- 586-587-588-589-590 E.sayılı, ... 21. İş Mahkemesi'nin 2019/641-642-643-644-645-646-647-648-649 E. sayılı, ... 6. İş Mahkemesinin 2019/702-703-704-705-706-707-708-709-710-711 E. sayılı ve ... 42. İş Mahkemesinin 2019/646-647 Esas sayılı dosyaları üzerinden görülen toplam 39 dosyadaki tüm davacılar hakkında Sirket Genel Müdürü ... tarafından fesih bildirimini almaktan imtina ettiklerine dair gerçeğe ve hayatın olağan akışına aykırı şekilde tutanak tanzim edildiğini, işçiye fesih bildiriminin noter veyahut posta kanalı ile tebliğ edilmediği gibi işveren vekili olan ...'in fesih bildirimini davacıya okuduğunu ve davacının almaktan imtina ettiğini gösterir bir tanık da bulunmadığını, aynı mahkemenin 2019/646 esas sayılı dava dosyasında alınan kararda işbu dava dosyasına atıf yapılarak “...davalı tanığının beyanlarının çelişkili olması, tanığın şirket genel müdürü olması, 07/05/2019 tarihli tutanağın sadece davalı tanığının isim ve imzasının yer alması, tutanakta başkaca bir isim ve imzanın bulunmaması, tanığın başta Mahkememizin 2019/647 E. sayılı dosyasının davacısı olmak üzere benzeri dava dosyalarında davalı şirkette çalışan onlarca personel hakkında benzer şekilde tutanak tanzim etmiş olması ... nedeniyle fesih bildirim tarihi yönünden davalı tanığının beyanlarına itibar edilmemiştir. " denilerek davalı savunmasına itibar edilmediğini, davalının istinaf başvurusunun da ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin 23.02.2021 tarih 2020/2480 Esas 2021/483 Karar sayılı kesin nitelikteki ilamı ile esastan reddine karar verildiğini, bu durumda aynı tarihte iş ilişkisi sonra eren ve yazılı fesih bildirimi yapılmayan iki işçiden biri bakımından yönetici konumundaki ... tarafından düzenlenen ve imzalanan fesih bildirimi tebligatı başlıklı belgenin tebliği gösterir belge niteliğinde olmadığı ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesince kabul edilmesine karşın, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince kabul edilmeyerek çelişkili karar alındığını, yine başvurucu işçi ile aynı tarihte iş ilişkisi sonra eren ve yazılı fesih bildirimi bulunmayan 9 işçi bakımından sadece yönetici konumundaki ... tarafından düzenlenen ve imzalanan fesih bildirimi tebligatı başlıklı belgenin tebliği gösterir belge niteliğinde olmadığının ... 22. İş Mahkemesince (2019-589-590-591-592-593-594-595-596-597 E.) tespit edildiğini ve davalının istinaf isteminin ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 2021/1605-1614 Esas sayılı dosyalarında alınan 01.07.2021 tarihli karar ile reddedildiğini, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi'nin 2020/2358 Esas 2020/2134 Karar sayılı ilamının aynı hukuki sorun hakkında verilmiş olan ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin 23.02.2021 tarih 2020/2480 Esas 2021/483 Karar sayılı kesin nitelikteki ilamı ve de güncel olarak aynı konuda verilmiş olan ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi'nin kararları karşısında çelişki yarattığını” belirterek uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.
II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu 11/10/2021 tarih ve 2021/16 sayılı kararı ile;
“...uyuşmazlığa konu kararlardaki davacıların hepsinin davalı ... Sondaj Tic. A.Ş.'de iş akdiyle çalıştıkları, davalının işletmesel nedenlerle davacıların iş akdini fesh ettiğini yazılı olarak bildirdiği, ancak davacı işçilerin tebliğ almadıkları, bunun üzerine davalı şirketin Genel Müdürünün tebliğ evrakına «tebliğden imtina etmiştir» şerhini koyduğu, davacı işçilerin usule uygun tebliğ yapılmadığı, feshin yazılı olarak bildirilmediği ve geçerli sebebe dayanmadığı gerekçesiyle işe iade davası açtıkları, mahkemelerce davanın kabulüne karar verildiği, davalı şirketin fesih bildiriminden itibaren bir ay içinde arabulucuya başvurulmadığı gerekçesiyle istinaf kanun yoluna başvurduğu, ilk derece mahkemesi dosyalarından ... 42. İş Mahkemesinin 2019/647 Esas sayılı dosyasını inceleyen ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2020/2358-2134 sayılı kararı ile 4857 Sayılı İş Kanununun 20. maddesi uyarınca fesih bildiriminden itibaren bir ay içinde arabulucuya başvurulması zorunlu ve dava şartı olduğu halde davacının hak düşürücü süre olan ve mahkemece resen dikkate alınması gereken bir aylık sürede arabulucuya başvurmadığından dolayısıyla dava şartı gerçekleşmediğinden davalının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın usulden reddine kesin olarak karar verildiği, ... 42. İş Mahkemesinin 2019/646 Esas sayılı dosyasını inceleyen ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 2020/2480 Esas, 2021/483 Karar sayılı kararı ve ... 22. İş Mahkemesinin 2019/589 Esas sayılı dosyasını inceleyen 8. Hukuk Dairesinin 2021/1605-1690 sayılı kararı ile 4857 sayılı İş Kanununa göre fesih bildiriminin yazılı olarak yapılması ve fesih sebebinin açık ve kesin şekilde bildirilmesinin zorunlu olduğu, davacılara yapılan yazılı fesih bildiriminde davacıların imzalarının bulunmadığı ve geçerli olmadığı, yazılı bildirime imzadan imtina etti şerhi düşen ve imzalayan davalı şirketin genel müdürü olan tanık beyanının ise takdiri delil niteliğinde olup itibar edilemeyeceği dolayısıyla davacıların bir aylık yasal sürede arabulucuya başvurdukları ve dava şartının mevcut olduğu gerekçesiyle işe iade talebinin kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhine yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak karar verildiği, bu durumda Bölge Adliye Mahkemesinin farklı dairelerinin benzer konulara ilişkin kesin kararları arasında uyuşmazlık bulunduğu ve 5235 Sayılı Kanunun 35. maddesindeki şartlar gerçekleştiğinden bu uyuşmazlığın giderilmesi için Yargıtay ilgili dairesine başvurulması gerektiği sonucuna varılarak,
1)Mahkememiz 6. Hukuk Dairesinin 2020/2480 Esas, 2021/483 Karar sayılı kesin kararı ve 8. Hukuk Dairesinin 2021/1606-1691 sayılı kesin kararı ile 9. Hukuk Dairesinin 2020/2358 Esas, 2020/2134 karar sayılı kesin kararı benzer hatta aynı konuya ilişkin olduğu halde aralarında uyuşmazlık bulunduğu ve 5235asyılı Kanunun 35/1. maddesinin 3. bendinde düzenlenen şartların gerçekleştiği anlaşıldığından başvuran vekili Av. ...'in talebinin KABULÜNE,
2)Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin benzer konuya ilişkin kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi için dosya ve kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3)Birinci maddede belirtilen hukuk dairelerinin kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın mahkememiz 6. ve 8. Hukuk Dairelerinin kararları doğrultusunda giderilmesinin hukuka ve mevzuata uygun olacağının Başkanlar Kurulunun görüşü olarak bildirilmesine,” oyçokluğu ile karar verilmiştir.
III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR
A. ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 9 HUKUK DAİRESİNİN 15/11/2020 TARİH ve 2020/2358 E. 2020/2134 K. SAYILI KARARI
1) İlk Derece Mahkemesi Kararında Özetle,
“Somut olayda, çimento ve asit mühendisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesi, 01.03.2019 tarihli işletmesel karar ile sondaj hizmetleri bölümünün Haziran 2019 ayı itibari ile kapatılacağı gerekçesiyle fesih edileceği kararı alındığı ve bu kararın çalışanlara bildirildiği anlaşılmaktadır. Davalı işverenin asıl işinin sondaj hizmetleri olduğu, sondaj hizmetlerinin kapatılmasının şirketin feshi anlamına geleceği, işverence işletmesel nedenle iş akdinin fesih edildiği iddia edilmesine rağmen davacının işten ayrılış bildirgesinin kod 4 "belirsiz süreli iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı sebep bildirilmeden feshi" olarak SGK ya bildirilmesi ve ayrıca iş akdi feshedildikten sonra 18.07.2019 tarihinde kariyer.net sitesinde çimento mühendisi ihtiyacına ilişkin ilan verilmesi de dikkate alındığında, feshin geçerli nedene dayandığının davalı tarafça ispatlanamadığı kanaatine varılmış, davanın KABULÜ İLE; davalı tarafından yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının davalı şirketteki işyerine İŞE İADESİNE” karar verilmiştir.
2) Bölge Adliye Mahkemesi Kararında Özetle;
“Tarafların iddia ve savunmalarından, tanık anlatımlarından ve tüm dosya kapsamından, işveren tarafından gerçekleştirilen feshe ilişkin bildirimin (fesih bildiriminin) 19/04/2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının yasal bir aylık süre geçtikten sonra 24/06/2019 tarihinde arabulucuya başvurduğu, yasada arabulucuya başvurulması için öngörülen bir aylık sürenin hak düşürücü süre olduğu ve mahkemece resen gözetilmesi gerektiği, işe iade davalarında davadan önce arabulucuya başvurulması gerektiğinin bir dava şartı olduğu, somut olayda dava şartının gerçekleşmediği, mahkemece davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu, davalı vekilinin davacının süresinde arabulucuya başvurmadığına yönelik istinaf nedeninin yerinde olduğu, diğer istinaf nedenlerinin ise yerinde olmadığı” gerekçesiyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-2. maddesi gereğince Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
B. ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİNİN 23/02/2021 TARİH 2020/2480 ESAS 2021/483 SAYILI KARARI
Bölge Adliye Mahkemesi Kararında Özetle;
“ Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davada hak düşürücü sürenin geçip geçmediği, feshin sözlü ya da yazılı yapılıp yapılmadığı, davalı tanığı ...'in yeniden dinlenmesinin gerekip gerekmediği, hesaplamaya esas ücretin doğru belirlenip belirlenmediği konusuna ilişkindir.
İşverenin sunmuş olduğu 07/05/2019 tarihli, fesih bildirimi tebligatı başlıklı belgede ... Şirketi adına ...'in imzası yer almaktadır. Ancak tarih, tebellüğ eden ve imza kısımları boş durumdadır. Evrakın alt tarafında el yazıyla davacının tebligatı almasına rağmen imzadan imtina ettiğine dair ...'in yazıp imzaladığı bir şerh bulunmaktadır. Başkaca bir kişinin imtinaya dair bu şerhte adı mevcut değildir.
Dosyadaki İlgili makama başlıklı çalışma belgesinde"....20/02/2018 -14/06/2019 tarihleri arasında görev yapmıştır... Genel Müdür ... " imzalı şirket kaşesi bulunan evrak dikkate alındığında iş akdini fesheden yönetici konumundaki kişinin tek imzasının yer aldığı imtina tutanağı tanık beyanı ile desteklenmediğinden tebliği gösteren belge niteliğinde değildir. İşçiye yazılı fesih bildirimi bulunmadığından davacının hak düşürücü sürede arabuluculuk yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Bu sebeple davalı tanığının yeniden dinlenmesinin sonuca etkisi bulunmamaktadır.
Yazılı fesih bildirimi olmadığı, geçerli feshin şekil şartı yerine getirilmediğinden davacının işe iadesine karar verilmesi, ücretin banka kayıtlarına itibarla belirlenmesi, sondaj işçisi olan davacıya tanık beyanında belirtilen ve yapılan işin mahiyetine göre makul olan barınma ve üç öğün yemek yardımının eklenmesinde aykırılık bulunmamaktadır.” gerekçesi ile davalının istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine kesin olmak üzere oybirliği ile karar verilmiştir.
C. ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 8. HUKUK DAİRESİNİN 2021/1605 ESAS 2021/1690 SAYILI KARARI
“Dairemizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; davacının davalı yanında 16/11/2012 – 31/05/2019 tarihleri arasında başkaynakçı olarak en son aylık brüt 4452,64 TL ücret ile çalıştığı, davacının iş sözleşmesinin davalı tarafça haksız olarak feshedildiği, davalı tarafça fesihten önce ihbar öneli kullandırıldığı ileri sürülmüş ise de bu hususun ispatı için ibraz edilen fesih bildirimi altında davacıya ait imza bulunmadığı, davalı taraf davacının fesih bildirimini almaktan imtina ettiğini ispat edemediği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının yıllık izinlerini eksiksiz olarak kullandığını davalı tarafın ispat edemediği, davacının yıllık izin alacağı bulunduğu ... tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu; ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak” davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1) b)1. maddesi gereğince esastan reddine temyiz yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Bölge Adliye Mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 35'inci maddesinde yer alan düzenlemedir.
Söz konusu maddenin birinci fıkrasının üçüncü bendinde yer alan düzenlemeye göre “Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.
5235 sayılı Kanun’un 35'inci maddesinin ikinci fıkrasına göre ise “(3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir.”
Bölge Adliye Mahkemesinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasında uyuşmazlık bulunması durumunda, 5235 sayılı Kanun’un 35'inci maddesinde belirtilenler tarafından yapılacak gerekçeli başvuru sonrasında, mevcut başvuru hukuk daireleri başkanlar kurulunca değerlendirilerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesi istenilecektir.
Bu açıklamalar ışığında öncelikle belirtmek gerekir ki, uyuşmazlığın giderilmesi yoluna başvurulabilmesi için bölge adliye mahkemesi kararlarının kesin hükümle sonuçlanmış olması gerekmektedir. Başvurucunun talebine konu kararlar incelendiğinde uyuşmazlığın giderilmesi istemine konu dosyaların bir kısmında temyiz yolu açık olmak üzere karar verildiği ve başvuru tarihi itibariyle bir kısım davaların derdest olduğu tespit edilmektedir. Bu kararlar bakımından uyuşmazlığın giderilmesi imkanı bulunmamaktadır.
Başvuru konusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2020/2358 esas sayılı sayılı dosyası ile ... 6. Hukuk Dairesinin 2020/2480 esas sayılı dosyaları yönünden ise, her iki davanın işe iade davası olduğu, ilgili bölge adliye mahkemelerince uyuşmazlığın esası hakkında kesin olmak üzere karar verildiği anlaşıldığından, bu kararlar arasındaki uyuşmazlığın 5235 sayılı Kanunun 35. maddesi bağlamında giderilmesinin istenmesi mümkündür. Ancak, 5235 sayılı Kanun ile bu Kanunda sayılan kişi ve kurumlara tanınan “uyuşmazlığın giderilmesini talep etme hakkı”, mutlak biçimde her uyuşmazlığın esasına yönelik çözüm geliştirilmesine imkan vermez. Uyuşmazlığın giderilmesi talebi bir kanun yolu olmayıp, böyle bir talebin varlığı halinde Yargıtayca temyiz incelemesine benzer bir inceleme yapılması da mümkün değildir.
Başvuru konusu davalarda, işverence düzenlenen yazılı fesih bildirimine, feshin işçiye tebliği yönünden, değer verilip verilmeyeceği uyuşmazlık konusudur. Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden birisi işverenin işçinin yazılı fesih bildirimini almaktan imtina ettiğini ispat edemediği sonucuna ulaştığı halde, diğer dairece fesih bildiriminin tebliği gösteren belge niteliğinde olmadığı kabul edilmiştir. Bu farklılık, mahkemelerce delillerin değerlendirilmesinden kaynaklanmaktadır. Yazılı fesih bildiriminin ispatı yönünden her iki dosyaya sunulan deliller farklı olup, mahkemelerce dosyadaki delil durumu (davacı ve davalı tanık anlatımları, çalışma belgesi gibi yazılı kayıtlar) ve ispat durumu dikkate alınarak karar verildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 198. maddesine göre, kanuni istisnalar dışında hakim delilleri serbestçe değerlendirir. Uyuşmazlığın giderilmesi istemine konu davalarda ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna müracaat edilmesi sonrasında bölge adliye mahkemesince dosya kapsamında yer alan deliller ile somut olayın koşulları gözetilerek hüküm tesis edilmiştir. Bu halde, başvurucunun dilekçesinde belirtmiş olduğu Bölge Adliye Mahkemesi kararları arasında 5235 sayılı Kanun’un 35'inci maddesi kapsamında bir uyuşmazlık söz konusu değildir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular karşısında uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
V-SONUÇ
... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından iletilen mevcut talep yönünden uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığına, 17.01.2022 günü oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.