3. Hukuk Dairesi 2019/1441 E. , 2019/2358 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiracılık sıfatının tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında 15.04.2013 başlangıç tarihli bir yıl süreli okul bahçesinin otopark olarak kullanılmasına ilişkin kira sözleşmesi bulunduğunu, kira bedellerinin düzenli olarak okul aile birliğinin hesabına yatırıldığını, 13.05.2013 tarihli ihtar ile sözleşmenin geçersiz olduğundan bahisle sözleşmenin feshedildiğini, 2013 yılı Eylül ayında zorla tahliyenin gerçekleştiğini, feshin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek kiracılık sıfatının tespitini ve müdahalenin önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ... ile ..., sözleşmenin baştan itibaren geçersiz olduğunu, sözleşmeyi kendi adlarına imzalamadıklarından davada taraf ehliyetleri bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen hükmün davacı tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi"nin 31.03.2015 tarih, 2014/10801 Esas, 2015/3186 Karar sayılı ilamı ile, ".... Davalıların kira sözleşmesini kendi adlarına yapmadıklarından davada taraf ehliyetleri bulunmadığı, açılan davanın ..."na karşı açıldığının kabulü gerektiği, davanın ..."na yöneltilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, davanın reddine dair verilen hükmün bu kez Dairemizce 21.05.2018 tarih, 2018/2880 Esas, 2018/5557 Karar sayılı ilamı ile," Dava tarihi itibariyle kira sözleşmesinin süresi dolmadığı gibi sözleşme bir mahkeme kararı ile de iptal edilmediğinden ayakta olup kiracılık sıfatının devam ettiğinin kabulü gerektiği " gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine son kez yapılan yargılama neticesinde Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle , kararın bozmaya uygun olmasına göre, davalı ..."nın temyiz itirazlarının tümü, davalı ... ile ..."un ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davalılar ... ile ..."un yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Somut olayda; Yargıtay 6. Hukuk Dairesi"nin 31.03.2015 tarih, 2014/10801 Esas, 2015/3186 Karar sayılı ilamı ile, "...Davalıların kira sözleşmesini kendi adlarına yapmadıklarından davada taraf ehliyetleri bulunmadığı" gözetilerek adı geçenler yönünden davada taraf ehliyetleri bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
3-) Davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 9. maddesinde, "tahliye ve kiracılık sıfatının tespiti davalarında bir yıllık kira bedeli tutarı, kira tespiti ve nafaka davalarında tespit olunan kira bedeli farkının veya hükmolunan nafakanın bir yıllık tutarı üzerinden Tarifenin üçüncü kısmı gereğince hesaplanacak miktarın tamamı, avukatlık ücreti olarak hükmolunur. Bu miktarlar, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde davanın görüldüğü mahkemeye göre belirlenmiş bulunan ücretten az olamaz."" düzenlemesi yer almaktadır.
Konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen davalarda vekalet ücreti, nispi tarifeye göre hesaplanır. Davanın tamamen veya kısmen kazanılması ya da reddedilmesi halinde ise, nispi vekalet ücreti kabul ya da reddedilen müddeabihin değeri üzerinden hesaplanır.
Somut olayda; davacı yararına harcı yatırılan bir yıllık kira bedeli üzerinden nispi vekalet ücreti yerine maktu vekalet ücretine karar verilmiş olması ve yargılama giderlerinin hatalı hesaplanması da doğru değildir.
Ne var ki, ikinci ve üçüncü bentlerde belirtilen yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması HUMK 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı ..."nın tüm, diğer davalılar ... ile ..."un sair temyiz itirazlarının reddine; hüküm fıkrasının yargılama harç ve giderlerine ilişkin ikinci, üçüncü ve dördüncü bentlerinde yer alan "2-) Davacı tarafından sarf edilen 331,85 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 3-) Davacı vekili için takdir edilen 930,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 4-) Alınması gereken 273,24 TL harçtan peşin alınan 68,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 204,89 TL harcın davalılardan tahsiline," söz ve rakamlarının çıkartılmasına, yerlerine sırasıyla " 2-) Davalılar ... ile ..."un davada taraf ehliyeti bulunmadığından adı geçen davalılar yönünden davanın reddine, 3-) Davalı ... Harçlar Kanunu"nun 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan davalıya harç yükletilmesine yer olmadığına, Davacının yatırdığı tüm harçların karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacıya iadesine, 4-) Davacı tarafından sarf edilen 3.80 TL vekalet harcı ile 290 TL gider avansı toplamı 293.8 TL "nin davalı ..."ndan alınarak davacıya verilmesine, 5-) Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 5.630.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine," ifadelerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.