Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5655
Karar No: 2019/2362
Karar Tarihi: 20.03.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/5655 Esas 2019/2362 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2017/5655 E.  ,  2019/2362 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin iptali- kira bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı, dava konusu taşınmazın 2014 yılında davalı tarafından karate kursu olarak kullanılmak üzere kiralanmak istendiğini, kira bedelinin aylık 1000.-TL ve sözleşme süresinin sekiz yıl olacağı hususunda anlaştıkları halde davalının federasyonun aylık 300.-TL "den fazla bedel belirlenen kira sözleşmelerinde sorun çıkardığı hususunda kendisini ikna etmesi nedeniyle davalı tarafından hazırlanan sözleşmenin okunmadan imzalandığını, ödeme gününde 1.000.-TL olan kira bedelini ödemeye yanaşmayan davalının kendisine karşı hile yaptığını öğrendiğini, öte yandan sözleşmedeki sürenin de on yıl olarak yazıldığını; 310,02 m2 olan dükkan için sözleşmede kararlaştırılan kira bedelinin hayatın olağan tecrübelerine aykırı olduğunu belirterek TBK"nun 36. maddesi gereğince 15.08.2014 tarihli kira sözleşmesinin hile nedeni ile iptaline, bu mümkün olmazsa aylık kira bedelinin 1.000.-TL olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davacının iddialarının gerçek dışı ve kira bedelini artırmaya yönelik olduğunu, dava konusu taşınmaza ilişkin sözleşmenin ilk olarak dava dışı emlakçı ile imzalandığını, adı geçenin vekaletnamesinde yetkisi olmadığının farkedilmesi üzerine belirtilen sözleşme iptal edilerek davacı ile aralarında davaya konu sözleşmenin imzalandığını, her iki sözleşmede kararlaştırılan kira bedelinin de aylık 300.-TL olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne, taraflar arasındaki 15.08.2014 tarihli kira sözleşmesinin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Bilindiği üzere, "hile"(aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun(TBK) 36/1. (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun(BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı gibi; taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, yanılma(hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Muvazaa ise, iki tarafın iradesi ile beyanları arasında istenerek meydana getirilen bir uygunsuzluk halidir. Yani, tarafların üçüncü kişileri aldatmak maksadı ile ve fakat kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmeyen bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmalarıdır. Bu itibarla, her türlü muvazaalı işlem, gerçek iradeye uymadığı için geçerli sonuç doğurmaz.
    Taraflardan biri muvazaalı sözleşmenin geçersizliğini ileri sürdüğü takdirde bunun varlığını ispat etmek zorundadır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 290. maddesine göre, taraflar, yazılı veya resmi şekilde yapmış oldukları bir sözleşmedeki muvazaayı ispat etmek için yazılı veya resmi delil getirmek zorundadırlar. Bu gibi işlemlerde tanık dinlenemez.
    Somut olayda; Davacı, dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın karate kursu olarak kullanılmak üzere kiralandığını, aylık 300.-TL "den fazla bedelli kira sözleşmelerinde ilgili federasyonun sorun çıkartıp yardım yapmadığı hususunda davalının kendisini ikna ederek davaya konu sözleşmenin okunmadan imzalandığını bildirmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; maddi vakıayı bildirmek taraflara, hukuki nitelendirme yaparak olayı çözümlemek hakime aittir. İddianın içeriğinden ve ileri sürülüş biçiminden davada muvazaa hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır. Bu kapsamda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun (HMK) 190. maddesi ile TMK"nun 6. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. Bir başka ifade ile, muvazaa iddiasını ispat külfeti davacı tarafa aittir. Davacı, muvazaalı olduğunu iddia ettiği sözleşmenin tarafı olduğundan, muvazaa iddiasını ancak yazılı veya kesin delil ile ispat edebilir. Toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı taraf muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır. Hal böyle olunca, Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi