3. Hukuk Dairesi 2017/6168 E. , 2019/2364 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, dava dışı murisleri ... ile davalılar arasında 2001 yılından bu yana kira ilişkisi bulunduğunu, ekmek fırını olarak kullanılan kiralanan için ödenen 2.500.-TL kira bedelinin emsallere göre düşük kaldığını belirterek 01.01.2014 tarihinden itibaren başlayan dönemde aylık kira bedelinin 18.000.-TL olarak tespitine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın aylık kira bedelinin 01.01.2014 tarihinden itibaren brüt 16.000.-TL olarak tespitine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
TMK’nun 640/2.maddesine göre “mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.”
İştirak halinde mülkiyet diğer bir deyişle elbirliği mülkiyetin esasında, iştirak halinde mülkiyeti meydana getiren kişilerin hepsinin bir arada hak sahibi olmaları yer alır. Bu mülkiyette malikler paydaş değil, ortaktır. Tüzel kişiliğe sahip olmayan bu ortaklıkta, hakkın süjesi ortaklık olmayıp bir bütün halinde elbirliğiyle hareket etmek zorunda olan ortaklardır (MK. md. 640/1). Ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır.
İştirak halinde mülkiyetin gereği miras yoluyla terekeye dahil olan taşınmaz ile ilgili açılan dava ortaklardan birkaçı tarafından dava edilmiştir. Mirasçıların bir kısmı tarafından
dava açılması nedeniyle mirasçılar kendi açtıkları bu davayı yalnız başına yürütemeyeceğinden davanın bütün mirasçılar ile birlikte yürütülmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, açılan iş bu davanın görülebilmesi için diğer mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya MK.640/3 maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacılara uygun bir süre vermesi gerekir.
Eğer diğer mirasçılar davaya katılmaz ve yazılı muvafakat da vermezler ise bu durumda davayı açan mirasçıların terekeye bir temsilci tayin ettirmesi gerekir (MK.640/3). Terekeye atanan temsilci, bir kısım mirasçının açtığı davaya icazet verirse davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilir. Terekeye temsilci atanması ve tereke temsilcisinin davaya devam etmesi halinde de, ayrıca diğer mirasçıların davaya katılmalarına veya muvafakatlarının alınmasına gerek yoktur.
Davayı açan mirasçılar, kendisine verilen kesin süreye (HMK md. 94) rağmen diğer mirasçıların davaya katılmalarını veya muvafakat etmelerini sağlayamaz ve terekeye temsilci de tayin ettiremez veya terekeye atanan temsilci davaya icazet vermezse davanın reddine karar verilir.
Olayımıza gelince; Dava dışı muris ... ile davalılar arasında 01.01.2001 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğu, davaya konu kiralananın tapuda adı geçen muris adına kayıtlı olduğu, muris ..."ın 24.12.2013 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçı olarak davacılar ..., ... ile ... ve dava dışı ..., ..., ... kaldığı anlaşılmaktadır.
Davacılar miras bırakan üzerine kayıtlı taşınmaz için malik sıfatıyla kira bedelinin tespiti davası açmışlar; yargılama sırasında ..., ... ve ..."ın davaya muvafakati alınmış; hüküm tarihinden sonra ise, davacılar ... ve ... ile davaya muvafakat eden ... ile ... davadan vazgeçmişlerdir. Mirasçılardan ..."nin davaya devam etmesi, ... ile ..."in ise davadan vazgeçmesi nedeniyle aralarında menfaat çatışması bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, miras bırakanın terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, terekenin tüm mirasçılar tarafından temsil edilmesi gerektiğinden, davadan vazgeçenler yönünden miras şirketine T.M.K."nun 640. md. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
2-) Bozma nedenine göre, tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.03.3019 gününde oybirliğiyle karar verildi.