3. Hukuk Dairesi 2017/16386 E. , 2019/2406 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; tarımsal sulama abonesi olduğunu, 30/11/2010 tarihinde müvekkiline ait sayacın yanması üzerine davacı tarafından bu durum davalıya bildirilerek sayacın değiştirildiğini ve 01/12/2010 tarihinde yeni sayacın takıldığını, davalı kurum tarafından davacıya 10/10/2012 tahakkuk 30/06/2011 son ödeme tarihli 51.232,60 TL kaçak tahakkuku ile 19.351,10 TL kaçak ek tahakkuku olmak üzere toplam 70.583,70 TL borç tahakkuk ettirildiğini, bu faturanın yanlış ve gerçek tüketime aykırı olarak hesaplandığını belirterek davacının davalıya toplam 70.583,70 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili: davacının kaçak elektrik kullandığını, tahakkukun mevzuata uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davacının kaçak tahakkukuna ve kaçak ek tahakkukuna istinaden toplam 70.583,70 TL olarak talep edilen borç miktarından 53.510,81 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kaçak ve ek kaçak tahakkuku nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir.
Dava konusu tahakkuk döneminde yürürlükte olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği 13.maddesine göre; “a) Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi” kaçak elektrik kullanmak olarak belirtilmiştir.
Yine anılan Yönetmeliğin 15.maddesinde; “Kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak, a) Tespit, b) Süre, c) Tüketim miktarı hesaplama, d) Tahakkuk, e) Ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esaslar, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek, Kuruma sunulur ve Kurul onayı ile uygulamaya konulur” hükmü yer almaktadır. Yönetmeliğin 15.maddesine dayanılarak EPDK tarafından alınan 29/12/2005 tarih ve 622 sayılı kararda; Kullanım yerine ait bağlantı anlaşması ve perakende satış sözleşmesi yapılmış olan yerler için, kaçak elektrik enerjisi kullanımına ilişkin olarak yapılacak hesaplamada esas alınacak süre; tutanak düzenlenmiş olması kaydıyla kontrol, mühürleme, kesme-bağlama, sayaç değiştirme ve son endeks okuma işlemlerinden en son yapılanın işlem tarihi ile kaçak tespitinin yapıldığı tarihe kadar olan süredir ve bu süre 90 günü geçemez. Ancak, sayaçtan geçirilmeden ayrı bir hatla kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti halinde bu süre iki kat olarak, bu sürenin dışında müşterinin kaçak elektrik enerjisi kullanım başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi halinde, kaçak tüketime ek olarak yukarıdaki paragraf çerçevesinde belirlenen başlangıç tarihinden itibaren, doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmiş kaçak elektrik enerjisi kullanımı başlangıç tarihine kadar geriye dönük normal tüketim hesabı yapılacağı, bu sürenin 12 ayı geçemeyeceği. yapılacak hesaplamada tüketimin yapıldığı kabul edilen dönemlerdeki birim fiyatlar dikkate alınacağı ve gecikme zammı alınmaz hükmünün yer aldığı; müstakil trafolularda (müşteri veya müşteri olmayan) ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değerin bağlantı gücü olarak kabul edileceği ve ortalama aylık çalışma saatine göre hesaplanacağı; ortalama aylık çalışma saatlerinin tarımsal sulama abonelerinde 400 saat olarak alınacağı ve müşteri olmayanlara çalışma saatlerinin %20 oranında artırılarak uygulanacağı açıklanmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; davalı hakkında 13/06/2011 tarihli sayaç muayene raporuna istinaden kaçak elektrik tutanağı düzenlendiği, tutanağa istinaden 18/06/2010-15/09/2010 arası 90 gün üzerinden 51.232,60 TL miktarında kaçak tahakkuku, 21/06/2009-17/06/2010 arası 104 gün üzerinden 19.351,10 TL miktarında ek kaçak tahakkuku yapıldığı görülmektedir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; kaçak elektrik tespit tarihinin sayaç değişim tarihi olan 11/12/2010 olarak belirlendiği, bu tarihe göre son endeks okuma tarihinden(8/11/2010) itibaren 27 günlük kaçak kullanım süresi olduğu, ancak zirai bilirkişi raporuna göre bu tarihler arası sulama yapılamayacağından kaçak tahakkuk bedeli talep edilemeyeceği, ek tahakkukun ise 7/11/2010-7/11/2009 tarihleri arası geriye dönük 12 ay için 17.072,89 TL hesaplandığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan Yönetmelik ve Kurulu kararı gereğince, hükme esas alınan bilirkişi raporunda kaçak elektrik başlangıç tarihi ve kaçak tahakkuku yapılması gereken tarihlerin belirlenmesinde isabetsizlik bulunmamasına rağmen belirlenen yönteme göre hesaplama yapılarak kaçak tahakkuk bedelinin belirlenmesi gerekirken sulama yapılamayacağı gerekçesiyle kaçak tahakkuk bedelinin talep edilemeyeceğine yönelik değerlendirme hatalı bulunmuştur.
Ayrıca ek tahakkuka ilişkin sulama saatinin esas alındığı görülmekle; davalı şirketin tahakkuku değerlendirilerek 622 sayılı EPDK kararında belirlenen usul ve esaslarda açıklanan yönteme göre hesaplama yapılması, ulaşılan sonuç yönünden verilecek hükümde temyiz edenin sıfatı ve usuli kazanılmış hak dikkate alınarak hüküm kurulması gerekmektedir.
O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, öncelikle dosya yeni bir bilirkişiye verilerek davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik tahakkuk bedeli ve ek tahakkuk bedelinin Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelik gereğince yayınlanan 622 sayılı EPDK kararında belirlenen usül ve esaslarda açıklanan yönteme göre yeniden hesaplanması için rapor alınması ve oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sulama sezonu ve saatinin esas alınarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.