3. Hukuk Dairesi 2021/3077 E. , 2021/6422 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıya ait bağımsız bölümü 05/08/2015 tarihinde satın aldığını, binanın iskanının bulunmadığını, davalının, iskanın 90 iş günü içerisinde alınmadığı takdirde 20.000,00-TL tazminat ödeyeceğinin kararlaştırıldığını ancak verilen taahüdün davalı tarafından yerine getirilmediği gibi kararlaştırılan bedelin de kendisine ödenmediğini iddia ederek 20.000,00-TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, kapatılan Yargıtay 13. Hukuk Dairesi nin 02/05/2019 tarih 2016/27385 esas 2019/5683 karar sayılı ilamı ile ‘--- Eldeki dava, davacının davalının müteahhit sıfatı ile inşaa ettiği taşınmazdan mesken niteliğinde satın aldığı dairenin taahhüt edildiği zaman diliminde iskanının alınmaması nedeniyle kararlaştırılan tazminatın tahsili istemine ilişkindir. ---Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir’" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde, İstanbul Anadolu 3. Asliye hukuk mahkemesi"nin 11/02/2020 tarih 2019/259 esas 2020/46 karar sayılı ilamı ile, "-dava her ne kadar mahkememizde açılmış ise de, uyulan bozma ilamı ve 6502 sayılı yasa"nın 73.maddesi gözetilerek hmk 114/c, 115/2.maddeleri gereği mahkememizin davaya bakmakla görevli olmaması nedeniyle usulden reddine,kararın kesinleşmesine müteakkip dosyanın süresinde ve istem halinde yetkili ve görevli İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesi"ne gönderilmesine" karar verilmiş, hüküm 01/07/2020 tarihinde tarafların temyiz etmemesi üzerine kesinleşmiştir.
Akabinde dosya İstanbul Anadolu 4. Tüketici Mahkemesi"ne tevzi edilmiş olup mahkemece 26/10/2020 tarih 2020/406 esas 2020/1169 karar sayılı ilamı ile ‘-- somut uyuşmazlıkta her ne kadar Yargıtay tarafından uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkeme Tüketici Mahkemeleri olarak gösterilmiş ise de görevsizlik kararı öncesinde davacının taşınmazı edinme saikinin araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla tapuda konut niteliğinde olan taşınmazın asıl edinme amacının iş yeri olarak kullanmaya ilişkin olması ve nitekim bu yerin iş yeri olarak davacı tarafından da kullanıldığının açıkça tespit edilmiş olması karşısında mahkememizin görevsiz olduğu sabit hale gelmiş olduğundan karşı görevsizlik kararı vermek gerektiği’ belirtilerek ‘ davanın mahkememizin görevsizliği sebebiyle 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri
uyarınca davanın usulden reddine , daha önce İstanbul Anadolu 3. Asliye hukuk mahkemesi"nin 2019/259 esas sayılı dosyasında görevsizlik kararı verilmiş olduğundan, karar temyiz edilmeksizin kesinleştiği takdirde dosyanın yargı yeri belirlenmesi için Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi"ne gönderilmesine’ karar verilmiş ve verilen karara karşı davalı tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
1- Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23/05/2014 tarihli ve 2013/13-2166 Esas, 2014/709 Karar, sayılı kararı da bu yönde değerlendirmeler içermektedir.
6100 sayılı HMK"nın 1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi ancak kanunla belirlenir.
Aynı Kanunun " Yargı yeri belirlenmesini gerektiren sebepler " başlıklı 21. maddesinde (1) Aşağıdaki hâllerde, davaya bakacak mahkemenin tayini için yargı yeri belirlenmesi yoluna başvurulur: a) Davaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin davaya bakmasına herhangi bir engel çıkarsa, b) İki mahkeme arasında yargı çevrelerinin sınırlarının belirlenmesi konusunda bir tereddüt ortaya çıkarsa, c) İki mahkeme de görevsizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse, ç) Kesin yetki hâllerinde, iki mahkeme de yetkisizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse.", 22. maddesinde, (1) Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına herhangi bir engel bulunduğu yahut iki mahkeme arasında yargı çevrelerinin sınırlarının belirlenmesinde tereddüt ortaya çıktığı takdirde, yetkili mahkemenin tayininde, ilk derece mahkemeleri için bölge adliye mahkemelerine, bölge adliye mahkemeleri için Yargıtaya başvurulur. (2) İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir., 23. maddesinde de (1) Yargı yerinin belirlenmesine ilişkin inceleme dosya üzerinden yapılabilir. (2) Bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca verilen yargı yeri belirlenmesi ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar. " şeklindedir.
Kapatılan 13. Hukuk Dairesi nin yukarıda belirtilen bozma ilamı ile, Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğu hususunun belirlendiği ve mahkemece bozmaya uygun biçimde görevsizlik kararı verilerek dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesi"ne gönderildiği anlaşılmaktadır. Kapatılan Yargıtay 13. Hukuk dairesi tarafından hangi mahkemenin görevli olduğu belirtilmiş olup bundan sonra davaya bakacak olan Mahkemeyi bağlayacağından artık yargı yeri belirlenmesi yoluna gidilemez
Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 2.bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.