3. Hukuk Dairesi 2021/2425 E. , 2021/4292 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile aralarında 2014 yılında imzalanan kira sözleşmesi ile davalıya ait taşınmaz üzerine yapı yapılması ve işletilmesi için anlaştıklarını, sözleşmede taşınmaz üzerinde sözleşme anında mevcut bulunan binanın yıkılacağının ve yerine apart otel inşa edileceğinin, inşaat süresinin sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 3 yıl olduğunun belirlendiğini, davalının sözleşme gereğince belirlenen sürede yer teslimini gerçekleştirmediğini ve bu nedenle teslim alınamayan kiralananda inşaata başlayamadığını, kusuru olmadığını belirterek kira borcu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; taraflar arasında imzalanan sözleşmede işin süresinin ve kira ödemelerinin sözleşme tarihi itibariyle başlayacağının açıkça düzenlendiğini, kira bedelleri ve ödemeye ilişkin hükümde de davacının imza tarihinden itibaren kira bedeli ödeyeceğinin düzenlendiğini, eski kiracı taşınmazı işgal ettiğinden henüz teslimin gerçekleşmediğini, taşınmaz tahliye edildiğinde davacıya teslim edileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; sözleşmede kiranın ve işin süresinin sözleşmenin kurulması ile başlayacağının düzenlendiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen hüküm; davacının temyizi üzerine dairemizin 2017/2117 E - 2017/10859 K sayılı ilamıyla sözleşmenin 5.B.c maddesinde; İdarenin yükümlülükleri başlığı altında yer teslimi yapılmasının düzenlendiği, kiralananın davacıya dava tarihi sonrasında önceki kiracı tahliye edilerek 09/10/2014 tarihinde tutanakla teslim edildiği, teslim tarihine kadar davacının dava konusu yeri kullanamadığı ve inşaata başlayamadığı, bu durumda mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin 5.B.c maddesi değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak; sözleşmede idarenin yer teslimi yapılmamasından sorumlu olacağının düzenlendiği, bu düzenlemenin tarafları bağlayıcı ve geçerli olduğu, buna göre davacı kiracının yer teslim tarihine kadar kira bedelinden sorumlu olmadığı, davanın açıldığı tarihteki şartlara göre teslim tarihine kadar değil dava tarihine kadar hesap edilen kira bedeli doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davacının 14/01/2014 tarihli sözleşmeye göre 14/01/2014 tarihinden dava tarihine kadar 94.050,00 TL kira bedeli yönünden borçlu olmadığının tespitine dair verilen hüküm; davalı tarafın temyizi üzerine dairemizin 11/11/2019 tarihli, 2019/3615 E 2019/8976 K sayılı ilamı ile sözleşmenin başlangıç tarihinden teslime kadar geçen sürenin 5 ay 19 gün olduğu bu süre için hesaplama yapılması gerekirken mahkemece 6 aylık kira bedeli üzerinden hesaplama yapılmasının hatalı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak; yapılan yargılama sonucunda; taraflar arasında imzalanan sözleşme tarihinin 14/01/2014 olduğu, kiralananın davacıya 09/10/2014 tarihinde tutanakla teslim edildiği, davanın ise kiralananın tesliminden önce 03/06/2014 tarihinde açıldığı, sözleşmenin başlangıç tarihinden dava tarihine kadar geçen süre zarfında 5 ay 19 gün için hesap edilen 88.302,50 TL kira bedeli yönünden borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme tarihi 14/01/2014, dava tarihi 03/06/2014, kiralananın kiracıya teslim tarihi ise 09/10/2014’tür. Davacının dava tarihi itibariyle kira bedelinden sorumlu olmadığı dönem; sözleşme tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem olup bu dönem aralığı bakımından 4 ay 19 günlük kira bedeli üzerinden hesaplama yapılması gerekirken maddi hata yapılarak bozma ilamında belirtilen 5 ay 19 günlük sürede işleyen kira bedeli üzerinden fazla hesaplama yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı HMK" ya 6217 sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK"un 428.maddesi uyarınca hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.