Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1339
Karar No: 2019/2449
Karar Tarihi: 21.03.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/1339 Esas 2019/2449 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/1339 E.  ,  2019/2449 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; ... Köyü Hudutları dahilinde 53 dönüm civarında tarla kiralayarak biber tarımı yapmaktayken davalılara ait küçük ve büyük baş hayvanların tarladaki ekili ürüne zarar verdiklerini öğrendiğini, taşınmaza gidip fotoğraflarını çektiğini ve bir kısım hayvanın kulak küpe numaralarını alarak sahiplerini tespit ettiğini, aynı gün içinde bilirkişiye zarar tespiti yaptırdığını, daha sonra davalıları Cumhuriyet Başsavcılığı"na şikayet ettiğini, arazisinde hayvanların verdiği zararın takriben 30 ton makedon biberi olduğunu ve bu biberin piyasada 70 kuruştan alıcı bulduğunu beyan ederek şimdilik zarardan doğan 10.000,00 TL zarar alacağına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar; köyde bulunan tarlaların, adet üzerine, muhtarlık tarafından tarlasında mahsül olup olmadığı mal sahiplerine sorularak ve olmadığı bildirildiğinde kırağı düşmesi de göz önüne alınarak, köy ihtiyar heyeti tarafından karar alınarak, köy defterine yazılıp köy hoparlöründen 28/10/2013 tarihinden itibaren hayvan otlatmaya açıldığını ve davacı tarafından da tarlasında mahsül olduğuna dair bir bildirimde bulunulmadığını, her ne kadar davacı tarlasında mahsül bulunduğunu iddia etmekte ise de, tarlada mahsül bulunmadığını kanıtlayacaklarını, tarladaki biberin kademeli olarak hasat edildiğini, bunun yanında olay tarihine kadar yöreye bir çok kere kırağı düştüğünü ve mahsül kalmışsa da zarar gördüğünü, 28/10/2013 tarihli muhtarlık kararı üzerine tarlaların otlatmaya açılması üzerine bir çok kişinin burada hayvan otlattığını, davacının iddia ettiği gibi bir zararının bulunmadığını, kabul manasına gelmemekle birlikte böyle bir zararın bulunduğu kabul edilse bile davacı tarafından bildirilen 30 ton zarar ve fiyatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini dilemişlerdir.
    Mahkemece; olayın meydana geldiği tarihte söz konusu bahçenin bulunduğu bölgeye birden fazla defa kırağının düştüğü ve konusunda uzman akademisyen bilirkişi tarafından verilen rapor ile de sabit olduğu üzere tarlalarda kalan ürünlerin ekonomik değerini yitirdiği, bu nedenle taşınmazın bulunduğu köyde köy muhtarının da beyanı ile sabit olduğu üzere köy kararı alınarak tarlaların hayvan otlatılmasına açıldığı ve bu kararın köyde ilan edildiği, davacının bu karara itiraz etmediği gibi bahçesinin bulunduğu alanda hayvanların girmesini engelleyen herhangi bir tertibat almadığı gibi bu konuda bir uyarı unsuru da koymadığı, davalıların köy kararına istinaden hayvanlarını araziye soktukları, dava konusu olayda bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere davacıların ürünlerinin pazar değerini yitirdiği, davalıların dava konusu olayda bir kusurlarının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, hayvan bulunduranın sorumluluğu nedeniyle açılan maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Hayvan idare edenlerin sorumluluğunu düzenleyen Borçlar Kanununun 56. maddesi (6098 sayılı yeni TBK."nun 67. maddesi)"ne göre; "Bir hayvanın bakımını ve yönetimini sürekli veya geçici olarak üstlenen kişi hayvanın verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Hayvan bulunduran bu zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse sorumlu olmaz".
    Hayvan idare edenin sorumluluğu kusura dayanmaz; onun sorumluluğu (tıpkı adam çalıştıranın sorumluluğunda olduğu gibi) bir sebep sorumluluğudur. Bu bakımdan hayvanların verdikleri zarardan dolayı onu idaresinde bulunduranın tazminatla mahkum edilebilmesi için, zarar görenin, o kimsenin ayrıca kusurunu ispat etmesi gerekmez. Aksine, hayvan idaresi altında bulunan kişi TBK. md. 67"de tanınmış olan (kurtuluş beyinnesini) ispat edebildiği takdirde ancak sorumluluktan kurtulabilir. Türk Borçlar Kanununun 52. maddesindeki, zarar görenin zararın doğumuna veya çoğalmasına birlikte sebep olması hallerinde hayvan idare edenin sorumluluk derecesi zarar görenin kusurunun şekli ve derecesine göre ya azaltılır, veyahutta tamamen ortadan kalkar.
    Somut olayda, davacı tarafından, davalılara ait hayvanların tarlasına girdikleri ve tarlada bulanan mahsüle zarar verdikleri iddiası ile tazminat talep edilmektedir. Davalılar ise davacının tarlasına köy ihtiyar heyeti kararına istinaden hayvanlarını soktuklarını, ayrıca olay sırasında davacının tarlasında mahsül bulunmadığını savunmuşlardır.
    Davalılar yukarıda açıklanan yasal düzenleme gereğince kusursuz sorumlu olup, don ve kırağı düşmesi nedeni ile ürünlerin ticari değeri kalmadığından köy kararı ile tarlaların hayvan sahiplerine açılmasına karar verilmiş olması, davalıların sorumluluğunun niteliği itibariyle illiyet bağını kesecek boyutta kabul edilemez.
    Davacı tarafından olaydan sonra 07.11.2013 tarihinde yaptırılan tespitte mühendis bilirkişilerce, mevcut duruma göre kademeli olarak yapılan 2-3 hasat sonrası, biber bitkisinin üzerinde kalan ürünler hesaba katılarak, yaklaşık 57 dekar makedon biberinin zarar gördüğü, biberde %60 hasar meydana geldiği, bu zararın ürünün meyve ve yapraklarının zarar görmesi şeklinde oluştuğu tespiti yapılmış, yargılama sırasında 08.05.2015 tarihinde mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda ise, dava konusu olayın yaşandığı 2013 yılı Ekim ayında meydana gelen düşük sıcaklıklardan ciddi zarar gördüğü ve biberlerin üzerinde var olan ürünün de pazar değerini yitirdiği belirtilmiştir. Bu durumda raporlar arasında çelişki vardır. Kaldı ki davacı tanıkları da davalıların hayvanları tarlaya girdiğinde tarlada halen ürün bulunduğunu beyan etmişlerdir.
    Hal böyle olunca mahkemece, davalıların meydana gelen zarardan sorumlu oldukları kabul edilerek, davacının zararına yönelik değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden davanın tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK. nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi