Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3294
Karar No: 2018/2718
Karar Tarihi: 22.03.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/3294 Esas 2018/2718 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/3294 E.  ,  2018/2718 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : İş Mahkemesi

    A)Davacı İstemi:
    Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin 15/02/1989 olarak tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
    B)Davalı Cevabı:
    Davalı ... vekili özetle; öncelikle yasal süresinde açılmayan davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafından çalışıldığı iddia edilen döneme ilişkin ücret bordrosu, prim bildirge ve bordroları gibi belgelerin bugüne kadar işveren tarafından davalı Kuruma intikal ettirilmediğini, Kurumca yapılan işlemlerde usul ve yasaya aykırı bir husus olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    ilk Derece Mahkemesince ; “.... davacının 15.02.1989 tarihinde işe başladığına ilişkin işe giriş bildirgesinin 28/02/1989 tarihinde davalı kuruma verildiği, ancak hizmet bildiriminin yapılmadığı, davalı işverenin davacının bir müddet çalıştığını kabul ettiği, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmiş olması, sigortalının o işyerinde bir gün süre ile çalıştığına karine teşkil ettiği, yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesinin varlığı ve davalı işverenin de davacının çalıştığı yönündeki beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının davalı ..."a ait işyerinde 15/02/1989 tarihinde çalıştığı ve bu bağlamda davacının sigorta başlangıç tarihinin 15/02/1989 tarihi olarak tespitinin gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ... ” gerekçeleriyle “Davanın KABULÜ ile, Davacı ... T.C. Kimlik numaralı ..."in davalı ..."a ait işyerinde 15/02/1989 tarihinde çalıştığı ve bu bağlamda davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 15/02/1989 tarihi olarak tespitine, “ karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu;
    Davalı ... vekili; Hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığı, çalışmanın fiili olup olmadığı, gerçek bir çalışmanın mevcut olup olmadığının Mahkemece yeterli bir şekilde araştırılmadığı, gerekçeleri ve resen tespit edilecek gerekçelerle, Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    Bölge Adliye Mahkemesince “ Tüm dosya kapsamından ve özellikle, işe giriş bildirgesinin süresinde Kuruma verilmesi, işverenin davacının çalışmasını doğrulaması ve davacının sigorta sicil numarasının verildiği yıl olan 1989 yılına ait serilerden olması karşısında davacının hüküm altına alınan şekilde 1 günlük çalışmasının olduğu anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla feri müdahil Kurumun istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. ”gerekçesiyle “Feri müdahil vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,” karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı Kurum vekili “Sadece işe giriş bildirgesinin varlığı çalışmanın ispatı değildir.Bordro ve komşu işyeri tanığı dinlenmeden davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirir. ” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
    Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 23/06/1969 doğumlu davacının, bildirgedeki işe giriş tarihi olan 15/02/1989 tarihinde 20 yaşında olduğu, işe giriş bildirgesinin ,... 5. Blok No: 43 Konya adresindeki, ... sicil numaralı, ..."a ait şeker imalatı işyerinden 28/02/1989 tarihinde,53247 varide numarasıyla, Kuruma verildiği, davacının sigorta sicil numarasının 1989 yılına ait serilerden olduğu, aynı tarihli sigorta sicil kartı sureti sunulduğu, işyerinden 1989/1. dönem bordrosu verilmediği, hizmet cetvelinde davacının ilk sigortalı kaydının 1996 yılnda 4/A İBS kolundan olduğu, 2006-2015 tarihleri arasında muhtelif işyerlerinde geçen 7177 gün sigortalı çalışmaları olduğu, 43325 sicil numaralı işyerinin kanun kapsamında olduğu sürelerin bildirilmediği, davacının 29/11/1989 – 30/05/1991 tarihleri arasında askerlik yaptığı, dinlenen iki tanıktan birisinin işveren, diğerinin davalı işyerinde çalıştığını iddia eden ancak davacıyı hatırlamadığını belirten ... olduğu, eylemli çalışma olgusu yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Yapılacak iş; bordro olmaması nedeniyle bordro tanığı dinlenemediğinden Kurumdan, Belediye"den ve Vergi Dairesinden sorulmak suretiyle, ayrıca zabıta marifetiyle sağlıklı bir araştırma yaptırılarak komşu işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tespit etmek,tanık olarak beyanlarına başvurmak, sonrasında bu işverenler veya kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının kayıtlarını SGK’dan veya Vergi Dairesinden getirterek, bilgileri teyit etmek, işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığını bilirkişi marifetiyle tespit etmek,sigorta sicil kartının doruluğunu sorgulamak, işyerinin tescil bilgilerini Kurumdan getirterek kapsamda olduğu tarihleri belirlemek, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda yazılı sebepten dolayı ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    G)Sonuç:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/03/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi