21. Hukuk Dairesi 2017/3520 E. , 2018/2720 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : 27. İş Mahkemesi
A)Davacı İstemi:
Dava, sigorta başlangıç tarihinin 10.04.1985 olduğunun tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı ... vekili özetle; davanın yetkisiz mahkemede ve hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, yetkili mahkemenin ... İş Mahkemesi olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
ilk Derece Mahkemesince ; “ Davacı adına... Ltd Şti.ne ait kanatlı hayvan kesim işi yapan iş yeri tarafından davalı SGK ya verilmiş olan iş yeri giriş bildirgesi aslı dosya arasına celbedilmiş, işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti için yapılan imza incelemesinde sigortalı çalışanı tarafından atılan imzanın davacı eli ürününden çıktığının bildirildiği, davacı sigortalının sigorta ilk girişinin 10/04/1985 tarihinde olduğu bu nedenle kurumca tanzim edilen belgelerde davacının işe giriş tarihinin 10/04/1985 olarak gösterilmiş olması ve davacının çalıştığını iddia ettiği işyerinin 22/12/1976 tarihi itibariyle Yasa kapsamına alınmış olup SGK müfettişlerince denetlenmiş olduğu, davacı adına 10/04/1985 tarihinde bu tarihte işe başladığına dair tanzim edilen ve kuruma verilmiş olan işe giriş bildirgesinin aslının dosyaya celbedilmiş hususları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının 10/04/1985 tarihinde 1 (bir) gün çalıştığının tespitine karar verilmesi kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçeleriyle “ Davanın KABULÜ ile; Davacının 10/04/1985 tarihinde 1(bir) gün süreyle hizmet akdine dayalı olarak çalıştığı ile sigorta başlangıç tarihinin 10/04/1985 olarak TESPİTİNE,“ karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
Davalı ... vekili; Kişinin sigortalı sayılması için sadece işe giriş bildirgesinin verilmesinin yeterli olmadığı, aynı zamanda fiili olarak çalışmasının gerektiği, sigortalı ile ilgili bildirimlerde işverenin bulunması gerektiği, Kurum işleminin yerinde olduğu, gerekçeleriyle, Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince “ İhtilaflı döneme ilişkin bordrolara rastlanılmadığından bordro tanığının, davalı işyerinin mezbaha olması nedeniyle, bulunduğu yer itibariyle komşu işyeri tanığının olmadığı, davacı tanığının ise davacının çalışmasını doğruladığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamından ve özellikle, işe giriş bildirgesinin süresinde Kuruma verilmesi, dava konusu işe giriş bildirgesindeki imzanın davacının elinden çıkmış olması, davacının sigorta sicil numarasının 1985 yıl serilerinden olması ve davacı tanığının beyanları dikkate alındığında davacının hüküm altına alınan şekilde 1 günlük çalışmasının olduğu anlaşılmıştır. ”gerekçesiyle “ Davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,” karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davalı Kurum vekili “ Sadece işe giriş bildirgesinin varlığı çalışmanın ispatı değildir. Dinlenen tanığın ilgili şirkette çalıştığını belgeleyen (işe giriş bildirgesi vs.) bilgi ve belgeler araştırılmadan tanık beyanına itibar edilmesi isabetsizdir. ” gerekçeleriyle temyiz yoluna başvurmuştur
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 07/02/1966 doğumlu,davacının bildirgedeki işe giriş tarihi olan 10.04.1985 tarihinde 19 yaşında olduğu, kanatlı hayvan kesim işinde çalıştığını beyan ettiği, bildiriminin aynı şirketin inşaat işyerinden yapıldığı, 10/04/1985 tarihli işe giriş bildirgesinin ... Et ve Balık Kurumu Kombinasında faaliyet gösteren... Ltd Şti.ne ait ... sicil sayılı işyerinden aynı tarihte kurum kayıtlarına girdiği, bilirkişi tarafından bildirgedeki sigortalıya ait imzanın davacının elinden çıkmış olduğunun bildirildiği, 16038818 sigorta sicil numarasının 1985 yılı serilerinden olduğu, ... sicil numaralı Et ve Balık Kurumu ... Et Kombinası adresinde faaliyet gösteren... Ltd. Şti. isimli işyerine ait 10/04/1985-10/07/1985 tarihli döneme ilişkin dönem bordrolarına rastlanılmadığının bildirildiği, 138918-06 sicil numaralı inşaat işyerinin 03/04/1985 – 30/12/1993 tarihleri arasında yasa kapsamında olduğu, 76485 nolu işyerinin Ayaş yolu üzeri ... adresinde kurulu "kanatlı hayvan kesimi" işyeri olarak 22/10/1976 tarihi itibariyle ... Et Sanayi İşletme ve Tavuk Kom Müdürlüğü adına Yasa kapsamına alındığı ve hala faal olduğu,davacının hizmet cetvelinde 12/10/1992-2015 tarihleri arasında muhtelif işyerlerinde geçen sigortalı çalışmalarının toplamı 2612 gün olduğu, tek tanık dinlendiği ve sigorta kayıtlarının getirtilmediği, davacının çalıştığını iddia ettiği 76485 sicil numaralı işyerine ait bordro ve tescil kayıtlarının dosyada olmadığı, eylemli çalışma olgusu yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yapılacak iş; davacının çalıştığını iddia ettiği 76485 sicil numaralı işyerine ait dönem bordrolarını Kurumdan getirtmek ve bordro tanıklarının beyanlarına başvurmak, dinlenen tanığın sigorta kayıtlarını getirtip beyanlarının doğruluğunu sorgulamak, anılan işyerinin tescil bilgilerini Kurumdan getirterek kapsamda olduğu tarihleri belirlemek, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılarak, ilk derece mahkemesinin kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
G)Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22/03/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.