21. Hukuk Dairesi 2017/6040 E. , 2018/2725 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, sigorta başlangıç tarihinin 01.01.1983 olduğunun tespitiyle, emekliliğe hak kazandığına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, sigorta başlangıcının 01/01/1983 tarihi olarak tespiti ve 06/01/2015 tarihi itibariyle emeklilik başvurusunun kabulü istemine ilişkindir.
Mahkemece, “Davanın KABULÜ ile, Davacı ..."in ... Sicil sayılı ... ünvanlı davalı işyerinde 01/01/1983 tarihinde 1 gün (bir gün) süreyle asgari ücretle çalıştığının ve 01/01/1983 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespitine”, karar verilmiştir.
Karar, davalı SGK vekilince temyiz edilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 08/10/1966 doğumlu davacının, işe giriş tarihi olan 01/01/1981 tarihinde 17 yaşında olduğu, işe giriş bildirgesinin ... Mah. .... Blok No:8...adresindeki, ...’e ait... sicil numaralı, işyerinden 04/02/1983 tarih ve 7255 varide numarasıyla Kuruma verildiği, davacının 05/03/1986-06/09/1987 tarihleri arası askerlik yaptığı, hizmet cetvelinde çalışmasının 01/07/2011 tarihinde başladığı, 2011-2015 arası toplam 1280 gün 4/A hizmeti, 1989-2011 arası 8100 gün 4/B hizmeti olduğu, toplam 9380 gün sigortalılığı olduğu,; kurumdan emeklilik şartlarının 25 yıl 51 yaş (08.10.2017 tarihinde doluyor) 5450 gün olduğu, 51 yaşını doldurmadığından emeklilik talebinin red edilmiş olduğu, 51 yaşını doldurduktan sonra (08.10.2017 tarihinde) tekrar emeklilik talebinde bulunması gerektiğinin bildirildiği, dosyada 2.300318988.56.04 sicil numaralı, işyerine ait tescil bilgileri ve işyerinden bordro verilip verilmediğine ilişkin bilgi olmadığı, tanıkların sigorta kayıtlarının istenmediği, eylemli çalışma olgusunun yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece yapılacak iş; Kurumdan; işyerinden talep tarihini kapsayan bordro verilip verilmediğini sormak, çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığını yeterli sayıda bordro tanığı dinleyerek açıklığa kavuşturmak, bunun mümkün olmaması halinde Kurumdan, Belediye"den ve Vergi Dairesinden sorulmak suretiyle, ayrıca zabıta marifetiyle sağlıklı bir araştırma yaptırılarak komşu işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarını tespit etmek, tanık olarak beyanlarına başvurmak, sonrasında bu işverenler veya işyerlerinde çalıştığı tespit edilen komşu işyeri çalışanlarının kayıtlarını SGK’dan getirtmek, Kurumdan işyeri tescil bilgilerini istemek ve talep tarihinde işyerinin yasa kapsamında olup olmadığını sorgulamak, dinlenen tanıkların sigorta kayıtlarını getirtip, beyanlarının doğruluğunu sorgulamak,işe giriş bildirgesinin aslını getirtip bilirkişi marifetiyle imza ve fotoğraf incelemesi yaptırtmak, talep tarihinde 17 yaşında olan davacının öğrenim durumunu araştırmak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Kabule göre de; 08/10/1966 doğumlu olan davacının 506 sayılı yasanın Geçici 54. maddesi delaleti ile 60/G maddesi uyarınca 18 yaşını doldurduğu 08/10/1984 tarihinden evvel sigortalı sayılması imkanı bulunmadığı halde; sigortalılık başlangıç tarihinin 01.01.1983 tarihi olarak tespit edilmesi de isabetsiz olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22/03/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.