16. Hukuk Dairesi 2016/6850 E. , 2019/1631 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 102 ada 119 parsel sayılı 762,09 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak ve ölü olduğu beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle davalıların murisi ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydına ve miras yoluyla gelen hakka dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsadığının ve çekişmeli taşınmazın müşterek kök muris ...’den kaldığının davacı tarafça ispatlanamadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki, davacı taraf, çekişmeli taşınmazın müşterek kök muris ...’den kaldığını ileri sürmesine ve delil olarak da tapu kaydına dayanmasına rağmen, Mahkemece yöntemine uygun şekilde tapu uygulaması yapılmamış, dayanılan tapu kayıtlarıyla ilgili olarak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan herhangi bir bilgi alınmamış, dosya üzerinden yapılan incelemeyle tapu kayıtlarının sınırları ve kapsamları tespit edilmeye çalışılmıştır. Ne var ki, fen bilirkişisi tarafından dosyaya sunulan ek raporda dahi, dayanılan tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmaza uygulanabilmesi için yerel bilirkişilerin katılımıyla mahallinde yeniden keşif yapılması gerektiği belirtildiği halde Mahkemece yeniden keşif yapılmayarak, mevcut haliyle dosyada karar verilmiştir. Bu şekilde eksik ve yetersiz bir incelemeyle karar verilemez. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle, davacı tarafın tutunduğu 16.03.1984 tarih ve 5 sayılı tapu kaydı ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritasıyla birlikte dosya arasına getirtilmeli, söz konusu tapu kaydının revizyon durumu araştırılarak revizyon gördüğü taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları ve dayanakları ile davalı iseler dava dosyaları temin edilmeli, tapu kaydının revizyon gördüğü tüm taşınmazları ve bu taşınmazları dıştan çevreleyen komşu parselleri birarada gösterir birleşik kroki dosya arasına konulmalı, komşu parsellere ait kadastro tespit tutanakları ve dayanakları getirilmeli, dosya bu şekilde ikmal edildikten sonra da mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile uzman fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Yapılacak keşifte; öncelikle davacı tarafın tutunduğu tapu kaydı yöntemince mahalline uygulanarak kapsamı 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20/A maddesi gereğince varsa haritasına göre belirlenmeli, tapu kaydının haritasının bulunmaması veya uygulama kabiliyetinin olmaması durumunda ise hudutlarının yerel bilirkişilerce zeminde tek tek gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, teknik bilirkişiye uygulanan tapu kaydının kapsadığı alanı ve sınırlarını gösterir kroki düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmazın tutunulan tapu kaydının kapsamında kaldığının belirlenmesi halinde tapu malikleri arasında taksim yapılıp yapılmadığı, tapu kapsamında kalan diğer taşınmazların kimin adına tespit ve tescil edildiği, davacının murisi .... ya da mirasçıları adına söz konusu tapu kaydına dayanılarak tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, tapu malikleri arasında aynı nedenlerle açılıp sonuçlanan dava dosyaları bulunup bulunmadığı hususları araştırılmalı, varsa bu dava dosyaları getirilip incelenmeli, çekişmeli taşınmazın kısmen veya tamamen dayanılan tapu kaydının kapsamı dışında kalması halinde ayrıntılı şekilde zilyetlik araştırması yapılmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan çekişmeli taşınmazın kime ait olduğu, kim tarafından ne zamandan beri ne şekilde kullanıldığı, taşınmaza ilişkin haricen yapılan taksim, bağış ya da satış gibi bir hukuki işlem bulunup bulunmadığı, bulunmakta ise bu işlemlerin kimler arasında ne zaman yapıldığı ve zilyetliğin devredilip devredilmediği hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, bu kayıtlarda çekişmeli taşınmaz yönünün ne şekilde gösterildiği tespit edilmeli, bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.