3. Hukuk Dairesi 2018/8099 E. , 2019/2481 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; kaçak elektrik bedelinin tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazıyla takibin durduğunu belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını savunarak; davanın öncelikle zamanaşımından reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 28.01.2016 tarih ve Esas: 2015/1314, Karar: 2016/930 sayılı ilamı ile; "kaçak elektrik kullanımından dolayı tutanak tutulduğundan taraflar arasında “sözleşme benzeri” bir borç ilişkisinin kurulduğunu, sözleşme benzeri bir ilişkinin kurulması halinde olaya uygulanacak zamanaşımı süresinin 10 yıl olarak kabul edilmesi gerektiği, davalı hakkında kaçak elektrik tutanağının 17.07.2007 tarihinde düzenlendiği, icra takibinin 19.11.2012 tarihinde başlatıldığı, eldeki itirazın iptali davasının 24.03.2014 tarihinde açıldığı nazara alındığında icra ve dava tarihine kadar geçen sürede zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle işin esasına girilmesi, tüm taraf delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne Malatya 2. İcra Müdürlüğü"nün 2012/7262 takip sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin 8.625,15 TL asıl alacak, 7.975,76 TL işlemiş avans faizi olmak üzere 16.603,91 TL üzerinden devamına, davalı tarafın asıl alacağın %20"si oranında icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş, hüküm; taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davalının icra inkar tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
İcra ve İflas Kanunu"nun 67.maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Somut olayda, dava konusu alacak miktarı haksız fiile ilişkin olup açıklığa kavuşturulması gerektiğinden icra inkar tazminatına hükmedilemez. Bu itibarla; takip konusu alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bahsedilen bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK" un 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasında yer alan “Davalı tarafın asıl alacağın %20"si oranında icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine,” cümlesinin çıkarılarak yerine “Yasal şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine” cümlesinin eklenerek hükmün davalı yararına düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK" nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.