3. Hukuk Dairesi 2017/6716 E. , 2019/2488 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 01/12/2013 tarihinde işyeri olarak kiraya verdiği taşınmazı kiracı davalının harap bir şekilde bırakıp ayrıldığını, tespit yaptırdığını ileri sürerek şimdilik 22.750.00.-TL maddi zararın, 1.802.00.- TL tespit masrafının , 581.00.-TL aidat borcunun ticari faizi ile müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir .
Davalılar, kefil olan ..."ın iddia edilen kötü kullanımdan sorumlu olamayacağını, kiracının yeri kötü kullanmadığını , davacının zararının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, davalı ..."ın husumet ehliyeti bulunmadığından dava şartı yokluğundan davanın reddine, davalı şirket hakkında açılan davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 581 TL aidat alacağının davalı şirketten 13/07/2015 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş , hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 316. maddesi uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve yine aynı kanunun 334. maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiraya verene teslim etmekle yükümlüdür. Kiracı sözleşmeye uygun olağan kullanma dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım nedeniyle oluşan zarar ve hasardan sorumludur. Davacının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun kiralananın gözden geçirilmesi ve kiracıya bildirme başlıklı 335. maddesinde; "Kiraya veren, geri verme sırasında kiralananın durumunu gözden geçirmek ve kiracının sorumlu olduğu eksiklikleri ve ayıpları ona hemen yazılı olarak bildirmek zorundadır. Bu bildirim yapılmazsa, kiracı her türlü sorumluluktan kurtulur. Ancak, teslim alma sırasında olağan incelemeyle belirlenemeyecek olan eksikliklerin ve ayıpların varlığı hâlinde, kiracının sorumluluğu devam eder. Kiraya veren, bu tür eksiklikleri ve ayıpları belirlediğinde, kiracıya hemen yazılı olarak bildirmek zorundadır." şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı kiraya veren 30/06/2015 tarihinde tahliye edilen yerde bulunan zararın tespiti için 28/07/2015 tarihinde mahkemeye başvurmuş, delil tespiti dosyasına sunulan bilirkişi raporu kiracının kira sözleşmesinde bildirdiği adresine gönderildiği halde taşınma gerekçesi ile tebliğ belgesi iade olmuştur. Kira sözleşmesinin 11. maddesinde yeni adresini bildirmeyen tarafın kira sözleşmesinde yazılı adresine yapılacak tebliğin geçerli olacağı düzenlemesi yeralmış olup, bu madde tarafları bağlar .
Bu durumda mahkemece, davacı kiraya verenin yazılı bildirimde bulunduğunun kabul edilmesi gerekir.Mahkemece, konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak normal kullanımdan kaynaklı yıpranmalar dışındaki hor kullanım olup olmadığının, varsa bedellerinin belirlenip yıpranma payı da düşülüp hor kullanma bedeline hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlere davacı yararına hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.