Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4774
Karar No: 2018/4450
Karar Tarihi: 24.05.2018

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/4774 Esas 2018/4450 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2017/4774 E.  ,  2018/4450 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi
    İNCELENEN
    KARARIN
    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 02/11/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 02/02/2017 günlü karara karşı davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen 21/09/2017 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. Bölge adliye mahkemesince; istinaf başvurusunun reddine dair verilen hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, ... Gazetesinin 22/10/2015 tarihli nüshasında ve internet sitesinde birinci sayfasında manşetten ""17.5 Milyar Dolarlık Yolsuzluk İddiası"" başlığı ile 9. Sayfasında ise ""CHP" den şok iddia"" başlığı altında yayınlanan haberin ve haber içeriğinde davalı ..." nun beyanlarının davacının kişilik haklarını hukuka aykırı biçimde ihlal ettiğini ileri sürerek davacının uğradığı manevi zararın giderilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili; müvekkilinin milletvekili olarak görevini ifa ettiğini, görevi gereği sorumsuzluğunun bulunduğunu, milletvekili görevi gereği denetim fonksiyonunu icra etmesinde kamu yararı bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalılar ... Gazetecilik AŞ, ..., ... vekili , davaya konu haberin hukuka uygunluk şartlarını taşıdığını, haberin güncel olduğunu, manevi tazminatın koşulları oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, dava konusu haber bir bütün olarak ele alındığında siyasi görevi olan davalı milletvekilinin düşüncelerini kamuoyu ile paylaştığı, olayların güncel olduğu, haberin eleştiri sınırları içerisinde kaldığı, habere yönelik toplumsal ilginin bulunduğu, sunum
    sırasında özle biçim arasındaki dengenin bozulmadığı, demokratik toplum tarafından meşru sayılabilecek nitelikte, basın özgürlüğüne getirilmesi gereken bir sınırlamanın gerekli olmadığı ve davacının kişilik haklarına bir saldırı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükme karşı davacı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi"nce; milletvekili olan davalının beyanlarının Ticaret Sicil Gazetesi ve resmi kayıtlara dayandırıldığı yönünde açıklama yapıldığı, haberde geçen ... Enerji nin ortakları arasında ... Holding" in bulunduğu ve Kalyoncu ailesinin ... Holding" in sahibi olduğu bilgisinin haberde yer aldığı, tüzel kişiliği bulunan şirketlere yönelik açıklamalar yapıldığı, yayının doğrudan davacının şahsına yönelik olmadığı, haberde kamu yararının bulunduğu, görünür gerçeğe uygun olduğu, öz ve biçim arasındaki dengenin kurulduğu, yayının bütünü itibariyle düşünce açıklama ve basın hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Basın özgürlüğü, Anayasa"nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür
    davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir
    yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
    Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasa"nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
    Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
    Dava dosyasının incelenmesiyle; davaya konu Posta Gazetesinin 22/10/2015 tarihli nüshasında ve internet sitesinde birinci sayfasında başlayıp ekonomi sayfasında devam haberin "" Bağlantılarını açıkladı "" başlıklı bölümdeki “Bu rüşvet olaylarıyla ilgili yaptığımız
    araştırmada işlemlerin merkezinde Kalyoncu ailesine ait Zirve Holding"in olduğunu tespit ettik.” şeklindeki kesin kanı oluşturacak açıklama ve isnat nedeniyle davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığı anlaşıldığından davacıya uygun bir tutarda manevi tazminat
    takdir edilmesi gerekir. Anılan yön gözetilmeden istemin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. Bu haliyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi 4. Dairesinin kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK 373/1. maddesi gereğince KALDIRILMASINA ve İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi