4. Hukuk Dairesi 2016/6949 E. , 2018/4458 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : 1-... vekili Avukat ... 2-... 3-... vekilleri Avukat ...
Davacı Ata Un San. Tic. Ltd. Şti. vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 25/08/2015 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24/03/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... vekili ile davalılar Abdülhamit Bilici ve ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; davalı ..."ın Türkiye Ekmek Sanayi İşverenleri Sendikası"nın genel sekreteri olduğunu, Cihan Haber Ajansına yaptığı açıklamada Halk Ekmek Fabrikalarına un temin eden firmalarla ilgili iftiralarda bulunduğunu, bu açıklamaların davalı Abdülhamit Bilici’nin genel müdürü, ...’nin genel müdür yardımcısı olduğu Cihan Haber Ajansı’nın internet sitesinde haber yapıldığını ve bu şekilde yayılmasına da sebebiyet verildiğini, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek, uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; davalı ...’ın açıklamalarının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, açıklamanın içeriğinde adı geçmese de sektörde Halk Ekmek Fabrikalarına un temin ettiği bilinen davacı şirketin zan altında kaldığı, açıklamada herhangi bir bilimsel veriye dayanılmadığı, görünür gerçekliğin bulunmadığı, açıklamanın veriliş şekli itibarıyla özle biçim arasındaki dengenin korunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Matufiyet kelime anlamı olarak, "yöneliklik, yönelmiş olmaklık" olarak tarif edilmektedir.
Özellikle kişilik haklarına saldırı nedeniyle tazminat istemini içeren davalarda söz konusu olan matufiyet şartı, açıkça kanunda yer almamakla birlikte, Yargıtay içtihatlarıyla hukukumuza girmiştir. Matufiyet şartı içtihatlarda adı, sanı, kimliği belli olmasa da ona yöneldiği konusunda kuşku bırakmayacak şekilde ithamlara, yönelimlere yer veren ifadeler olarak kabul edilmektedir.
./...
-2-
Matufiyet yargısal kararlarda yayın ile şeref ve haysiyetine veya özel yaşamına dolayısıyla kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu iddia eden yönünden varlığı aranan önemli bir koşul olarak tarif edilmiş, matufiyetin varlığını kabul için o yayında veya konuşmada, ya kişinin adından açıkça söz edilmesi ya da konumunun, sıfatının gösterilmesi veya bunlardan söz edilmese dahi yayın içeriğinden bu kişinin amaçlandığı, sözlerin ona yönelik olduğunun anlaşılması veya anlaşılabilir olması şartları aranmıştır.
Hukuka aykırı eylemde bulunan kişi mağdurun ismini açıkça belirtmemiş veya isnat ettiği fiili üstü kapalı bir biçimde geçiştirmişse, isnadın mahiyetinde ve mağdurun şahsına matufiyetinde tereddüt edilmeyecek derecede karineler varsa, hem isim zikredilmiş, hem de hakaret vaki olmuş sayılır (Hukuk Genel Kurulu 16/09/2015 gün ve 2014/4-85 E 2015/1774 K- 07/07/2010 gün ve 2010/4-377 E 2010/365 K)
Bu ilke ve açıklamalar kapsamında; somut olayda, davalı ...’ın açıklamalarının yer aldığı haberde, davacının isim ve sıfatına yer verilmediği, makul (ortalama) okuyucu kitlesi tarafından davacının kastedildiği sonucuna varılamayacağı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı ...’ın açıklamalarının bulunduğu haberde yer alan ifadelerin davacıya matuf olmadığının kabulü gerekir.
Bu durumda, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davanın, matufiyet unsuru gerçekleşmediğinden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 24/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.