20. Hukuk Dairesi 2019/2612 E. , 2019/5287 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... vekili ile Hazine temsilcisi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, .......mahallesinde bulunan 5514 m2"lik taşınmaz ile 9190 m2"lik taşınmazın babaları .........ilyet ve tasarrufunda iken babalarının 2003 yılında vefat ettiğini ve halen kendilerinin zilyet ve tasarrufunda bulunduğunu bu nedenle adlarına tescilini talep ve dava etmişlerdir.
Mahkemenin 08.03.2010 tarih, 2010/143 E. - 789 K. sayılı kararı ile TMK"nın 713/1. maddesine göre taşınmazın olağanüstü kazandırıcı zamanaşımıyla kazanılması için öncelikle taşınmazın kazanılmaya elverişli olması gerektiği, dava dilekçesinden taşınmazın kök muris adına kayıtlı olduğunun anlaşıldığı, davacıların davayı açmakta hukuki yararları bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacılar tarafından temyizi sonucu; Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/334 E. - 2012/895 K., 07/02/2012 tarihli ilamı ile "Mahkemece, taşınmazın bulunduğu yerde kadastro yapılmadığı, davacı tarafın murisi adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmaz hakkında tescil davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacılar, dayandıkları ve murisleri adına kayıtlı tapu kayıtlarının kadastro tespiti sırasında revizyon görmediğini ileri sürmüşlerdir. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle davaya konu edilen taşınmazın bulunduğu yerde kadastro tespiti yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise taşınmaz hakkında ne gibi bir işlem yapıldığının tespit edilmesi gerekmektedir. Hal böyle olunca mahkemece taşınmaz başında teknik bilirkişi katılımı ile keşif yapılarak dava konusu yer kesin olarak belirlenmeli, nizalı yerin, arazi ve orman kadastrosundaki hukuki durumusaptanmalı, bundan sonra varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir." gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma sonrası davaya mahkemenin 2012/322 E. sayılı dosyası ile devam edilmiş ve mahkemece; dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporları, mahallinde yapılan keşif ve dinlenen tanık beyanı ile diğer bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; .... ilçesi, .... köyünde bulunan ve 06/11/2012 tarihli bilirkişi raporunda (E) ve (F) harfleri ile gösterilen kısımların evveliyatının davacıların murisi ... ait olduğu, .... ölünceye kadar bu yerleri kullandığı ve zilyetliğinde bulundurduğu, davacıların, murisleri ile birlikte zilyetliklerinin nizasız ve fasılasız olarak elli yıla yakın süredir devam ettiği, davacılar vekilinin müvekkilleri adına tescilini talep ettiği yerlerin özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden olduğu, davacıların fazlaya ilişkin taleplerinden 17/10/2012 tarihli dilekçeleri ile feragat ettiklerinin anlaşılmış olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, .... ili, ...ilçesi, ...... köyünde kain fen bilirkişi...... tarafından düzenlenen 06/11/2012 tarihli krokili bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen 5953,26 m2"lik kısım ile bu kısım üzerinde bulunan ve (F) harfi ile gösterilen 65 m2 yüzölçümünde yığma evin yeni ada ve parsel numaraları verilmek suretiyle 1/4 hissesi davacılardan ..... kızı ..., 3/8 hissesi Selahattin oğlu 1952 doğumlu ..., 3/8 hissesi ..... oğlu 1957 doğumlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hükmün davalı Hazine ve davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 2013/6194 E. - 2014/295 K. 09/01/2014 tarihli ilamı ile "Mahkemece 16. Hukuk Dairesinin bozma ilâmına uyulmuşsa da gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği, tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ile birlikte getirtilmediği, yerel bilirkişi eliyle tüm hudutları sorulup zeminde belirlenerek yöntemince uygulanmadığı, fen bilirkişisinden keşfi izlemeye elverişli kroki alınmadığı, komşu parsellere ait tutanaklar ile dayanakları getirtilerek tanık anlatımları denetlenmediği, gazete ve mahalli ilânlar yapılmadığı, tarım bilirkişisi ve orman bilirkişisi dinlenmediği’’ gerekçeleri ile hüküm bozulmuştur.
Bozma sonrası sonrası davaya mahkemenin 2014/219 E. sayılı dosyası ile devam edilmiş ve yargılama sonunda mahkemece; dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; harita mühendisi bilirkişi ...... tarafından düzenlenen 25/12/2015 tarihli krokili bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen 5953,26 m2"lik kısmın zilyetlikle kazanılabilecek arazi vasfında olduğu ve davacıların kesintisiz ve nizasız 20 yıldan fazla süredir bu kısım üzerinde zilyetliklerini devam ettirdiği ve böylece zilyetlikle kazanma koşullarını elde ettikleri anlaşılmış olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, harita mühendisi bilirkişi..... tarafından düzenlenen 25/12/2015 tarihli krokili bilirkişi raporunda (E) harfi ile gösterilen 5953.26 m2"lik kısmın yeni ada ve parsel numarası verilmek suretiyle 1/4 hissesi......kızı ..., 3/8 hissesi .... oğlu ..., 3/8 hissesi ..... oğlu ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ... vekili ile Hazine temsilcisi tarafından edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede; 1947 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan ve kesinleşen orman tahditi, 1977 yılında başlanıp 1979 yılında ilân edilerek kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması ve aplikasyon, 1965 yılında 766 sayılı Kanuna göre tapulama çalışması, 1984 yılında 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulama çalışması bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK"nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir. 4721 sayılı TMK"nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
Hüküm tarihinden önce, 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
1) ......illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2) ......Belediyelerinin sınırları il mülkî sınırlarıdır.
3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
Bu nedenle somut olayda ........ ilçesinin idari sınırları içinde bulunduğu ....... Büyükşehir Belediyesi de taraf olacağından 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince işlem yapılması için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekili ile davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 26/09/2019 günü oy birliği ile karar verildi.