21. Hukuk Dairesi 2016/18235 E. , 2018/2779 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz kapsamı ve temyiz nedenlerine göre, davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Dava sigortalının iş kazasından maluliyeti nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminta isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre davacı sigortalının, kaynakçı ustası olarak çalışırken 12/07/2013 tarihinde geçirdiği iş kazası neticesinde %7,2 oranında malul kaldığı, olayın gerçekleşmesinde davacının %30 oranında müterafik kusurunun bulunduğu, mahkemece kazadan sonra davalı işveren tarafından yapılan ödemeler dikkate alınarak 4,88 kat üzerinden yapılan hesaba itibar edildiği, kazadan sonra yapılan ödemelerin bir kısmının ifaya yönelik olduğu kabul edilerek maddi tazminat isteminden mahsup edilerek maddi tazminatın belirlendiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında uyuşmazlığın maddi zararın belirlenmesi ve kaza tarihinden sonra yapılan ödemelerin ifaya yaönelik olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
İş kazası sonucu maluliyete dayalı maddi tazminatının hesaplanmasında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Öte yandan, gerçek ücretin ise; işçinin kıdemi ve yaptığı işin özelliği ve niteliğine göre işçiye ödenmesi gereken ücret olduğu, işyeri veya sigorta kayıtlarına geçmiş ücret olmadığı Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır.
Davalı tarafça yapılan ödemelerin tazminat alacağından mahsup edilip edilmeyeceği konusunda davanın yasal dayanağını, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununu oluşturmaktadır. Kanunun 55. maddesinde, “ Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.”hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, hakkaniyete uygun maddi tazminatın tespiti açısından, öncelikle maaş ödemelerinin banka kanalıyla yapıldığının iddia edilmiş olması karşısında kaza tarihinden önce davacı işçiye banka kanalıyla yapılmakta olan maaş ödemelerine ilişkin kayıt ve belgelerin getrirtilmesi, aynı zamanda sigortalının yaşı ve yaptığı kaynakçı ustalığı işi ve davalı tarafça 10 yıllık deneyime sahip olduğunun da kabul edildiği dikkate alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TÜİK ve ilgili meslek odalarından ücret araştırması yapılması gerekirken; sadece kaza tarihinden sonra davalı işveren tarafından banka kanalıyla yapılan ödemelere itibar edilerek asgari ücretin 4,88 katı üzerinden hesap yapılması, aynı zamanda davalı tarafça kaza tarihinden sonra yapılan ödemelerin mahkemece maaş ödemesi olduğu kabul edilerek hesaba esas ücret olarak esas alınmış ise de çelişki arz edecek şekilde bu ödemelerin bir kısmının ifaya yönelik olduğu kabul edilerek tazminat alacağından mahsubu da hatalı olmuştur.
O halde mahkemece yapılacak iş, öncelikle kaza tarihinden önce davacı işçiye banka kanalıyla yapılmakta olan maaş ödemelerine ilişkin kayıt ve belgelerin dosyaya getirtilmesi, aynı zamanda davacının yaptığı kaynakçı ustalığı işi dikkate alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TÜİK ve ilgili meslek odalarından, sendika üyesi işçi olması halinde ise bağlı bulunduğu sendikadan yapmış olduğu iş ile ilgili alabileceği ücreti araştırmak, aynı zamanda davalı tarafça kaza tarihinden sonra davacıya yapılan ödemelerin ifaya dönük olup olmadığını değerlendirmek, ifaya ilişkin olmasının kabulü halinde tazminat alacağından indirmek, ifa amacı taşımayan maaş ödemesi veya sosyal yardım amacıyla yapılan ödeme niteliğinde olduğunun tespiti halinde ise tazminat alacağından tenzil etmeden maddi tazminat alacağını belirlemekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine 26/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.