(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2017/9749 E. , 2020/1757 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi vekili asıl dosyaya sunduğu 12.10.2013 havale tarihli, birleşen dosyaya sunduğu 04/12/2013 havale tarihli dilekçeleriyle, ... ili, ... ilçesi, Kurttepe mahallesinde kain 5000,00 m² yüzölçümlü olarak, arsa vasfı ve 11198 ada 3 parsel sayısıyla davalılar adına kayıtlı taşınmazın, kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili ve davalıların taşınmaza elatmasının önlenmesi istekleriyle dava açmıştır.
Mahkemece davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, asıl davada ... aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, davalı ... ve birleşen dosyada davalı ... aleyhine açılan davaların kabulü ile dava konusu Kurttepe mahallesi 11198 ada 3 parsel sayılı taşınmazın hisseli olarak davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davalıların taşınmaza elatmalarının önlenmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetimi ile davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.06.2016 tarih ve 2015/8645 - 2016/6336 E.-K. sayılı ilamıyla kısmen onanmış kısmen bozulmuştur. Hükmüne uyulan ilamda özetle ""1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada dava konusu 11198 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tamamının orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve dava konusu taşınmazın tapu maliki olmayan davalı ...’a açılan davanın husumetten reddine ve kendisini vekiller temsil ettiren ... lehine maktu vekâlet ücreti takdir edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalılar ... ve ... vekilinin tapu iptali ve tescil kararına ve davacı ... Yönetimi vekilinin husumet nedeniyle ret kararına ve vekâlet ücretine yönelik temyiz itirazlarının reddi ile anılan yönlerden hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davalılar ... ve ... vekilinin elatmanın önlenmesi kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Türk Medenî Kanunun 683. maddesi uyarınca mülkiyet hakkı bulunan malik, hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde yararlanma, kullanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Yine aynı hüküm uyarınca, haksız bir elatma varsa, anılan hüküm, malike her türlü haksız elatmanın önlenmesini isteme yetkisi de tanımıştır. Somut olayda, davanın açıldığı tarihte dava konusu taşınmaz davalılar adına tapuda kayıtlıdır. Davalılar, dava tarihinden önce
taşınmaz üzerinde tapu kaydına dayanarak tasarruf ettiğinden, davalıların dava konusu taşınmaza haksız bir elatmasından söz edilemez. Bu itibarla, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesini ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yolunda hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir."" gereğine değinilmiştir. Bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde mahkemece,1- Hüküm kısmının asıl dava yönünden davalı ... yönünden davanın husumet yönünden reddine, asıl ve birleşen dava yönünden davalı ... ve ... yönünden taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline ilişkin verilen karar Yargıtay tarafından onandığından, bu hususta yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının asıl dava yönünden davalı ... ve birleşen dava yönünden davalı ... yönünden açmış olduğu meni müdahale istemine yönelik talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından el atmanın önlenmesi ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil ile elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 14.04.1997 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ile 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Tapulama çalışmaları ise 1953 yılında yapılmıştır.
Dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve davalılar yararına nisbi vekalet ücreti takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına
10/06/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.