Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/10223
Karar No: 2012/9747

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2012/10223 Esas 2012/9747 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı işçi, davalı işverenlerden kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ve tatil çalışmaları karşılığı ücret alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Yerel mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Temyiz edilen kararın hüküm sonucu açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmemesi ve seri olarak açılan dosyalar için tek bir tutanak tutulması usul kurallarına aykırı olduğu belirtilmiş ve kararın bu nedenle bozulması gerektiği kabul edilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297, 321 ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8. maddesi anlatılmıştır.
9. Hukuk Dairesi         2012/10223 E.  ,  2012/9747 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA :Davacı vekili, davacı işçinin kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ve tatil çalışmaları karşılığı ücret alacaklarının davalı işverenlerden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Yerel mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davacının davalı ... Elektrik Dağıtım A.Ş.nin Kumburgaz İşletme Müdürlüğü işyerinde ... İnşaat Tic.Ltd.Şti.nin işçisi olarak çalışmakta iken 20/11/2008 tarihinde iş akdinin feshedildiğini, haftanın yedi günü saat 8-16 arası çalışmasına rağmen fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini ayrıca ramazan ve kurban bayramlarında birer günlük izin hariç tüm dini ve milli bayramlarda ve genel tatillerin tamamında davacının çalıştığını, bu tatillere ilişkin ücretlerinin de ödenmediğini belirterek, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ve tatil çalışmaları karşılığı ücret alacaklarının davalı işverenlerden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı ... vekili, davacı ile ... arasında hizmet akdi bulunmadığını, davacıyla diğer davalı şirket arasında hizmet akdi olduğunu işin ihale yoluyla davalı diğer şirkete verildiğini, diğer şirketin yapılan sözleşme kapsamında tüm işçilik alacaklarından sorumlu olduğunu, işin anahtar teslimi ve tamamıyla diğer şirkete ihale edildiğini, dolayısıyla ..."ın herhangi bir sorumluluğu olmadığını belirtirken, diğer davalı şirket vekili ise davacının işten çıkarılmadığını, şirketin ..."tan aldığı ihale sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle davacının 26/11/2008 tarihinden itibaren .../Tuzla-... adresinde görevlendirildiğini, ancak davacının çalışma şartları değiştiğinden işbaşı yapmayacağını bildirdiği ve davacının davalı tarafından gösterilen yeni işyerine gelip başlamadığını, davacının ücretlerinin zamanında ödendiğini, her şeyin kayıt altında olduğunu, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda alınan hesap raporuna itibar edilerek, davacının, davalı ..."ın asıl işveren, diğer davalı şirketin alt işveren ve işyerini devralan son işveren konumunda bulundukları işyerinde çalıştığı, sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde alt işveren tarafından feshedildiği, hesaplanan
    tazminatlarının ve genel tatil ücret alacağının ödendiğinin kanıtlanmadığı, 4857 sayılı iş kanununun 2/6 ve 6/1 maddeleri gereğince davalıların davacının işçilik alacaklarından birlikte sorumlu oldukları, genel tatil ücret alacağından taktiren 1/4 nispetinde hakkaniyet indirimi yapılarak karar verilmesinin hak ve adalete uygun düşeceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kısa kararda seri olarak açılan tüm dosyalar hakkında tek bir kısa karar ile hüküm kurulmuştur.
    D) Temyiz:
    Karar davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    E) Gerekçe:
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;
    a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
    b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
    c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
    ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
    d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
    e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,
    içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.
    Basit yargılama usulüne tabi yargılamalara ilişkin olarak 6100 sayılı HMK.’un “Hüküm” başlıklı 321. maddesinde aynen;
    (1) Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez.
    (2) Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hâllerde, hâkim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir” hükmü düzenlenmiştir.
    321. maddedeki “hükme ilişkin tüm hususlar”dan kastedilen HMK.’un 297. maddesindeki unsurlardır. Madde gerekçesinde tefhimin hüküm özetinin yazdırılması olduğu açıklanmıştır.
    Bu nedenlerle basit yargılamada da tefhim edilecek hüküm HMK.’un 297/2. maddesindeki unsurları taşımakla birlikte HMK.’un 321. maddesi uyarınca gerekçeli olmak zorundadır. Ancak Mahkemelerin iş yoğunluğu ve buna bağlı olarak duruşma dosyalarının çokluğu nedeni ile gerekçenin duruşmada yazdırılamaması halinde gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir.
    Bu yasal şekil yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E, 2007/611 K, Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı).
    Halen yürürlükte olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8 inci maddesine göre, iş mahkemelerince verilen nihaî kararlara karşı kanun yoluna başvurma süresi, karar yüze karşı verilmişse nihaî kararın taraflara tefhimi, yokluklarında verilmiş ise tebliği tarihinden itibaren sekiz gündür.
    Taraflar hükmün tefhiminin HMK.’un 297/2. maddesinde sayılan unsurları taşımaması halinde hak ve borçlarını bilemeyeceklerinden temyiz süresini kaçırmamak, hak kaybına uğramamak için kararı gereksiz yere temyiz etmek zorunda kaldıkları bir gerçektir.
    Bu nedenlerle hükmün tefhimi sırasında HMK.’un 297/2. maddesinde belirtildiği üzere “taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli ve zorunludur. Seri olarak açılan dosyalarda her bir dava dosyası için ayrı ayrı tutanak tutulması ve kısa kararın tefhim edilmesi zorunludur.
    HMK.’un 298/2 maddesi gereğince sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun olması, tefhim edilen kısa karara aykırı olmaması gerekir. Aksi halde, yargılamanın aleniyeti ilkesi zedelenmiş ve mahkeme kararına güven sarsılmış olacaktır. Asıl olan tefhim edilen kısa karardır. Gerekçeli kararın kısa karara uygun olmaması, çelişki yaratır ve gerekçeli kararın yok hükmünde olduğu anlamına gelir. Belirtmek gerekir ki, kısa karar ile gerekçeli karar çelişkisi, Yargıtay İçtihadı Büyük Genel Kurulu’nun 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Kararı gereğince bozma nedenidir.
    Somut uyuşmazlıkta mahkemece tefhim edilen kısa kararda seri olarak açılan davalar için tek bir tutanak tutularak hüküm kurulmuştur.. Taleplerden her biri hakkında hüküm kurulmadığı gibi, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar sıra numarası altında açıkça belirtilmemiş, hükümde tereddüde yol açılmış ve kısa karar gerekçeli karar çelişkisi yaratılmıştır. Seri olarak açılan dava dosyalarında bu şekilde tek bir kısa karar verilmesi tüm usul kurallarına aykırıdır Böylece belirtilen HMK.’un 297,298 ve 321. maddelerine aykırı davranılmıştır. Kararın salt bu nedenle sair yönleri incelenmeksizin bozulması gerekmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı salt sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi