3. Hukuk Dairesi 2017/3801 E. , 2019/2631 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat- menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı kiracı; Türkiye çapında faaliyet gösteren 6 adet ... Yapı Marketleri"nin içinde bulunan, sınırları belirlenmiş kafeterya alanlarının 14.12.2011 tarihli sözleşme ile dava dışı ... Gıda Paz. A.Ş."ye davalı tarafından kiraya verildiğini, ... adresindeki ile ... ... adresindeki iki adet kiralananın içindeki tezgah, makineler, alet, aksesuar, sair ekipmanlar dahil demirbaşları ile birlikte 04.01.2013 tarihinde toplam 154.361.26.-TL karşılığında dava dışı ... Gıda Paz. A.Ş."den devraldığını, davalının devirlere onayı sonrası 18.01.2013 başlangıç tarihli davaya konu yerlere ilişkin kira sözleşmelerinin imzalandığını, sözleşmelerde sürenin iki yıl + otomatik yenilenme şartıyla beş yıldan az olmayacak şekilde uzun süreli olması hususunun kararlaştırıldığını, sözleşme gereğince üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği halde davalı tarafından ziyaretçi sayısı ile çalışan sayısına ilişkin taahhüt edilen sayının yarısına bile ulaşılamadığını, kasaların kapalı tutulduğunu, marketin ısıtma ve aydınlatılmasında kısıntı yapılması nedeniyle gelen müşteri sayısının daha da azaldığını belirterek kiralananın sonradan ayıplı hale gelmesi nedeniyle kiralanan alanların devredilmesi istenilmiş ise de davalının oyalaması nedeniyle devrin gerçekleşemediğini, 13.12.2013 tarihli ihtar ile ayıpların giderilmesi ihtar edildiği halde davalının ihtara cevap dahi vermediğini, bu sırada davalının acze düşüp fiilen tasfiye sürecine girdiğini, marketin rafları boşaltılarak personelin işten çıkartıldığını, buna rağmen kiralananların günde en az 10 saat açık tutulması yönündeki sözleşmedeki kararlaştırmanın adaletsiz bir durum oluşturduğunu belirterek zararların tespiti ile tespit edilecek zararların ihtarnamenin tebliğinden itibaren işlemiş ve işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, davalı tarafından 2013 yılı başında vade ve düzenleme tarihi boş olarak alınan her biri 50.000.-TL "lik iki adet teminat senedinin aynen iadesini, iadenin mümkün olmaması halinde
iptalini, bunun da mümkün olmaması halinde bedelinin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; Mahkemece zarar kalemlerinin açıklanmasının istenilmesi üzerine, talebinin davalı tarafından vaadedilen hususların yerine getirilmemesi sebebiyle asgari on yıl boyunca kiracı olarak işleteceği kafeteryalara ilişkin mahrum kaldığı ticari kar ve kazanç bedeli, davalı tarafından devre onay verilmemesi sebebiyle mahrum kaldığı devir bedeli, kiralananın kiralama amacına uygun olarak işletilmesi için yapılan tezgah, dolap ve diğer demirbaş eşyaların taşınması halinde değersizleşeceği ve başka bir yerde kurulması ve kullanılmasının da mümkün olmadığından yatırım bedeli olan 154.361.26.-TL nin iadesi ile yapı marketinin kapanması nedeniyle işten çıkartılan işçilere ödenen tazminat bedeline ilişkin olduğunu bildirmiş, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava değerini 5.000.-TL olarak göstermiştir.
Davalı, dava dışı ... Gıda Paz.A.Ş. ile davacı arasındaki devirden bilgisi olmadığını, sözü edilen tezgah, makine ve sair her türlü ekipmanın malikinin kendileri olduğunu, bahsedildiği şekilde bir taahhütlerinin olmadığını, mecurun boşaltıldığı tarihe kadar aktif olarak kafeteryaların işletildiğini, öte yandan mal sahibi ile aralarındaki kira sözleşmesinin 10.04.2014 tarihinde feshedildiğini, kira ve yan giderler kapsamında takas mahsup talebinde bulunduğunu bildirerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Davada, dava açılırken dava değeri fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 5.000-TL olarak gösterilmiş ve bu miktar üzerinden harç yatırılmıştır. Dava dilekçesinde Mahkemeye yöneltilen talebin konusunun, talebin dayanağının, talebe konu miktarın ne olduğu hususlarının ayrıntılı ve anlaşılabilir olarak gösterilmesi, yargılama faaliyetinin doğru ve sağlıklı yürütülmesi açısından bir zorunluluktur. Hukuk yargılamasında tasarruf ilkesinin sonucu olarak (m. 24), talep olmadan bir dava incelenemez, ayrıca hâkim tarafların talepleriyle de bağlıdır (m. 26). Bu sebeple, dava dilekçesi, yargılamayı başlatmakta, hem vakıalar hem deliller yönünden çerçevesini çizmekte ve davada incelenecek talep konusunu belirlemektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesinin 1. fıkrasında, dilekçede yer alması gereken unsurlar sıralanmış olup, davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değerinin gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Somut olayda; davacı, 20.05.2014 tarihli dilekçesi ile zarar kalemlerinin nelerden ibaret olduğunu belirtmiş ise de bunlara ilişkin miktar belirtmemiştir. Bu nedenle, davacı tarafa, her bir talebine ilişkin alacak miktarını açıklanmasına imkan sunulması gerekmektedir. Mahkemece, davacı vekiline bu yönde süre verilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2-) 492 Sayılı Harçlar Kanunu"nun 15. maddesine göre yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nevi ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır. Aynı Yasa"nın 28/1. maddesinin a bendinde karar ve ilâm harcının dörtte birinin peşin geri kalanın kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödeneceği hükmü yer almakta olup yine aynı Kanunu"nun 32. maddesinde yargı harçları ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağı emredici hükmü konulmuştur.
Dava açılırken, harcın eksik alınmış olması halinde mahkemece davaya devam olunabilmesi için harcın Harçlar Kanunu"nun 30 ve 33.maddeleri uyarınca tamamlanması yoluna gidilir ve davacıya takip eden celseye kadar eksik harcı yatırması için süre verilir.
Şayet verilen süreye rağmen eksik harç ikmal edilmez ise HMK" nun 150. (HUMK."nun 409.) maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına, HMK"nun 150/5. maddesi gereğince üç ay içinde yenilenmeyen davanın ise açılmamış sayılmasına karar verilmelidir.
Davacı dava dilekçesinde, tazminat talebinin yanısıra davalıya verdiği teminat senetleri sebebiyle borçlu olmadığının da tespitini istemiştir.
04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hâkimin görevidir. Diğer bir deyişle; bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. (HMK. madde 33). Anılan yasal düzenlemeye göre davayı aydınlatma görevinin mahkeme hâkimine ait olmasına göre uyuşmazlığın çözümüne ilişkin hukuki nitelendirme yapılmalıdır. Somut olayda, iddianın ileri sürülüş şekline göre talep, menfi tespit isteğine ilişkindir.
Mahkemece yapılacak iş; kamu düzeninden olup, taraflarca ileri sürülmese dahi re"sen gözetilmesi gereken harç hususu dikkate alınarak davacıya dava dilekçesinde talep ettiği tutar üzerinden noksan harcı yatırması için bir sonraki duruşmaya kadar süre verilmesi, noksan harçlar tamamlanmadıkça müteakip işlemler yapılamayacağından, şayet noksan harç ikmâl edilirse işin esası incelenip hüküm kurulması, harcın tamamlanmaması durumunda 30. maddenin son cümlesi uyarınca işlem yapılması gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak Harçlar Yasası"nın 32. maddesine aykırı biçimde yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3 -) Taraflar arasında uyuşmazlık bulunmayan 01.01.2014 başlangıç tarihli iki yıl süreli kira sözleşmelerinin " Mücbir sebep" başlıklı maddesinde, kiralananın bulunduğu yapı marketinin kapatılması, ..."ın mal sahibi ile olan kira sözleşmesinin sona ermesi hallerinde sözleşmenin feshedilmesi durumunda ..."tan tazminat veya başka bir ad altında talepte bulunmayacaktır " düzenlemesi mevcut olup, davacının tacir olduğu da gözetilerek ,bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Davalı, sunduğu cevap dilekçesinde mal sahibi ile aralarındaki kira sözleşmesinin 10.04.2014 tarihinde feshedildiğini bildirmiştir. Ne var ki Mahkemece, üst kira ilişkisi ve feshine ilişkin belgelere dair herhangi bir araştırma yapılmamış olup üst kira sözleşmesi ve feshine ilişkin bilgi ve belgeler araştırılmadan, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda birinci, ikinci ve üçüncü bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.