(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/27481 E. , 2020/2965 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının, davalı şirkette ilk olarak 11.11.2005 - 01.12.2009 tarihleri arasında çalıştığını ve kıdem tazminatı ödenerek askerlik nedeniyle işten ayrıldığını, askerlik dönüşü ise 16.05.2011 - 01.07.2013 tarihleri arasında çalıştığını, ikinci kez işe başladığında kat hizmetleri departmanında 17 oda temizleyeceğine ilişkin anlaştığını, ancak işe başladıktan sonra oda sayısı ve çalışma saatlerinin arttığını, farklı departmanlarda çalıştırıldığını ve herhangi bir fazla mesai ödemesi yapılmadığını, tüm bu şikayetlerini davalı işverene bildirmesine rağmen hakkını alamadığı gibi istifa etmeye zorlandığını, tehdit edildiğini, bunun üzerine İzmir 11. Noterliğinin 01.07.2013 tarih 11245 yevmiye numaralı ihtarname ile iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile diğer bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının fazla mesai ücretine hak kazanıp kazanamadığı konusunda uyuşmazlık vardır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda zamanaşımı itirazı nedeni ile davacının sadece ikinci dönem çalışması olan 16.05.2011-04.07.2013 tarihleri arası için fazla mesai ücreti hesaplanmış, bu dönem için davacının haftanın 4 gününde 08:00 - 16:00 saatleri arasında yarım saat ara dinlenmesi ile çalıştığı, haftanın 2 gününde 08.00-19:00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenmesi ile çalıştığı, sonuçta haftada 5 saat fazla mesai yaptığı belirlenmiştir.
Fazla mesai yaptığını ispatla yükümlü olan davacı, bu çalışmasını tanıkla ispatlama yoluna gitmiş, ancak dinlettiği tanığın beyanından, tanığın çalışma süresinin ilk döneme ait olduğu, bu dönemin ise zamanaşımında kaldığı anlaşıldığından, davalı tanık beyanlarına göre çalışma süresinin yeniden değerlendirilmesi gerekmiştir. Davalı tanıklarından ... "... kat hizmetlerinde biz kişi başı 18 oda yapıyoruz, kişi işini 16:00 ya kadar bitirmiyorsa daha geç saatte çıkma durumu söz konusu olabilir, işini 16:00 da bitirip çıkanlar oluyordu, bitiremeyenler kalıyordu, eğer oda sayısı sorumluluğu yükseltiliyorsa oda başı saat bazında mesai ödeniyor, davacı fazla mesai yapımışsa ücretini de almıştır, haftada 6 gün çalışma vardır, " demiş, bir diğer davalı tanığı ... "...çalışma saatleri 08:00- 16:00 , 16:00- 24:00 , 24:00- 08:00 şeklinde 3 vardiya halindedir, davacı vardiyalı çalışıyordu, kat hizmetleri görevleri genelde saat 16:00 ya kadar oluyor, davacı vardiyalı çalışıyordu, fazla mesai yaptığı zaman yani fazla oda verildiğinde hakları ödeniyordu," demiştir. Bu anlatımlara göre, davacının normalde üçlü vardiya sistemi ile haftanın 6 günü çalıştığı ve yasal çalışma süresi olan 45 saati aşan mesaisinin olmadığı, fazla mesai yaptığı dönemler olabilse de bunların karşılığının ödendiği anlaşılmış, kaldı ki sunulan bir kısım bordrolarda da fazla mesai tahakkuklarına yer verildiğinden davacının bu ödemelerden daha çok fazla mesai ücretine hak kazandığı, davacı tarafça ispat edilememiştir. O nedenle fazla mesai ücretinin reddine karar verilmelidir.
3-Davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı bir diğer uyuşmazlık konusudur.
Davacı, davalı şirkete keşide ettiği İzmir 11. Noterliğinin 01.07.2013 tarih 11245 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iş sözleşmesini işyerindeki çalışma düzeni 08:00 - 16:00 saat aralığına göre oluşturulduğu halde sürekli 17:00’ ye kadar fazla mesai yaptırılması, temizleyeceği oda sayısının 17 iken 18’ e çıkartılması ve bu koşullarda çalışmaya zorlanarak üzerinde baskı oluşturulması, fazla çalışma ücretlerinin taleplerine rağmen ödenmemesi gerekçeleri ile feshettiğini davalı şirkete ihtaren bildirerek, alacaklarının ödenmesini talep etmiştir. Mahkemece de "davacının yasal iş sürelerinin üzerinde fazla çalışma yaptığı ve karşılığı ek ücretlerinin noksansız ödenmediği anlaşılmakla, feshin 4857 sayılı İş Kanununun 24/II-e maddesi kapsamında haklı nedenle yapıldığının kabulü ile kıdem tazminatı alacağının ödenmesi gerekeceği, " gerekçesi ile kıdem tazminatı kabul edilmiştir. Ancak yukarıda fazla mesai ücreti ile ilgili anlatım karşısında davacının fazla mesai ücretine hak kazanamadığı, bu nedene dayalı fesih sebebinin davacı açısından haklı neden olamayacağı kabul edilmelidir. Davacının temizleyeceği oda sayısının 17 iken 18’ e çıkartılması ve bu koşullarda çalışmaya zorlanarak üzerinde baskı oluşturulması iddiasına yönelik olarak, davacı tanığının davacı ile ilk dönem için birlikte çalıştığından fesih sebebini bilemeyeceği, davalı tanıklarından ... "davacının askerden önce ve sonraki yaptığı işlerde görev tanımında hiç bir değişiklik yoktu, askerden dönünce de aynı işi yaptı " şeklindeki beyanı ile de, çalışma koşullarında aleyhe bir durum oluştuğunu da ispat edemediği anlaşılmakla, davacının iş sözleşmesine haklı nedenle son verdiğini ispat edemediği anlaşılmıştır. O halde, açıklanan nedenlerle kıdem tazminatının da reddine karar verilmelidir.
4-Son olarak davacının 6 yıl 2 ay 7 gün hizmet süresi olduğu halde yıllık izin ücretinin 7 yıl üzerinden hesaplanması da hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.