Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5866
Karar No: 2019/2684
Karar Tarihi: 28.03.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/5866 Esas 2019/2684 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, eğitim veren bir kurum olarak davalının maliki olduğu bir binada kira sözleşmesi yaparak faaliyet gösterdiklerini ancak davalının sözleşmeye aykırı davranarak yeni bir bina inşa edip kafe olarak kiraladığını, ayrıca yükümlülüklerini yerine getirmediği için kira sözleşmesini feshettiklerini belirterek, tahliye ettikten sonra da daha yüksek kira bedeli ödeyerek başka bir yere taşındıklarını ve zararlarının karşılanması talep etti. Mahkeme, davacının iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Temyiz eden davacı vekili ise, mahkemenin yanılgılı değerlendirme ile vekalet ücretine hükmedildiğini ve düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Yargıtay, davacının temyiz itirazlarını reddetti ve vekalet ücreti konusunda yanlış bir değerlendirme yapıldığını, ancak bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğini belirterek hükmü düzeltti. Kararda, davacının talep ettiği hususların kanunlar açısından detaylı bir açıklaması yer almamaktadır. Ancak, kararda bahsedilen A.A.Ü.T'nin 13. maddesi, avukatlık ücretinin ne şekilde belirleneceğine dair hükümler içermektedir.
3. Hukuk Dairesi         2017/5866 E.  ,  2019/2684 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili; müvekkilinin eğitim veren bir kurum olarak davalının maliki olduğu ......’de 20/12/2004 tarihinde 26/09/2011 tarihine kadar kiracı olduğu; davalı şirket ortakları ile imzalanan kira sözleşmesi ile ...... nin 5 ve 6 katları 31/03/2015 tarihine kadar 01/06/2007 tarihli kira sözleşmesi ile de 7 . Kat 31/05/2017 tarihine kadar kiralandığını, sonra kira sözleşmesinde indirim içeren bir revizyonda mutabık kalındığını ve 16/11/2009 tarihli yeni bir kira sözleşmesi imzalandığını, ancak başarısız yönetimini devam ettirdiğini, kendi bünyesinde kantin açma hakkından feragat ettiğini, 3.kattaki işletmelerin kapanması ile kursiyerlerden müvekkiline şikayetler geldiğini, davalı şirketin gelirini arttırmak için girişinin ve tabelasının bulunduğu köşesine sözleşmeye aykırı olarak yeni bir bina inşa ettiği ve burayı kafe olarak kiraladığını, davalının yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle haklı olarak 26/09/2011 tarihinde kira sözleşmesini fesih ettiğini, kiralanana masraf yaptığını, tahliye ettikten sonra yeni binaya daha fazla kira bedeli ödeyerek kiracı olarak taşındığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve ileride ıslah edilmek üzere şimdilik imalatlarına ilişkin 10.000,00 TL’lik kısmın sözleşmenin fesih tarihi olan 26/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle, erken tahliyeden dolayı ödemek zorunda kaldıkları kira farkının ve 2022 yılına kadar olacak kira farkından doğan zararlarının tespiti sonucu hesaplanacak kira farkınını şimdilik 10.000,00 TL sinin tahliye tarihinden itibaren temerrüt faiziyle, 2 ayrı taşınmaz için yaklaşık 3 ay boyunca ödenen kira nedeniyle şimdilik 10.000,00 TL nin 15/12/2011 tarihinden itibaren temerrüt faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, mecurun sözleşmedeki amaçlanan kullanıma elverişli bir şekilde bulundurulduğunu, davacının tek taraflı olarak haksız bir şekilde sözleşmeyi feshettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; dava konusu mecurun tahliye edilmeden önce düzenlenen ayıp durumunun oluşmadığı, içinde bulunduğu ......"nin eski canlılığını kaybetmesinin ekonomik, sosyal ve çevre şartları gibi pek çok sebeplerin olabileceği ve bu durumlar nedeniyle de davalının doğrudan kusurlu olduğunun kabulünün hukuki anlamda mümkün olamayacağı ve davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2- Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T’nin 13. maddesinde’’
    (1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, ...... maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
    Mahkemece, yukarıda ifade edilen tarife hükümleri uyarınca davalı lehine ıslah edilen miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile dava dilekçesinde belirtilen değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan ‘’ 3.600,00 TL’’ rakamının hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine ‘’15.498,91 TL’’ rakamının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi