Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1492
Karar No: 2019/2686
Karar Tarihi: 8.03.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/1492 Esas 2019/2686 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/1492 E.  ,  2019/2686 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki asıl ve karşı alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı-k.davalı tarafından temyiz davalı-k.davacı tarafından katılma yoluyla temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının 01.01.2013 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, 01.12.2013 tarihli ihtarla kendilerine yeni bir iş yeri bulduklarından dolayı kiralananı 31.01.2014 tarihinde boşaltacaklarını ihtar ettiklerini,Ocak 2014 kira bedelinin ödendiğini, davalı tarafından keşide edilen ihtarın sözleşmenin 8. maddesine uygun olmadığını, sözleşmenin bir yıl uzadığını, feshi ihbarı kabul etmediklerini 03.01.2014 tarihli ihtarla bildirdiklerini, ileri sürerek teslim aldıkları 12.02.2014 tarihine kadar ödenmemiş olan 2014 Şubat ay kirası ile yeniden kiraya verilecek süreye kadar işleyecek kira bedellerinin tahsilini ve kira sözleşmesinden doğan diğer borçların saklı tutulmasını istemiştir.
    Davalı vekili ise davaya konu sözleşmenin 01.01.2013 başlangıç tarihli olup TBK hükümlerinin uygulanması gerektiğini,TBK.347. maddesinde belirtildiği gibi müvekkilinin 15 gün önceden yazılı bildirimde bulunmasının yeterli olduğunu,müvekkilinin kullanmaya başladıktan sonra kiralananda nem ve kokular meydana geldiğini davacının binada iyileştirme konusunda bir görüş bildirmediği gibi fahiş kira artışı istediğini bu nedenle müvekkilinin kiralananı haklı nedenle tahliye ettiğini belirterek davacının davasının reddini, karşı dava olarak da kiralananı sorunsuz olarak teslim ettiğinden 14.000 TL güvence parasının davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiştir.
    Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşılık davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından asıl davaya yönelik olarak temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2015/6444 esas 2015/8380 karar sayılı 13/10/2015 tarihli ilamıyla; “ Hükme esas alınan 01.01.2013 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Sözleşmenin özel şartlarının 8 maddesinde:”kiracı kira artış dönemlerinde (kira başlangıcından itibaren 12 aylık sürelerde)üç ay evvelinden yazılı bildirimde bulunmak kaydıyla mecuru tahliye edebilir.”hükmüne yer verilmiştir. Bu şekildeki kararlaştırma, sözleşmenin herhangi bir zamanda feshi halinde uyulması gereken ihbar koşulunu ifade etmekte olup, sözleşmenin sonu için uyulması gereken bir şart olarak kabul edilemez. TBK.nun 347.maddesi uyarınca, kiracı, sözleşmenin bitiminden en az 15 gün önce yazılı bildirim koşuluyla herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.
    Nitekim; davalı ... 3.Noterliği aracılığıyla gönderdiği 10.12.2013 tarihli ihtarında kiralananı 31.01.2014 tarihinde tahliye edeceğini ve anahtarların 31.01.2014 tarihinde teslim alınmasını ihtar etmiş bu ihtar 12/12/2013 tarihinde tebliğ edilmiştir.Yeni dönemde davalı kiracı kiralananı tahliye ederek kiralanana ait anahtarları ... 18.Noterliğinin 05.02.2014 tarih ve 3702 yevmiye nolu emanet tutanağı ile notere teslim etmiştir. Bu emanet tutanağı davacıya 07.02.2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.Bu durumda kiralananın anahtarlarının 07.02.2014 tarihinde davacıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. Kiracı, sözleşmenin bitim tarihinden önce TBK.nun 347.maddesi gereğince 15 gün önceden sözleşmeyi yenilemeyeceğini ihtar edip, anahtarların 07/02/2014 tarihinde teslim edildiği kabul edildiğine göre anahtar teslim tarihi olan 07.02.2014 tarihine kadar ödenmemiş kira bedeline hükmetmek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Söz konusu bozma ilamı uyarınca mahkemece; asıl dava yönünden davacı karşı davalının davasının kısmen kabulü ile 3.500,00 TL alacağın 18/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı/karşı davacıdan alınarak davacı/karşı davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davalı/karşı davacının davasının konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
    1- Davalı-k.dcı vekili, davacı-k.dlı vekilinin temyiz dilekçesine karşı düzenlediği temyize cevap dilekçesinde hükme ilişkin temyiz itirazlarını ileri sürmüşse de sözkonusu dilekçenin HUMK"nun 433. maddesinde öngörülen on günlük yasal süre içerisinde mahkemeye verilmediği anlaşılmaktadır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, Davalı-k.dcı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
    2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 298/2. maddesinde; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir.
    Dosyada; tefhim edilen kısa kararda “3.500,00 TL alacağın 18/08/2012 tarihlinden itibaren işleyecek yasal faiziyle”, gerekçeli kararda ise "3.500,00 TL alacağın 18/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı/karşı davacıdan alınarak davacı/karşı davalıya verilmesine" hükmedilmek suretiyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır.
    Buna göre, mahkemece; kısa kararla bağlı olmaksızın ve dosya münderecatına göre, açıklanan hususlar gözönünde tutularak vicdani kanaate göre karar verilmelidir.
    3- 6100 sayılı HMK.nun 305.maddesi gereğince; "Hüküm yeterince açık değil ise, veya icrasında tereddüt uyandırıyor ise, yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyor ise, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilirler.
    Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez veya değiştirilemez."
    Bu madde hükmünde belirtildiği gibi, açık olmayan veya çelişik fıkraları kapsayan hükümlerin açıklanması istenebilir. Yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça, verilen hükmün değiştirilmesi mümkün değildir. Hükümlerin tavzihi de bunun bir istisnası olarak kabul edilemez. Hakim, burada hükmün başka türlü anlaşılmasını önlemek için gerçeği ortaya koymakla ödevlidir.
    Tavzih, kural olarak sadece hüküm fıkrası hakkında olur. Hükmün gerekçesinin açıklanması için, tavzih yoluna başvurulamaz. Ancak, hüküm fıkrası ile gerekçe arasında bir çelişki varsa, bu çelişkinin giderilmesi için tavzih yoluna başvurulabilir. (Yargıtay HGK"nın 14.06.1967 gün ve 1967/9-462 E, 300 K, sayılı ilamı)
    Tavzih yoluna başvurabilmek için hükmün kesinleşmesini beklemeye gerek yoktur. Kesinleşmemiş olan kararlar hakkında da hükmün icrasına (yerine getirilmesine) kadar tavzih istenebilir. Fakat tavzih talebinde bulunulmakla temyiz süresi durmaz.
    İlamın icraya konulmasından sonra da, ilam tamamen icra edilinceye kadar hükmün tavzihinin istenilmesi mümkündür. Hakim, tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu hükmüne ekleyemez. Bunun gibi hüküm verirken unutmuş olduğu vekalet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip, bunu hükmüne dahil edemez. Aynı şekilde; kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki de tavzih yolu ile giderilemez.
    Mahkemece, gerekçeli kararda hükmedilen vekalet ücretine ilişkin davalı-karşı davacının başvurusu üzerine 12/10/2017 tarihli kararla, hüküm kısmının 6.maddesinin davacı-karşı davalının davası yönünden davalı-karşı davacı vekili için takdir edilen 9.670,00 TL vekalet ücretinin davacı karşılık davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine şeklinde tavzihine karar verildiği, bu şekilde düzeltme ile davalı lehine verilen vekalet ücretinin davacı aleyhine değiştirildiği görülmekle bu düzeltmenin maddi hatanın düzeltilmesi niteliğinde olduğunun kabulü mümkün değildir.
    O halde; yukarıda açıklanan ilkeler nazara alınarak, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar dışında hüküm değiştirilemeyeceğinden, tavzih talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde maddi hatanın düzeltilmesi kararı verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    4- Bozma nedenine göre, davacı-karşı davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacının katılma yoluyla temyiz talebinin reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, dördüncü bentte açıklanan nedenle davacı-karşı davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28/03/ 2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi