3. Hukuk Dairesi 2018/4057 E. , 2019/2690 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; davalının murisinden adi yazılı satış sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazların bedelini ödediğini, zilyedliği devraldığını, murisin taşınmazların devrini sağlamadığını, bedeli de iade etmediğini, sebepsiz zenginleştiğini ieri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 9.000 TL"nin olay tarihinden itibaren banka reeskont faizi ile müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece sebepsiz zenginleşmeye dayanan alacak davasının zamanaşımının dolmuş olduğu gerekçesi ile reddine karar verilmiş, mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2012/13781 esas 2012/18961 karar sayılı 17/09/2012 tarihli ilamıyla;
“....Dava dosyasında davalı mirasbırakanı ..."in veraset belgesinin bulunmadığı, dosyada yeralan nüfus aile kayıt tablosundan da 29/07/1969 tarihinde çocuksuz ve evli olarak öldüğü, kardeşlerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölümü tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirleneceğinden 743 sayılı Medeni Yasayı değiştiren 3678 sayılı Yasa uygulanmaksızın, 743 sayılı Medeni Yasanın 444.maddesi gereğince mirasbırakanın mirasçılarının belirlenerek davaya katılımları sağlanmalıdır.
Mahkemece yapılması gereken; mirasbırakan ile mirasçıları arasındaki ırsi ilişkiyi saptayan veraset belegesinin dava dosyasına alınması, davada yeralmayan diğer mirasçıların davaya dahil edilmeleri sureti ile taraf teşkilinin sağlanmasından sonra işin esasına girilmesidir.
Mahkemece davada taraf olabilme yeteneğinin dava şartlarından olduğu, bu hususun mahkemece resen gözönünde tutulacağı gözardı edilerek yukarıda anılan eksikler tamamlanmadan işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmayıp, usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.”
Söz konusu bozma ilamı uyarınca mahkemece; tarafların müşterek murisleri ölü 1945 doğumlu ..."e ait ise usuli bir eksiklik olan taraf teşkilinin sağlaması, ölü 1945 doğumlu ... mirasçılarının davaya dahil etmesi ve adlarına davetiye çıkartılması amacıyla davacı vekiline 600,00 TL gider avansını yatırması için ihtarat yapılarak 2 (iki) haftalık kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde eksik olan gider avansını tamamlamaması halinde davanın usulden reddine karar verileceğinin ihtar edildiği, süre içerisinde eksik olan avans gideri yatırılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 120. maddesinde davacının, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde ise, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verileceği hüküm altına alınmıştır. Yine aynı kanunun 324. maddesinde taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorunda olduğu, taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak ödeyecekleri hüküm altına alınmıştır.
Yargılamayı yapan mahkeme tarafından taraflara herhangi bir işlemi yapması, eksikliği gidermesi, avans ve giderleri yatırması, belgeleri sunması vb. nedenlerle süre verilmesi halinde mahkemece bu konuda yapılacak ihtarda taraflardan yerine getirilmesi istenen yükümlülüğün açıkça belirtilmesi, avans ve giderlere ilişkin harcama kalemlerinin ve miktarlarının net olarak belirlenmesi, sürenin hakim tarafından belirleneceği hallerde makul bir sürenin verilmesi, verilen sürenin kesin olup olmadığının belirtilmesi ve yapılması istenen yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde sonuçlarının ne olduğunun tereddüte yer vermeyecek şekilde ilgili tarafa bildirilmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinde; mahkemece verilen 18/9/2013 tarihinde; “Gider avansı yetersiz olduğundan kalem personelince davaya dahil edilen ... mirasçılarının bir kısmına tebligat çıkartılmadığı anlaşıldı, davacı vekiline 600 TL gider avansını yatırması için 2 haftalık kesin süre verilmesine, 2 haftalık kesin süreye rağmen gider avansını yatırmadığı takdirde bu delile dayanamayacağının ihtarına (ihtarat yapıldı)” ara karar verildiği, ancak verilen kesin süreye ilişkin ara kararın ihtar bölümünde davanın usulden reddedileceğinin ihtar edilmeyip, delile dayanılmayacağı ihtarı yapıldığı, böylelikle kesin süre ihtarının usulüne uygun olmadığı görülmektedir.
O halde, mahkemece usulüne uygun verilecek ara kararla, verilen kesin sürenin yerine getirilmemesi halinde sonuçlarının ne olduğunun tereddüte yer vermeyecek şekilde ilgili tarafa bildirilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddedileceğinin ihtarı yapılmadan karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.