Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 1988/1432
Karar No: 1989/879
Karar Tarihi: 22.02.1989

Danıştay 4. Daire 1988/1432 Esas 1989/879 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Tam yargı davası açarak satış kararının icrası nedeniyle doğan maddi zararın tazmini istemiyle açılan bir davada, davaya konu olabilecek idari işlemin yürütülmesi zorunlu bir kesin işlem olmadığı gerekçesiyle süre aşımından reddedilmesi Yüksek Mahkeme tarafından uygun görülmemiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 11 ve 12. maddelerine göre ilgililer, bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilecekleri ve bu halde de idareye başvurma haklarının saklı olduğu belirtilmiştir. Yükümlü Şirketin talebi doğrultusunda açılan dava 2577 sayılı Yasanın anılan hükümleri karşısında süresinde olduğu belirtilirken, Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından icra edilen işlem üzerine yapılan başvuruya karşı alınan cevabın dava süresini durdurucu nitelikte olduğu ve davaya konu idari işlemin yürütülmesi zorunlu bir kesin işlem olmadığı belirtilmiştir. Kanun hükümleri gereği, davaya konu olan idari işlem kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması için üst makama başvurulması gerekmektedir. Bu başvurmanın yapılmaması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı vurgulanmıştır. Yukarıdaki kararda Vergi Mahkemesi kararı usul noktasından reddedilmiş, fakat davanın esasına girilerek

Daire : DÖRDÜNCÜ DAİRE
Karar Yılı : 1989
Karar No : 879
Esas Yılı : 1988
Esas No : 1432
Karar Tarihi : 22/02/989

BİR İDARİ İŞLEMİN, YANİ SATIŞ KARARININ İCRASI DOLAYISIYLA DOĞDUĞU İDDİA OLUNAN MADDİ ZARARIN TAZMİNİ İSTEMİYLE AÇILMIŞ BİR TAM YARGI DAVASINI, İPTAL DAVASI OLARAK NİTELENDİREREK SÜRE HESABINDA 2577 SAYILI YASANIN 12 VE 11.MADDELERİ NAZARA ALINMADAN AYNI YASANIN 7.MADDESİNE DAYANMAK SURETİYLE DAVANIN SÜRE AŞIMINDAN REDDEDİLMESİNDE İSABET BULUNMADIĞI HK.
Yükümlü Şirketçe Kurumlar Vergisi borcunun yasada öngörülen süreden sonra ödenmiş olması nedeniyle, adına tahakkuk ettirilen gecikme zammının cebren tahsilini sağlamak için haczedilen kitap ve ansiklopedilerin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda öngörülen usule uyulmaksızın satılması nedeniyle doğan maddi zararın tazmini istemiyle açılan davanın; ortada yürütülmesi zorunlu kesin bir idari işlem bulunmadığı, bir an için davaya konu olabilecek bir idari işlemin mevcut olduğunun kabulü halinde de bu kez süre aşımı yönünden davanın reddi gerektiği gerekçesiyle reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararı Yükümlü Şirket Vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 12.maddesinde; ilgililerin, bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilecekleri ve bu halde de 11.madde uyarınca idareye başvurma haklarının saklı olduğuna değinilmiş, 11.maddesinde de, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi işinde istenebileceği ve bu başvurmanın, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı, Vergi Usul Kanununda yer alan vergi hatalarının düzeltilmesi istemleri dışında, bu madde hükümlerinin vergi uyuşmazlıklarında uygulanmayacağı belirtilmiştir.
Yükümlü şirket Vekili tarafından, mahcuz malların İdarece usulsüz olarak satışı nedeniyle doğan zararın tazmini isteminde bulunulmuş olması ve davanın mahiyeti itibariyle vergi uyuşmazlığı niteliğinde olmaması yönünden, 2577 sayılı Yasanın 12.maddesi delaletiyle 11.maddesi hükümlerinin olayda uygulama alanı bulacağı açıktır.
Nitekim, şirket Temsilcisi tarafından usulsüz yapıldığı ileri sürülen satışın gerçekleştirildiği 3.6.1986 gününden sonra başlamış olan dava açma süresi, 5.6.1986 tarihinde Maliye ve Gümrük Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü ve Ankara Defterdarlığına hitaben yazılan dilekçe ile üst makama başvuruda bulunulması nedeniyle durmuş ve Ankara Defterdarlığının 26.6.1986 günlü yazısının tebellüğ edilmesinden sonra yeniden işlemeye başlamıştır.
Bu duruma göre, 18.7.1986 günlü dilekçe ile açılan davanın 2577 sayılı Yasanın anılan hükümleri karşısında süresinde olduğu kuşkusuzdur. Bu itibarla, temyiz konusu kararın, yasal sürenin geçmesinden sonra dava açıldığı yolundaki gerekçesinde isabet görülmemiştir.
Öte yandan, Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından icra edilen işlem üzerine yapılan başvuruya karşı Ankara Defterdarlığınca Vergi Dairesi Müdürlüğünden konu ile ilgili olarak alınan bilginin Yükümlü Şirkete bildirilmesinin, yürütülmesi zorunlu bir idari işlem niteliğinde bulunmaması nedeniyle dava konusu edilmesinin mümkün olmadığı karar gerekçesinde vurgulanmış ise de, Defterdarlığın söz konusu yazısının, Yükümlü Şirket tarafından 2577 sayılı Yasanın 11.maddesi uyarınca üst makama yapılan başvuru sonucu verilen cevabı kapsar nitelikte bulunması, bu yönüyle dava süresinin durdurur nitelik taşıması ve davanın bu cevabın iptali için değil, satış işleminin hatalı icrasından doğan zararın tazmini dileğiyle açılmış bulunması yönünden, Mahkeme kararının bu geçikmesinde de Yasa hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
Belirtilen bu sebeplerle, Yükümlü Şirketin tazminat istemine ilişkin olarak davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, usul noktasından davanın reddedilmesinin İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümlerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Vergi Mahkemesi kararının, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmek üzere bozulmasına karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi