1. Hukuk Dairesi 2019/3315 E. , 2020/6573 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;Davacı, mirasbırakanları ..."in 1979 parsel sayılı taşınmazını davalı oğluna ölünceye kadar bakma akdiyle devrettiğini, yapılan işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, ayrıca taşınmaz üzerindeki evi de kendisinin inşaa ettiğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tesciline, taşınmaz üzerindeki evin kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, 65 yaşından sonra hem annesinin hem de babasının ölünceye kadar bakımını yaptığını, temlikin mirasbırakanın gerçek iradesini yansıttığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, mirasbırakanın bakımının davalı tarafından gerçekleştirildiği, mirasçıdan mal kaçırma kastının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekilince istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince; iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı hmk"nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-K A R A R-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle muhdesatın tespiti isteği açısından, davacı ...’nin sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası bakımından hukuki menfaati var ise de, dinlenen tanık anlatımlarından ve dosya kapsamından muhtesatın mirasbırakan ve mirasbırakanın eşi Ayşe tarafından yapıldığı gözetilerek muhdesatın tespiti isteğinin reddine karar verilmesi Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesine ek olarak bu gerekçe ve sonucu itibariyle doğru olduğuna göre davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 10.00. TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09.12.2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava muris muvazaası hukuki sebebine dayalı pay oranında iptal-tescil ve taşınmaz üzerindeki muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince iddiaların ispat edilemediği gerekçesiyle davaların reddine ilişkin karara karşı yapılan istinaf başvurusu, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiş, kararın temyizi üzerine sayın çoğunluk tarafından "..muhdesatın tespiti isteği açısından davacı ..."nin sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası bakımından hukuki menfaati var ise de, dinlenen tanık beyanlarından ve dosya kapsamından muhtesatın mirasbırakan ve mirasbırakanın eşi ... tarafından yapıldığı gözetilerek muhtesatın tespiti isteğinin reddine karar verilmesi Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesine ek olarak bu gerekçe ve sonucu itibariyle doğru olduğu.." açıklaması ile hüküm onanmıştır.Sayın çoğunluk ile aramızda hükmün onanması yönünde görüş ayrılığımız yoktur. Ancak, davacının muhtesatın aidiyetinin tespiti isteminin reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararına yönelik yukarıda açıklanan gerekçe yönünden görüş ayrılığı bulunmaktadır.Bilindiği üzere bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (TMK 684/1 mad.). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece kişisel bir haktır (TMK 722, 724, 729 mad.). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
Öyleyse muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğine karar verilebilir.Bunun yanında, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (HMK 106/2 mad.) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür. Bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re"sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir (HMK 114/1-h, 115 mad.).Somut olayda, muvazaalı temlik olunduğu iddia olunan taşınmaz üzerine yapılan binanın aidiyetinin tespiti isteminde bulunmasında davacının güncel bir hukuki yararının bulunduğu söylenemez. Davada ileri sürülen hak ile amaçlanan sonuç eda davası ile elde edilebilir niteliktedir. Öte yandan, davacı tarafın muhtesatla ilgili iddialarına ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. Ancak, öncelikle hukuki yararın varlığının incelenmesi gerektiğinden, sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açılabilecek bir alacak davası için önceden tespit isteminde bulunulmasının mümkün olduğu sonucuna varan; "..muhdesatın tespiti isteği açısından davacı ..."nin sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası bakımından hukuki menfaati var ise de, dinlenen tanık anlatımlarından ve dosya kapsamından muhtesatın mirasbırakan ve mirasbırakanın eşi ... tarafından yapıldığı gözetilerek muhtesatın tespiti isteğinin reddine karar verilmesi Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçesine ek olarak bu gerekçe ve sonucu itibariyle doğru olduğu.." şeklindeki sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum.