10. Hukuk Dairesi 2014/16200 E. , 2014/20658 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Artvin Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Tarihi :12.02.2014
No :2010/360-2014/53
Dava, sigorta başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacıya ait 20.11.1984 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı Kuruma süresi içerisinde verildiğine dair uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, Mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dava 5510 sayılı Kanun’un geçici 7/1’inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan, mülga 506 sayılı Kanun’un 79/10 hükmü uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Hizmet tespiti davalarının niteliği gereği tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re"sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır. Bu tür davalarda, çalışma olgusunun tanık dahil her türlü delille ispatlanabilmesi nedeniyle, delil serbestliği söz konusudur.
İnceleme konusu davada; davalı işverene ait 06207 sicil numaralı işyerinde 1.11.1984 tarihinde çalışmaya başladığı yönünde, hakkında düzenlenen imzasını içeren sigortalı işe giriş bildirgesi 18.12.1984 günü davalı Kuruma verilerek davacının bildiriminin yapıldığı, sigorta priminin ödenmediği, bildirgedeki kimlik bilgilerinin nüfus bilgileriyle uyumlu olduğu, işe giriş tarihinde davalı işyerinin kapsamda bulunduğu, sigorta sicil numarasının daha sonraki hizmetlerinde de kullanıldığı belirgin bulunmakla, davada istem, 01.11.1984 tarihindeki bir günlük sigortalı çalışmanın ve bu tarihin sigorta başlangıcı olduğunun tespitine ilişkin olup, mahkemece, ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; eksik inceleme sonucu hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece, 20.11.1984 tarihli bildirgenin verildiği işyerinden Kuruma verilen dönem bordrosu olup olmadığı ve zabıta marifetiyle komşu işyeri tanıklarının araştırıldığı, tanıkların tespit edilemediği anlaşılmakta olup, davanın kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek mahkemece yapılacak iş; hakkında düzenlenen sigortalı işe giriş bildirgesinde davacının işe giriş tarihinin 1.11.1984 olarak belirtilmiş olduğu gözetilerek, talebe göre davacının bildirdiği, bordro tanığı olduğu belirtilen tanıkların beyanlarına başvurularak, dinlenen tanıkların dava konusu yapılan tarihte iş yeri sigortalısı veya komşu iş yeri işvereni veya çalışanı olup olmadığı araştırılmalı, bu araştırmada gerekirse zabıta aracı kılınmalı, davalı Kurumdan, anılan kişilerin belirtilen tarihte sigorta bildirimlerinin hangi iş yerinden yapılmış olduğu sorulmalı, hizmet cetvellerinin getirtilmeli, davacıya verilmiş olan 15588553 sigorta sicil numarasının hangi yıla ait serilerden olduğu Kurumdan sorularak belirlenmeli ve elde edilen bilgilerin tanık anlatımlarında belirtilen olgularla örtüşüp örtüşmediği sigortalının sonraki çalışmalarında kullanılıp kullanılmadığı da irdelenerek, yönetimince uygun olarak yapılacak inceleme ve araştırma sonucu yapılacak değerlendirmeye göre karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.