10. Hukuk Dairesi 2014/19126 E. , 2014/20682 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İstanbul Anadolu 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 05.06.2014
No : 2012/114-2014/281
Dava, aksine kurum işleminin iptali ile maluliyet aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne; davacının maluliyetinin tespitine ve malulen emeklilik hizmetlerinden faydalandırılmasına, karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İlk kez, 25.01.2010 tarihinde maluliyet aylığı bağlanması için Kuruma başvuran davacı hakkında alınan Haydarpaşa Numune Hastanesinin 27.01.2010 tarihli raporunda; davacıda parkinson hastalığı bulunduğu ve yutma güçlüğü çektiği belirtilmiş ve sonrasında 03.08.2010 tarihli Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesi raporunda, aynı teşhis ile hafif orta dereceli özürlü olduğu belirtilmiş, 08.09.2010 tarihli Kurum kararı ile davacının en az %60 oranında çalışma gücünü kaybetmemesi nedeniyle başvurusunun reddedildiği, davacının, 22.04.2011 tarihinde itiraz ettiği, fakat, Kurumca aynı gerekçelerle itirazının da reddolduktan sonra eldeki davanın açıldığı anlaşılmakta olup, mahkemece, Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınmaksızın ve ayrıca aylığın başlangıcına dair herhangi bir hüküm kurulmaksızın verilen kararın eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa"nın 25. ve 26. maddesidir. Anılan madde; 4/a ve 4/b’li sigortalılar için “...çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını kaybettiği...” Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu Kurumun Sağlık Kurulunca tespit edilenlerin malul sayılacağı belirtilmiştir.
Anılan Kanun’un 26’ncı maddesinde ise; “Sigortalıya malûllük aylığı bağlanabilmesi için sigortalının;
a)25 inci maddeye göre malûl sayılması,
b) En az on yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması,
c) Malûliyeti nedeniyle sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan veya işyerini kapattıktan veya devrettikten sonra Kurumdan yazılı istekte bulunması, halinde malûllük aylığı bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların kendi sigortalılığı nedeniyle genel sağlık sigortası primi dahil, prim ve prime ilişkin her türlü borçlarının ödenmiş olması zorunludur.” hükmü getirilerek, “malullük aylığı” bağlanma şartları düzenlenmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 95’inci maddesinde malûl sayılmayı gerektirecek hastalık veya arızanın bulunup bulunmadığının tespitinde izlenecek yol açıklanmıştır. Buna göre, kurum sağlık tesislerince düzenlenen raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınmalı, söz konusu kurul raporlarının Kurumu bağlayacağı, ancak, diğer ilgilileri bağlamayacağı dikkate alınarak, itiraz halinde, Adli Tıp Kurumundan alınacak rapora göre karar verilmeli; Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile Adli Tıp Kurumu raporu arasında çelişki bulunması halinde ise, Adli Tıp Genel Kurulundan alınacak raporla, bu çelişki giderilip, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Bu durumda, mahkemece; 5510 sayılı Yasanın 95’inci maddesi gereğince öncelikle Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan rapor aldırılmalı, çelişki vaki olursa usulünce giderilmeli, ayrıca %60 maluliyet oranı ve davacının talep tarihi itibari ile bakıma muhtaç olup olmadığı araştırılmalı, sigortalılık süresi ve prim gün sayısına ilişkin şartların varlığı da ayrıca irdelenmek suretiyle 5510 sayılı Yasanın 27.maddesi hükmü de dikkate alınarak, infaza elverişli olacak şekilde maluliyet başlangıcı ve maluliyet aylığı başlangıç tarihi de usulünce belirlenmeli; bu kapsamda 5510 sayılı Kanun"un 25 ve 26. maddelerinde öngörülen maluliyet aylığı bağlama koşullarının oluşup oluşmadığı irdelenmeli ve şayet maluliyet başlangıcının, tahsis talep tarihinden önceki bir tarih olduğu belirlenirse, tahsis talebini takip eden aybaşı, sonraki bir tarih olduğu belirlenirse de, bu tarihi takip eden aybaşı itibariyle aylık bağlanmasına karar verilmelidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.