Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1620
Karar No: 2018/4690
Karar Tarihi: 04.06.2018

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/1620 Esas 2018/4690 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2018/1620 E.  ,  2018/4690 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar ... ve ... vekili Avukat ... tarafından, davalı...Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine 17/06/2015 gününde verilen dilekçe ile faiz alacağı istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 30/06/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, faiz alacağına ilişkindir. Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacılar vekili; davalı Belediyenin hizmetinde kiralık olarak kullanılan ve dava dışı ...’in sevk ve idaresindeki aracın sebep olduğu kaza nedeniyle işleten sıfatıyla davalı Belediye aleyhine...1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/343 esas sayılı dosyasında açtıkları davada faiz talebinde bulunmadıklarını belirterek, bu davada hükmolunan maddi ve manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizlerinin davalıdan tahsili isteminde bulunmuştur.
    Davalı vekili, kesin hüküm itirazında ve zamanaşımı def’inde bulunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece; haksız eylemin 11/08/2010 tarihinde gerçekleştiği, davaya konu alacağın 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60. maddesine tabi olduğu, olayda uzamış ceza zamanaşımı süresinin dikkate alınması gerektiği, ceza dosyasında sanık ... hakkında verilen mahkumiyet kararının 22/04/2014 tarihinde kesinleştiği, uzamış ceza zamanaşımı süresinin en fazla ceza mahkemesi kararının kesinleştiği tarihte dolduğu, eldeki davanın ise 17/06/2015 tarihinde açıldığı gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Haksız fiil 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 41. maddesinde tanımlanmış, 60. maddesinde de haksız fiil sorumluluğundan kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini istemi ile açılacak davaların bağlı olduğu zamanaşımı süreleri düzenlenmiştir. BK"nın 60. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık sübjektif ve nispi nitelikteki kısa zamanaşımı süresi, herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık objektif ve mutlak nitelikte uzun zamanaşımı süresi ile olağanüstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir (EREN Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, B. 9, İstanbul 2006, s. 794).
    Ayrıca 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) konuya ilişkin 49 ve 72. maddelerinin de aynı yönde düzenleme içerdiği belirtilmelidir.
    Aynı fiil bazen hem sorumluluğu gerektiren hem de ceza kanunlarına göre cezayı gerektiren bir fiil olabilir. Bu fiile göre Ceza Kanununun daha uzun bir zamanaşımı süresi öngördüğü hallerde, tazminat davasının daha önce zamanaşımına uğraması tutarlı bir çözüm oluşturmaz. Zira, cezalandırma müeyyide olarak tazminattan daha ağırdır. Bu sebeple, kanun koyucu uyum sağlamak amacıyla ceza davası için öngörülen zamanaşımı süresince tazminat
    davasının da devamını temin bakımından genel olarak BK 60/II (6098 sayılı TBK m. 72/I), özel olarak da KTK 109/II. maddesinde düzenleme yapmıştır.
    Buna karşılık, özel bir kanun hükmünün, özel olarak zamanaşımı süresi öngördüğü tehlike sorumluluklarında BK’nun 60. maddesi uygulanmaz. 2918 sayılı KTK’nun 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşıına uğrar” hükmüne, yine aynı kanunun 109/2. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun zamanaşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir.
    Burada üzerinde durulması gereken, 2918 sayılı KTK’nun 109. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin, tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece fiilin Ceza Kanununa göre cezayı gerektiren bir fiil olmasının yeterli olması koşuluna bağlanmış olmasıdır. Söz konusu kanun hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece fiilin cezayı gerektiren bir eylem olmasını yeterli görmekte; bunun dışında, eylemi gerçekleştiren fail hakkında soruşturma yapılmasını, ceza davası açılmış olması veya mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı koşulu aranmamaktadır. Dahası, söz konusu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından sürücü ve diğer sorumlular arasında bir ayrım da yapılmamış, böylece kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür.
    Öte yandan Ceza Kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı (uzamış zamanaşımı) süresi her halde olay tarihinden itibaren işlemeye başlar; sürenin işlemeye başlaması için zarar görenin zararı ve onun failini öğrenmesi koşulu aranmaz.
    Somut olayda; davalı Belediyenin işleteni ve dava dışı ...’in sürücüsü olduğu kamyondan yola dökülen yanık yağın kayganlaştırdığı aynı yol üzerinde aracıyla seyir halinde olan davacılardan ...’nin kullandığı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle her iki davacı yaralanmıştır. Kaza nedeniyle dava dışı ...’in taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan mahkumiyetine karar verilmiş ve karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçu ise olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 89. maddesinin 4. fıkrası kapsamındadır ve dava zamanaşımı süresi 5237 sayılı TCK’nun 66/e maddesi uyarınca 8 yıldır. Davaya konu trafik kazası 11/08/2010 tarihinde meydana gelmiş, faiz alacağına ilişkin eldeki dava ise 17/06/2015 tarihinde açılmıştır. Öte yandan faiz alacağının asıl alacaktan tamamen bağımsız bir davayla zamanaşımı süresi içinde talep edilmesi mümkün olup, haksız fiillere ilişkin tazminat faizinin de zamanaşımı süresi, asıl tazminatın zamanaşımı süresi kadardır. Buna göre, eylem için öngörülen uzamış ceza zamanaşımı süresinin 8 yıl ve sürenin başlangıcının olay tarihi olduğu dikkate alındığında, dava tarihi olan 17/06/2015 tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır.
    Şu halde mahkemece, işin esasının incelenip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi