7. Hukuk Dairesi 2015/2956 E. , 2015/2629 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm taraf vekillerince süresi içinde temyiz edilmiş, davalı ... vekili tarafından duruşma istenmiş ise de; HUMK"nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalıya ait işyerinde 01/06/1999-24/04/2012 tarihleri arasında ... Bölümünde çalıştığını, iş akdini emeklilik sebebiyle feshettiğini, akabinde işverenle sulh ve ibra sözleşmesi imzaladığını, ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/1419 E. sayılı dosyası ile kıdem tazminatı alacağı için davalıya ödeme emri gönderdiğini, itiraz ile icra takibinin durduğunu, davalının itiraz gerekçesinin işten ayrılmasından sonra başka bir işyerinde çalışmaya başlaması olduğunu, fesih beyanının işverene ulaşmasından sonra işçinin yeni bir işyerinde çalışmasının işvereni kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünden kurtaramayacağını, çalışma hakkının anayasal bir hak olduğunu ileri sürüp ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/1419 takip sayılı dosyasında davalı itirazının iptali ile takibin devamına, %20"den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının davalı şirkette 01/06/1999 tarihinden itibaren ... Bölümünde belirsiz süreli iş akdi ile istihdam edildiğini, davacının iş akdinin 30/03/2012 tarihinde .... hitaben yazmış olduğu dilekçeye ve ekinde ibraz edilen ... tarafından verilmiş kıdem tazminatı almaya hak kazanmış olduğuna ilişkin belgeye istinaden sonlandırıldığını, davacı ile 24/04/2012 tarihinde karşılıklı anlaşma sonucu sulh ve ibra sözleşmesi imzalandığını, 35.943,65 TL"nin dört taksitle ödeneceği konusunda anlaşma sağlandığını, ancak davacının iş akdinin sonlanmasının akabinde 01/05/2012 tarihinde başka bir işyerinde çalışmaya başladığını, davacının işten ayrılma gerekçesinin beyan ettiği üzere emekliliğe hak kazanmış olması değil davalı firma ile aynı sektörde yer alan rakip firmada çalışma isteği olduğunu, davacının söz konusu davranışının işverene karşı gösterilmesi gereken sadakat borcunun açık bir ihlali olduğunu, davacının kanunun kendisine sağladığı hakkı kötüye kullandığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesinin 1475 sayılı İş Kanununun 14. md. kapsamında 506 sayılı Yasanın 60. md. 1. fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) bendleri dışında kalan diğer şartlarının veya aynı Kanunu 85. md. öngörülen sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı tamamlanmasına bağlı olarak taraflar arasında imzalanan 24/04/2012 tarihli "sulh ve ibra sözleşmesi" uyarınca ...dan aldığı kıdem tazminatına esas yazı ile feshedildiği, davacı tarafından sulh ve ibra sözleşmesi uyarınca 9.000,00 TL + 9.000,00 TL kıdem tazminatı (asıl alacak) ile faizleri toplamı 18.297,37 TL alacağın ödenmesi talebi ile ... İcra Müdürlüğünün 2012/1419 takip sayılı dosyasında yapılan takibe davalı tarafça itiraz edilerek davacının işten ayrılmasının 01/05/2012 tarihinde rakip bir firmada çalışmaya başlaması sebebine dayalı olduğu ileri sürüldüğü, ancak 1475 sayılı Yasanın 14. md. kapsamında emeklilik hakkının kazanılması ve ..."dan hak kazanıldığına ilişkin belgenin alınıp işverene sunulması ile kıdem tazminatına hak kazanma koşulunun oluştuğu, bu nedenle işçinin kanunların kendisine tanıdığı emeklilik hakkını kullandığının anlaşılması karşısında fesihten sonra işçinin bir başka işyerinde çalışmaya başlamasını engelleyen bir kanun hükmünün de mevcut olmadığı, bu nedenle davacının kıdem tazminatı haklarının kendisine ödenmesi gerektiği gerekçesiyle itirazın iptaline, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacının iş akdini emeklilik için yaş dışında kalan 15 yıl sigortalılık ve 3600 gün prim ödeme koşullarını yerine getirerek feshettiği, taraflar arasında yapılan “Sulh ve İbra Sözleşmesi” ile davacının kıdem tazminatı alacağının miktarı belirlenerek taksitler halinde ödenmesine karar verildiği, davacının icra takibinin de sulh ve ibra sözleşmesine dayalı olarak yapıldığı ve sözleşme ile belirlenen ödenmeyen taksitlerin tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Takibe konu kıdem tazminatı alacağı taraflar arasında imzalanan sulh ve ibra sözleşmesi ile miktarı belirlenerek likit bir alacağa dönüşmüş olup davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olup bozma sebebi ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; hüküm fıkrasının icra inkar tazminatının reddine ilişkin 4.paragrafının tamamen çıkartılarak yerine;
“18.000,00 TL asıl alacağın % 20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, kararın bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 25/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.