
Esas No: 2017/2375
Karar No: 2021/6891
Karar Tarihi: 17.11.2021
Danıştay 4. Daire 2017/2375 Esas 2021/6891 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/2375
Karar No : 2021/6891
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- ...İnşaat ve Turizm Limited Şirketi
VEKİLİ: Av. ...
2- ...Vergi Dairesi Başkanlığı
(...Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ: Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacı tarafından, 2008 yılı zararının 2012 ve 2013 yıllarında indiriminin reddine dair ...tarih ve ...sayılı işlemin iptali ile 2009,2010,2011,2012,2013 yılları için ihtirazi kayıtla verdiği düzeltme beyannamesi üzerine 2012/1, 2013/1 dönemleri için yapılan kurumlar vergisi, damga vergileri tahakkuk işlemlerinin iptali ve yapılmayan kurumlar vergisi mahsup ve iadesinin yapılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ...Vergi Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararda; 2008 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde zarar beyan eden davacının, somut olayda, geçmiş yıl zararlarının mahsubu için her yıl beyannamesinde ayrı ayrı gösterilmiş ve beş yıldan fazla nakledilmemiş olması dışında Kanunda, beyannamede ancak bir önceki yıla ilişkin zararın mahsup edilebileceğine dair bir hüküm bulunmadığı, olayda, Kanun hükümlerine göre beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararların indirim konusu yapılacağı, davacının da 2008 yılında zarar ettiği ve 27/06/2014 tarihinde 2009, 2010, 2011, 2012, 2013 yıllarına ilişkin olarak verdiği düzeltme beyannamelerinde 2008 yılı zararını beyan ettiğinin görüldüğü, salt söz konusu zararını kâr beyan edilen 2011 yılında beyan etmediği için zarar mahsubu hakkını kaybettiğinin kabulünün hukuken mümkün bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 6545 sayılı Kanunun 45. maddesinin 4. fıkrası uyarınca; davacı şirket hakkında ihtirazi kayıtla verdiği 2012 ve 2013 yılları kurumlar vergisi düzeltme beyannamelerine istinaden yapılan tahakkuk işlemlerinin iptaline ilişkin mahkeme kararı kısmının hukuka uygun olduğundan bu kısma yönelik istinaf isteminin reddine, davacı şirketin iade ve mahsup talepli dilekçeleri üzerine davalı idarece 22/08/2014 tarihli yazı ile talebin yerine getirilemeyeceği bildirildiğinden, yazının tebliği üzerine otuz günlük sürede dava açılmayarak ihtirazi kayıtla 18/12/2015 tarihinde verilen düzeltme beyannameleri üzerine 21/12/2015 tarihinde açılan davanın, 2008 yılı zararı dikkate alınarak kurumlar vergisi iadesinin yapılmasına ilişkin kısmının ise esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı, 2008 yılı zararı dikkate alınarak kurumlar vergisi iadesi kısmının ise hukuka uygun bulunmadığından kararın bu kısmının kaldırılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle, istinaf başvurusunun kısmen reddine, kısmen kabulüne, .... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E: ..., K: ...sayılı kararının; 2008 yılı zararı dikkate alınarak kurumlar vergisi iadesinin yapılmasına ilişkin kısmının kaldırılmasına, davanın bu kısmının süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, 18/12/2015 tarihinde düzeltme beyannamelerini verdiği ve yasal süresi içerisinde davanın açıldığı, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 9. maddesinin 1. fıkrasında, her yıla ilişkin tutarlarının beyannamede ayrı ayrı gösterilmesi halinde beş yıldan fazla nakledilmemesi koşuluyla geçmiş yıl beyannamelerinde gösterilen zararlarının indirim konusu yapılabileceği kuralına yer verildiği, kararın süre yönünden reddine ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalının her yıla ilişkin zararının beyannamede ayrı ayrı gösterilmesi ve bir yıl zararının en fazla beş yıl indirime konu yapılabileceği aksi yorumun mükelleflerin istedikleri yıl zararlarını indirmeye sevk edeceğinden vergi mevzuatının bu şekilde yorumlanamayacağı, kâr beyan edilen dönemde kullanılmayan indirim hakkının sonradan kullanılamayacağı, davacının 2008 yılı zararından kendi rızası ile vazgeçtiği ve artık mahsup konusu olamayacağı belirtilerek kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve ...TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 17/11/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun “Zarar Mahsubu” başlıklı 9. maddesinde; Kurumlar vergisinin matrahının tespitinde, kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkin tutarların ayrı ayrı gösterilmek ve beş yıldan fazla nakledilmemek şartıyla geçmiş yılların beyannamelerinde yer alan zararların indirim konusu yapılacağı, hüküm altına alınmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının 2008 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde zarar beyan eden davacının, 2009,2010,2011 yıllarına ilişkin beyannamelerinde 2008 yılına ait zararı göstermemesine rağmen 2012,2013 yılları kurumlar vergisi beyannamelerinde 2008 yılı zararının geçmiş yıl zararları bölümünde gösterildiği, davalı idare tarafından düzenlenen 22.8.2014 tarih ve 15798 sayılı yazı ile, davacıya kar beyan edilen 2011 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde indirim imkanı olduğu halde, kurum kazancından indirilemeyen 2008 yılı zararının, 2012, 2013 yılı kurumlar vergisi beyannamelerinde indiriminin mümkün olmadığının bildirilmesi üzerine, 18/12/2015 tarihinde düzeltme beyannamelerinin ihtirazi kayıtla verilmesinin ardından yapılan tahakkukun iptali ve 2008 yılı zararı nedeniyle yapılmayan kurumlar vergisi iadesinin yapılmasına karar verilmesi istemiyle görülmekte olan iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Geçmiş yıl zararının, mahsup imkanının doğduğu ilk hesap döneminde kurum kazancından mahsup edilmesi gereklidir. Yıl atlanılması halinde bu zararın dönem kârından indirilmesi mümkün değildir. Mükellef kendi beyanı ile verdiği kurumlar vergisi beyannamesinde geçmiş yıl zararını göstermeyerek indirim hakkından vazgeçmiş olmaktadır. Zira Türk vergi sisteminde, mükellefin beyanı esas olduğu gibi, bu beyanlara karşı davada açılamamaktadır. Nitekim, vergi matrahının tespiti esnasında vergi kanunlarında sayılan indirim hakkından yararlanmak mükellefin takdirinde olup, kanunda sayılan indirim haklarını kullanıp kullanmayacağı mükellefin vereceği beyanname ile belli olmaktadır. Kaldı ki ticari ve mali bilançolarını hazırlayan ve bunu onaylayan bir şirketin, geçmiş yıl zararını göstermediği bilançosunda, müteakip yılda geçmiş yıldan gelen zararını göstermesi ve bunu mali tablolarına yansıtması muhasebe sistemi açısından da mümkün değildir.
Buna göre, 2008 yılı zararını takip eden ilk dönem kurum kazancından indirilmesi ve bu zarar indiriminin beyannamede ayrıntılı bir şekilde gösterilmesi gerekirken, kâr elde edilen 2011 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesinde gösterilmeyerek, cari dönemin kurum kazancından indirilmeyen, geçmiş yıl zararı ve sonraki döneme devreden zarar olarak beyan edilmeyen, mükellefin beyanlarından çıkardığı 2008 yılı kurum zararının, 2012, 2013 yılı kurum kârından indirilmesi mümkün olmadığından, davacı adına ihtirazi kayıtla beyan üzerine yapılan tahakkuk işlemlerinde hukuka aykırılık görülmediğinden Vergi Dava Dairesinin davalının istinaf isteminin kısmen reddine dair kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.