(Kapatılan)16. Hukuk Dairesi 2019/615 E. , 2021/3825 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermek için yeterli olmadığı belirtilerek, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi ve 3 kişilik ziraat mühendisleri bilirkişi kurulunun katılımıyla yeniden keşif yapılması, keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, taşınmazın öncesinin ne olduğu, taşınmaz üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, mevcut ise zilyetliğin hangi tarihte ve ne zaman başladığı, zilyetliğin hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, kimden kime ve nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup somut ve maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, beyanlar arasındaki çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmesi, ziraat mühendisleri bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın niteliği, kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmıyor ise ne kadar süredir kullanılmadığı, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve taşınmazın kalan bölümü ile arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususlarını açıklar nitelikte ayrıntılı ve gerekçeli, taşınmazların fotoğrafını da içeren rapor alınması, fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmazın ekilip sürülen ve boş kalan bölümlerinin ayrı ayrı işaretlettirilmesi, davacının ekonomik amaca uygun kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği belirlendiği takdirde 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesindeki miktar kısıtlaması göz önüne alınarak, davacı adına belgesizden tespit edilen taşınmazlardan dosyada eksik olan 101 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı getirtilerek, davacının zilyetlik yolu ile edinilebileceği miktar sınırının göz önünde bulundurulması ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi’’ gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, dava konusu 104 ada 113 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile 14.11.2018 tarihli fen bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen 1.859,73 metrekare yüzölçümündeki bölümünün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan kısmın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşacağından bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam ve eksizksiz olarak yerine getirilmesi zorunludur. Hükmüne uyulan bozma ilamında açıkça, dava konusu taşınmaza komşu parsellerin kadastro tutanakları ve varsa dayanağı belgeler getirtilmek suretiyle keşifte alınan beyanların denetlenmesi gereğine değinildiği halde, komşu parsellerin kadastro tutanakları ve eki belgeler getirtilerek keşif sırasında uygulanmamış, taşınmaz bölümünün kadim mera olup olmadığı hususunda aynı köyden ve komşu köylerden seçilecek mahalli bilirkişi marifetiyle öncesinin ne olduğu, üzerinde zilyetliğin bulunup bulunmadığı, zilyetliğin hangi tarihte ve ne zaman başladığı hususunda maddi olaylara dayalı biçimde beyan alınması belirtildiği halde, bu konuda soyut beyanlara itibar edilmiş, ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliği, mera vasfında olup olmadığı, üzerinde zilyetlik bulunup bulunmadığı, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve taşınmazın kalan bölümü ile arada ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususlarını açıklar nitelikte ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmamış, özellikle raporun içeriğinde çekişmeli bölüm ile taşınmazın kalan bölümü arasında ayırıcı unsur bulunduğu yönünde kanaat belirtildiği halde, bu kanaatin dayanakları somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı biçimde ortaya konulmadığı, rapora eklenen fotoğrafların da raporun içeriğini denetlemeye elverişli olmadığı anlaşıldığı halde, dosyadaki tereddütleri ortadan kaldıracak şekilde yeniden rapor alındırılmamıştır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmaza komşu taşınmazların tespit tutanakları ile varsa dayanağı olan belgeler ve mahkeme ilamları getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek aynı köy ve komşu köylerin halkından ayrı ayrı üçer kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera, yaylak, kışlak gibi yerlerden olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, alınan beyanlar komşu parsellerin tutanak ve dayanağı kayıtlar ile denetlenmeli; mahkeme hakiminin, taşınmaz bölümünün niteliğine ve komşu parsellerle karşılaştırmalı olarak fiziksel özelliklerine ilişkin ayrıntılı gözlemi keşif tutanağına aynen aktarılmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümünün öncesinin mera niteliğinde olup olmadığını, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini, çekişmeli bölümün taşınmazın geri kalanından nasıl ayrıldığını, aralarında doğal ya da yapay ayırt edici bir sınır bulunup bulunmadığını, tarımsal faaliyette kullanılıp kullanılmadığını, önceki ve mevcut niteliğini açıklayan, çekişmeli taşınmaz bölümünün değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, önceki bilirkişi raporunu da irdeler mahiyette ayrıntılı rapor alınmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verir kroki ve rapor düzenlemesi istenmeli; yapılan araştırma ve inceleme sonucu taşınmaz bölümünün öncesinin mera olduğunun anlaşılması halinde, meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukukça bir değer taşımayacağı gözetilmeli; dava konusu taşınmaz bölümünün kamu malı niteliğinde mera olmadığı sonucuna varıldığı takdirde, zilyetlik hükümlerine göre inceleme yapılmalı bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA,yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.04.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.