Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/5501
Karar No: 2018/3069
Karar Tarihi: 29.03.2018

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2017/5501 Esas 2018/3069 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2017/5501 E.  ,  2018/3069 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : İş Mahkemesi


    A)Davacı İstemi:
    Dava, Sigortalılık başlangıç tarihinin 04.02.1981 olarak düzeltilmesi ve davalıya ait işyerinde asgari ücretle en az 1 gün çalışmış olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    B)Davalı Cevabı:
    Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili özetle; davaya feri müdahil olarak katılması gerektiğini, bildirgenin, sigortalı konumunda çalışmanın varlığını kabul için yeterli olmadığını, bildirgeden farklı diğer belgelerle sigortalılık bildirimi yapılmayan davacı yönünden eylemli çalışma olgusunun Yargıtay içtihatlarında öngörülen yönteme uygun biçimde araştırılıp kanıtlanması gerektiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ... 24.03.2016 tarihli duruşmada; davacının 1981 yılında kendisinin yanında çalıştığını, elektrik motorları tamiri ile uğraşan işyerinin Karabağlar’da olduğunu, davacının işyeri açıldıktan birkaç ay sonra yanında çalışmaya başladığını, işe başladığında 12-13 yaşlarında olduğunu, her gün işe gelip gittiğini, karşılığında ücretini ödediğini beyan etmiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    İlk Derece Mahkemesince ; “ İddia, savunma, toplanan deliller, samimi tanık beyanları ve benimsenen bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacının ...sicil numaralı ... ünvanlı Elektrik motor sarımı işyerinden verilen 04.02.1981 tarihli işe girişi gösteren ve 11.02.1981 tarih ve 105340 vr. kaydı ile Kurum kayıtlarına intikal eden ilk işe giriş bildirgesine göre anılan işyerinde en azından 04.02.1981 tarihinde hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle (1) gün fiilen çalışmış olduğu ve davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 04.02.1981 tarihi olduğu sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçesiyle “ DAVANIN KABULÜNE, davacının 134910.35 sicil nolu işyerinde hizmet akdine istinaden ve günün cari asgari ücreti üzerinden 04/02/1981 tarihinde çalışmaya başladığının, bu işyerinde en az 1 gün çalıştığının, sigortalılık başlangıç tarihinin bu tarih olduğunun tespitine, Davanın niteliği gereği davalı ... hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına ” karar verilmiştir.
    İstinaf Başvurusu;
    Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili; Kurum işlemlerinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, eksik incelemeye dayalı usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
    Bölge Adliye Mahkemesince “ 4447 sayılı Kanun"un yürürlük tarihi öncesinde Kuruma sunulan bildirgenin çalışma olgusunun karinesini oluşturması ve davacı yararına oluşan bu yasal karinenin aksini ortaya koyacak herhangi bir kanıtın Kurumca ileri sürülmemesi, işyerinin, uyuşmazlık konusu tarihi kapsar biçimde 506 sayılı Kanun kapsamında faaliyetinin bulunması, yasal yönteme uygun olarak gerçekleştirilen bildirgeye dayalı tescilin Kurumca çekişmesiz sürdürülmüş olması, bildirgenin düzenlendiği tarihten itibaren süregelen dönemde prim ödemesi gerçekleştirmeyen işveren hakkında, sigortalıların sosyal güvenlik haklarını koruma anayasal yükümlülüğü altındaki Kurum tarafından herhangi bir işlem yapılmamış olmasının sigortalı aleyhine sonuç doğuramayacağına ilişkin hukuksal gerçeklik, ayrıca bilgi ve görgülerine başvurulan tanıkların da iddiayı doğrulayan aydınlatıcı ve net anlatımları karşısında, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu tarihte hizmet akdine tabi 1 günlük çalışma olgusunun varlığı belirgin bulunmakla, anılan tarihin sigortalılık başlangıcı olduğuna yönelik mahkeme kararı yerindedir. ” gerekçeleriyle “ ... 14. İş Mahkemesi"nin 06.04.2017 tarihli, 2015/419 Esas, 2017/93 Karar numaralı hükmüne yönelik davalı SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan REDDİNE, ” karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı Kurum vekili “ İşe giriş bildirgesi tek başına fiili çalışmanın kanıtı değildir. Sigortalılıktan sözedebilmek için inandırıcı ve yeterli kanıtlar gerekir. ” gerekçesiyle temyiz yoluna başvurmuştur
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 108.maddesinin 1. fıkrasında; "Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihtir." hükmü düzenlenmiştir.
    Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa"nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa"nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa"nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa"nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması gerektiği ortadadır. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içerisinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği ancak yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınmalı ve giriş bildirgesi ile birlikte eylemli çalışmanın bulunup bulunmadığı özellikle belirlenmeli, buna göre dönem bordrosunda yer alan ve davacının talep ettiği tarihte çalışması mevcut tanıklar ile gerektiğinde komşu işyerleri çalışanları olduğu kayıtlarla ya da kolluk yolu ile yaptırılacak araştırma ile belirlenen kimselerin beyanlarına başvurulmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 02/12/1969 doğumlu davacının, bildirgedeki işe giriş tarihi olan 04/02/1981 tarihinde 11 yaşında olduğu, işe giriş bildirgesinin 11.02.1981 tarih ve 105340 varide sayısı ile Kuruma verildiği, aynı tarihli sigorta sicil kartı sureti sunulduğu, ... Cad. ... pasajı, ... Mobilya yanı, 12/2, Karabağlar/... adresinde bulunan ... sicil numaralı ... Atölyesi-... ünvanlı Elektrik motor sarımı işyerinin 04.02.1981 - 31.10.1981 tarihleri arasında Yasa kapsamında olduğu, işyerinden 1981 yılında dönem bordrosu verilmediği, komşu işyeri sahibi ve çalışanlarının tanık olarak dinlendiği ancak adreslerinin davalı işyeriyle uyuşmadığı, davacının hizmet cetvelinde 1985/3. dönemden itibaren 4/a çalışmasının başladığı, ... Mesleki Eğitim Merkezi Müdürlüğünün 03.03.2016 tarihli 640 sayılı yazısına göre; ... ile ilgili olarak yapılan arşiv araştırmasında okullarında herhangi bir kaydına rastlanmadığı bilgisinin verildiği, eylemli çalışma olgusu yeterli ve gerekli bir araştırmayla sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Somut olayda uyuşmazlık,fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Talep tarihinde 11 yaşında olan davacının,18 yaşından küçük olması, 11 yaşında bir çocuğun bobinaj atölyesinde çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olması komşu işyeri tanıklarının davacının işi öğrenmeye çalıştığını beyan etmeleri karşısında çalışılan işyeri , çalışma koşulları ile yapılan işin niteliği göz önüne alınarak davacının üretime yönelik mi ,yoksa bir meslek ve sanatın öğrenilmesi amacıyla mı çalıştığı, hususu irdelenmeden sonuca gidilmiş olması hatalı olmuştur.
    Taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile, davacının belirtilen devrede çırak olup-olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılarak karar verilmelidir. Akdi ilişkinin üstün niteliği çalışma olgusu değil, sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesi ise çıraklıktan bahsedilebilecektir. Çırak,işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir.
    Bu durumda Mahkemece yapılacak iş; dinlenen tanıkların işyeri adresleriyle davalı işyerinin adresini karşılaştırarak, tanıkların komşu işyeri sıfatına haiz olup olmadıklarını sorgulamak, komşu işyeri olarak nitelendirilememeleri halinde yeni komşu işyeri araştırması yapmak ve tespit edilen kişilerin tanık olarak beyanlarına başvurmak, aksi halde tanıklardan tekrar davacının çalışmasının niteliğini sormak, talep tarihinde 11 yaşında olan davacının o tarihte öğrenci olup olmadığını araştırmak suretiyle çalışma olgusunu irdelemek, davacının sigorta sicil numarasının Kurumun hangi ünitesince verildiği ve hangi yılın serilerinden olduğunu sormak, işe giriş bildirgesinin aslını getirtip imza incelemesi yaptırtmak, çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince ortaya koyduktan sonra davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden hüküm kurulması gerekirken, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    G)Sonuç:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29/03/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi