21. Hukuk Dairesi 2019/242 E. , 2020/1844 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozma üzerine ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
KARAR
Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının eş ve çocuklarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemenin 05/05/2016 tarihli davacı eşin maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, davacı çocukların maddi tazminat taleplerinin kabulüne, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne dair Hükmü Dairemizin 27/02/2018 tarihli ilamı ile davacı çocuklar ... , ... ve ... "un ortaöğrenime devam ettikleri anlaşıldığı halde 25 yaşlarına kadar destek göreceği varsayımıyla zarar hesabı yapılması gerekirken erkek çocuğun 20, kız çocukların 22 yaşına kadar hesap edilen zararlarına göre sonuca gidilmesinin hatalı olduğundan ve davacı eş yararına hükmedilen 10.000,00 TL manevi tazminatın az olduğından bahisle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda davacı eş ..."un maddi tazminat talebinin reddine, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20.09.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacı çocuk ... "un maddi tazminat talebinin reddine, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20.09.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacı çocuk ..."un maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 10.616,26 TL"nin kaza tarihi olan 20.09.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20.09.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacı çocuk ..."un maddi tazminat talebinin kabulü ile; 17.287,88 TL"nin kaza tarihi olan 20.09.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20.09.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davacı çocuk ..."un maddi tazminat talebinin kabulü ile; 24.543,34 TL"nin kaza tarihi olan 20.09.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına, 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 20.09.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, reddine karar verilmiştir.Usuli kazanılmış hak kavramı, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir.( HGK.nun 12.07.2006 T., 2006/4-519 E, 2006/527 K, 03.12.2008 T., 2008/10-730 E., 2008/732 K.) Usuli kazanılmış hak ilkesi kamu düzeniyle ilgilidir. (09.05.1960 T., 21/9; 04.02.1959 gün 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı) Somut olayda; Mahkemenin 05/05/2016 tarihli kararının taraf vekillerinin temyizi üzerine davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle, davacı taraf yararına davacı çocuklar ... , ... ve ... "un ortaöğrenime devam ettikleri anlaşıldığı halde 25 yaşlarına kadar destek göreceği varsayımıyla zarar hesabı yapılması gerekirken erkek çocuğun 20, kız çocukların 22 yaşına kadar hesap edilen zararlarına göre sonuca gidilmesinin hatalı olduğundan ve davacı eş yararına hükmedilen 10.000,00 TL manevi tazminatın az olduğından bahisle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve yargılamaya devam edilmiş olup, davacı taraf yararına oluşan kazanılmış hak ihlal edilerek bir kısım davacılar bakımından bozulan kararda hüküm altına alınan maddi tazminat tutarlarının altında maddi tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır.Yapılacak iş; bozma öncesi hükme esas alınan 29/02/2016 tarihli hesap raporundaki diğer bütün verilerin aynı kalması suretiyle Dairemizin 27/02/2018 tarih 2016/12744 Esas 2018/1912 Karar sayılı ilamında belirtilen çocukların 25 yaşlarına kadar destek göreceğinin varsayımıyla 29/02/2016 tarihli hesap raporunu düzenleyen bilirkişiye zarar hesaplarının yaptırılması (davacı çocuk ... "nın evlendiği tarih dikkate alınarak) ile önceki bozma ilamındaki hususların gözönünde bulundurularak usulü kazanılmış haklara da riayet edilerek rapor neticesine göre bir karar vermektir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 02/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.