1. Ceza Dairesi 2019/346 E. , 2019/2314 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Eşini öldürme, kasten öldürme suçuna iştirak, suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirme
HÜKÜM : Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/05/2018 gün, 2017/411 (E) ve 2018/183 (K) sayılı ilamı ile;
1- Sanık ... hakkında; TCK"nin 82/1-d, 53. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına yönelik istinaf isteminin esastan reddine.
2- Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında;
a) Kasten öldürme suçuna iştirakten CMK"nin 223/2-e maddesi uyarınca beraat hükmüne yönelik istinaf isteminin esastan reddine,
b) Suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirme suçundan CMK"nin 223/2-e maddesi uyarınca Beraat hükmüne yönelik istinaf isteminin CMK"nin 279. maddesi uyarınca reddine.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Sanık ... müdafii duruşmalı inceleme isteminde bulunmuş ise de; 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 100. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nin 299. maddesi uyarınca incelemenin dosya üzerinden yapılması uygun görülmekle;
Sanıklar ..., ...,..., ... ve ... hakkında suç delillerini gizleme, yok etme veya değiştirme suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik CMK"nin 279/1-b maddesi uyarınca verilen "istinaf başvurusunun reddine" dair karar aynı Kanun maddesinin son cümlesi uyarınca itiraza tabi olduğundan, bu karara yönelik Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin temyiz istemi inceleme kapsamı dışında bırakılmıştır.
Sanık ... hakkında; maktul ..."i nitelikli kasten öldürme suçundan mahkumiyet, sanıklar..., ..., ..., ... ve ... hakkında; kasten öldürmeye iştirak suçundan beraatlerine dair hükümlere karşı düzeltilerek istinaf başvurularının esastan reddi kararına yönelik sanık ... müdafiinin ve katılan ..., Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin temyiz istemlerine yönelik yapılan incelemede;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 19.10.2018 tarihli, 2018/1176 esas, 2018/1317 sayılı kararında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ... müdafiinin; delillerde çelişki bulunmadığına, mahkemece delil takdirinde hata yapıldığına, sübuta, suçun sanık tarafından işlenmediğine, olayın intihar olduğuna, katılan ..., Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin; haklarında beraat kararı verilen sanıkların mahkumiyeti gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının CMK"nin 302/1. maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak ESASTAN REDDİNE, aynı Kanunun 304/1. maddesi uyarınca dosyanın Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.04.2019 gününde Üye ..."in karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Sayın çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık, sanık ..."in ölen ..."ye karşı öldürme eyleminin sübut bulup bulmadığı hakkındadır.
Olaydan yaklaşık 3 yıl önce de ölenin kızkardeşi ... çatı katından atlayarak intihar etmiştir. Sanık ile küçük kızı..."un ifadelerindeki bazı çelişkiler aleyhe değerlendirilmiştir. Annesi ölmüş, babası hapiste olan tanık küçük ..."un ifadelerindeki olayın esasına etkili olmayan kısmi çelişkiler ile, gece yarısından sonra uyandığında, olayla karşı karşıya gelen sanığında yaşadığı şokun etkisi altında esasa etkili olmayan çelişkili beyanlarının aleyhe sübut delili kabul edilmesi doğru değildir.
Ölenin batın bölgesinde birbirine çok yakın 11 adet, boyun bölgesinde yine birbirine çok yakın 17 adet kesici delici alet yarası bulunmaktadır. Bunların sanık tarafından meydana getirilmesi halinde kendini koruma güdüsü ile hareket etmiş olacağından, ölenin ön, arka ve yanlar dahil birçok yerinden yaralanmış olması gerekecektir.
28 adet yaradan, 11"inin öldürücü nitelikli olup, büyük çoğunluğu cilt altı şeklinde tereddüt kesileri niteliğindedir.
Gerçekten, ölenin vücudunun ön tarafındaki yaraların sanık tarafından oluşturulması halinde, doğal tepki olarak ölenin kendini savunmak için el ve kollarında da kesici delici alet yaralarının mutlaka bulunması gerekirdi.
Bu yaralardan sonuç alamayan ölenin, sağ bileğinde kesi oluşturması yaraların meydana getirdiği acı ile kendini balkondan atması olayın akışına aykırı bulunmamaktadır.
Dosya kapsamına göre; olayın meydana geldiği ev ve balkonda herhangi bir dağınıklık ve boğuşma izi yoktur.
Cumhuriyet savcısı olay yerine geldiğinde belirttiği deterjan kokusunun, odada ve balkonda asılı çamaşırlardan kaynaklanması doğaldır.
Yine en önemli hususlardan birisi, gerçekten ölenin karın bölgesindeki yaraların sanık tarafından oluşturulması halinde, ölenin elbisesinin ön tarafında kesikler bulunması gerekmektedir. Ancak, ölenin elbiselerinde herhangi bir kesici delici alet izinin bulunmaması, sanığın savunmasını doğrulamaktadır.
Olay yerinde elde edildiği belirtilen intihar mektubundaki yazıların sanık ... diğer sakinlere ait olmadığı, maktulün eli ürünü olup olmadığı kesin bir şekilde tesbit edilememiştir. Bu husus sanık lehine değerlendirilmelidir.
Evin mutfağı ile banyosu arasında kan bulunmamasının, banyodaki yaralanmaları oluşturan ölenin, tişörtünü kapatıp battaniyeye sarılarak geçmesi şeklinde açıklanmasının mümkün olması nedeniyle, bu durumda sanık aleyhine değerlendirilmemelidir. Alınan Adli Tıp Kurumu... İhtisas Kurulu raporuna göre de, düşmeye bağlı travmatik lezyonların kişi canlı iken meydana geldiği, ölendeki kesici delici alet yaralarının ölen tarafından meydana getirilmesinin mümkün olduğu, bu yaraların oluşturulmasından sonra ölenin evin banyosundan veya bir odasından yürüyerek balkona çıkıp, balkondaki korkuluğu aşarak kendini aşağı bırakmasının mümkün bulunduğu bildirilmiştir.
Ayrıca ölenin, sanık tarafından banyoda bıçaklanarak yaralanması ve sonrasında sanığın yaralı öleni banyodan mutfak balkonuna kadar taşıyarak balkondan atması durumunda, söz konusu perde ve kapıda kan izlerinin bulunmaması gerektiği nazara alındığında; sanık ..."in ölende bulunan yaraları oluşturduğu ve balkondan aşağı attığına dair mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak sübut delili bulunmadığından, sanığın mahkumiyeti yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.