21. Hukuk Dairesi 2016/19764 E. , 2018/3083 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı Kurumca iptal edilen sigortalılık günlerinin geçerli olduğuna, kesilen aylığın kesildiği tarihten itibaren tekrar bağlanmasına borç tahakkuk belgesinin iptaline ve borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işyeri nezdinde geçen 21 günlük sigortalılık süresinin geçerli olduğunun, Kurumca başkaca bir iptal edilen günün var ise iptal edilen günlerin de geçerli olduğunun ve Kurumca kesilen aylığının kesilme tarihinden itibaren başlatılması gerektiğinin tespiti ile davacıya bildirilen borç tahakkuk belgesinin iptali ve borçlu bulunmadığının tespiti istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile yazıldığı şekli ile hüküm kurulmuştur.
Uyuşmazlık, somut olayda dava dışı işyerince davacı adına bildirilen ancak Kurumca iptal edilen hizmet süreleri içerisinde, davacının hizmetinin davalı işyerinde geçtiğinin tespitine yönelik Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükmün kurulmasında yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri gereği bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; Kurum’un dava dışı ...’e ait işyerinde yapmış olduğu denetim neticesi düzenlenen 17.03.2014 tarihli teftiş raporu sonrasında Kurum tarafından dava dışı ...’e ait işyerinde fiili çalışması olmayan davacının 02.03.2011-22.03.2011 tarihleri arasında 21 günlük hizmetinin iptal edilerek oluşan yeni duruma göre yaşlılık aylığı şartlarını taşımayan davacının yaşlılık aylığının durdurulduğu, Kurum teftiş raporuna dayanak olarak davalı işyeri çalışanlarının beyanları ile birlikte dava dışı işyerinin Muhasebecisi olan davalı ...’ın da beyanına müracaat edildiği, konu ile ilgili olarak ceza soruşturması aşamasında 15.07.2014 tarihli asayişte verdiği ifadesinde davacının “davalı ...’ın ...’daki evinde, evin çatısı ve ufak tefek diğer işlerini yaptığını, ...’ın da talebi üzerine kendisini sigortalı olarak bir yerde çalışıyor gösterdiğini” özet olarak imzasıyla beyan ettiği, kovuşturma aşamasında, 27.02.2015 tarihli duruşmada, davacının “...’ın babasının inşaat işlerini yaptığını, 15-20 gün çalıştığını, ...’ın neden kendisini ... ünvanlı işyerinde sigortalı gösterdiğini bilmediğini” özet olarak imzasıyla beyan ettiği, dava dışı ... ünvanlı işyerine ait 2011 yılı dönem bordrolarının getirtildiği, duruşmalarda davacı tanıkları, dava dışı işyerinin çalışmaları iptal edilen bordrolu tanıkları ile komşu işyeri tanıklarının dinlenildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının ceza soruşturması ve kovuşturması aşamasında alınan imzalı beyanlarının birbiriyle uyumlu olmadığı görülmekle davacının davalı ... nezdinde geçen hizmetini ispat edemediği, dava dışı işyerince Kurum"a yapılan hizmet bildiriminin de sigortalılık süresi elde etmeye yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davanın reddi gerekir iken Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.03.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.