7. Ceza Dairesi 2021/9708 E. , 2021/13574 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, iade, temyiz talebinin reddi (Ek Karar)
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
14/10/2015 tarihli gıyabi karar tebligatı sanık ..."in bilinen en son adresine çıkarılarak 26/10/2015 tarihinde eşi Halise Yolbir"e teslim edilmiş ve hüküm sanık tarafından süresinden sonra 04/11/2015 tarihinde temyiz edilmiş ise de, sanık ..."in 13/11/2015 ve 17/11/2015 tarihli temyiz dilekçelerinde ""şehirler arası yolcu taşımacılığı yapmakta olduğunu, 14/10/2015 tarihli asıl karara ilişkin tebligatın kendisi seferde olduğu sırada beyninde tümör olan hasta eşine yapıldığını, rahatsızlığı nedeniyle hafıza problemi yaşadığından ötürü eşinin karardan kendisine haber vermeyi unutmuş olduğunu, mahkeme kararına evde eşyaları karıştırmakta iken tesadüfen vakıf olduğunu, bu nedenle süresinde hükmü temyiz edemediğini"" belirterek eşinin rahatsızlığına ilişkin teşhis ve tedavi evraklarını dosyaya ibraz ettiği görülmekle, sanığın asıl karara yönelik temyiz istemi süresinde kabul edilerek temyiz talebinin reddine dair 05/11/2015 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
I- 16 VZ 232 plakalı nakil aracı hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine ilişkin yerel mahkeme gerekçesi yerinde olmakla sanıklar ... ve ..."un yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan İADE KARARININ ONANMASINA,
II- Sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanıklardan ..."in tekerrüre esas sabıka kaydı bulunduğu halde hakkında TCK"nun 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1- Kaçak eşyanın miktarı itibarıyla suç konusunun önem ve değerine göre, cezaların şahsiliği ve uygulamada birliğin sağlanması bakımından, benzer olaylarla mukayese edildiğinde, daha çok miktarda akaryakıt kaçakçılığı yapanlarla daha az miktarda kaçakçılık yapanlar arasında hakkaniyete uygun, adil bir ceza tayin edebilmek bakımından, sanıkların benzer olaylarla karşılaştırıldığında vehamet arz etmeyen fiillerinin, eylem ile ceza arasındaki dengeyi bozacak şekilde teşdidi gerektirmediği halde, hakkaniyet ölçüleri ile bağdaşmayacak biçimde hapis ve adli para cezasının alt sınırından uzaklaşılarak sanıklar hakkında fazla ceza tayini,
2- Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62.
maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
3- Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih ve 2015/398 Esas, 2017272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanıklardan ..."ın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK"nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 31/05/2014, iddianame düzenleme tarihinin 02/12/2014 olduğu, sanığa ait ... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2021/63 Esas sayılı dosyasında suç tarihinin 08/05/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 06/02/2015 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre sanık ..."ın eylemlerinin TCK"nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından anılan dosyanın incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanık ..."ın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
4- 24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Uzun süreli hapis cezası ertelenmeyen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmesine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve aynı maddenin 1. fıkrasının (e) bendinde yazılı hak yoksunluğuna hülmedilmemesi,
5- Dava konusu eşyanın müsaderesi sırasında uygulama maddesi olan TCK"nun 54/4. madde ve fıkrası yerine TCK"nun 54. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMK"nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
6- Katılan lehine hükmolunan vekalet ücretinin, sanıklardan eşit olarak alınacağının hükümde belirtilmemesi,
7- Yargılama giderleri ile ilgili olarak, 5271 sayılı CMK"nun 324. maddesinin 2. fıkrasında "Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.” şeklindeki açık hükmü ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 26/05/1935 tarih ve 111/7 sayılı "yargılama giderleri hükmün tamamlayıcı parçası olduğundan ilamlarda açıklanmalı, kime yükletileceği belirtilmedir" ve yine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 02/05/1966 tarih ve 4/3 sayılı "tefhim edilmekle hükmün esasını oluşturan kısa kararda yargılama giderinin miktarı ve kime ne miktarda yükleteceği belirtilerek, sanığın yükümlülüğü öğrenmesinin sağlanması ve bu sayede sanığın yargılama giderlerine karşı temyiz davası açıp açmama hususunda karar verme olanağı tanınması gerektiğini” belirten kararları karşısında, hükmün esasını oluşturan kısa kararda, sanıkların yükümlülüklerini öğrenmeleri ve buna göre yargılama giderleri yönünden temyiz yoluna başvurup başvurmayacakları hususunda karar vermelerine imkan tanımak için, yargılama giderlerinin kime yükleneceğinin ve bu yükümlülüğün ne miktar olacağının belirtilmesi gerektiği gözetilmeksizin kısa kararda yargılama giderinin gerekçeli kararda gösterileceği belirtilmek suretiyle usul ve yasaya aykırı hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ... ve ..."in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
26/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.