3. Hukuk Dairesi 2018/1415 E. , 2019/2935 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı tarafından ... 5. İcra Müdürlüğünün 2009/5223 Esas sayılı dosyası ile hakkında başlatılan takipte borçlu olmadığını, davaya konu yerle bir ilgisinin bulunmadığını, o dönemlerde ...... otelini işleğini, ...... elektrik kullanmaktan dolayı hakkında açılan kamu davasında beraatine karar verildiği belirterek borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetli olarak aleyhine icra takibi başlatılmış olması nedeniyle alacaklının %40 tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının davaya konu yeri dedesi ve babasıyla birlikte işlettiğini, işletmenin aile işletmesi olduğunu ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, ... 15. Asliye Ceza Mahkemesi dosyasında ... "in hiç bir belgede ve sözleşmede adı geçmediğinden beraatine karar verildiği, ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile de davanın kabulüne karar verildiği, ..."in söz konusu yerle ve söz konusu ...... elektrik tüketimiyle ilgili herhangi bir alakasının bulunmadığı gerekçesiyle davacının ... 5. İcra Müdürlüğünün 2009/5223 Esas sayılı dosyası ile ilgili menfi tespit davasının kabulüne, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, davacının davaya konu yerde fiili kullanıcı olup olmadığının belirlenmesi ve davacının davaya konu yerde tutulan ...... tespit tutanağından borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda, her ne kadar davacı davaya konu yerin daha önceden kendisi tarafından işletilmediğini ileri sürmüş ise de, dosyadaki bilgi ve belgelerden davaya konu
yere ilişkin, 24.04.2006 tarihli mühürleme tutanağında, davacının müşteri sıfatı ile imzasının olduğu tespit edilmiştir. Yargılama sırasında, davalı şirket tarafından da, davacının davaya konu yeri babası ve dedesi ile işlettiği, bu nedenle 07.11.2007 tarihli ...... tespit tutanağından sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece; davacı tarafından davalı aleyhine açılan ve dava konusu yerde elektrik aboneliği devrine ilişkin talebine reddine karar verilmesi nedeniyle muarazanın önlenmesine ilişkin davada davanın kabulüne karar verildiği, yine ceza davasında davacının beraatine karar verildiği gerekçesiyle davacın borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ise de, davacı tarafından açılan muarazanın önlenmesi davası henüz kesinleşmemiş olup, davacı hakkında verilen beraat kararı da yüklenen suçun davacı tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeni ile CMK 223/2-e maddesine dayanılarak verilmiştir. Bu nedenlerle anılan dosyaların somut olayda kesin delil teşkil etmeyeceği açıktır.
Hal böyle olunca mahkemece, davacının imzasının bulunduğu 24.04.2006 tarihli tutanak mümzileri dinlenip, davacının işletmesi ile davaya konu yerin eski kullanıcıları arasında organik bağ olup olmadığı, işletmenin devamı niteliğinde olup olmadığı hususları üzerinde durularak davacının borcun tahakkuk ettirildiği adreste ve tarihte fiili kullanıcılığının tespitine yönelik kapsamlı bir araştırma yapılması gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle, eksik incelemeye dayalı hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK" un 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK" un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.