21. Hukuk Dairesi 2016/15847 E. , 2018/3128 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, feri müdahil ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 05.05.1999-14.02.2002 tarihleri arasında davalı Belediyede geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddelerine göre Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır. Yasada yer alan 5 yıllık süre hak düşürücü olup mahkeme tarafından kendiliğinden nazara alınması gerektiği gibi davacının aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesinin veya 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının, hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağı ve hak düşürücü sürenin, kesilmesi ve durmasının mümkün bulunmadığı hukuksal gerçeği de ortadadır.
İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun"un 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun"un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden sözedilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı işyerini askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez. Davacıya ödenen ücretten sigorta primi kesilen hallerde, davacının iş ve sosyal sigorta mevzuatının öngördüğü sigorta hak ve yükümlülüklerini yerine getirmesi nedeniyle Kurumun Yasa"dan kaynaklanan denetim ve inceleme görevini yapmaması karşısında hak düşürücü sürenin işlemeyeceği kabul edilmelidir.
Davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
Ayrıca çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 14.04.2002 tarihinde davalı Belediyeye devredilen...Belediyesi işyerinden hizmetinin bildirilmeye başlandığı, öncesinde dava dışı 1002596 sicil numaralı işyerinde 01.08.2000-10.09.2000 tarihleri arasında hizmetinin olduğu, belediyenin 12.12.2012 tarihli yazısında 30.12.2002 den itibaren geçici işçi vizesinin bitmesi sebebi ile davacının iş akdinin askıya alındığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacının tespiti talep edilen tarihlerde dava dışı işyerinde çalışmasının olduğu anlaşıldığından davalı işyerinde kesintisiz bir çalışmadan söz edilemeyecek olup dava dışı işyerindeki çalışma tarihinden önceki taleplerin hak düşürücü süreye uğrayacağı açıktır. Dava dışı işyerindeki çalışmanın sona erdiği 10.09.2000 tarihinden sonraki dönem yönünden ise davacının hizmetinin bildirilmeye başlandığı 14.04.2012 tarihine kadar çalışmanın kesintisiz devam ettiği kanıtlanırsa hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyecektir. Bunun yanı sıra, davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri bir kamu kuruluşudur. Bu nedenle, davalı işyerinde resmi kayıtlara dayanılması ve ücretlerin yazılı belge ile ödenmesi esastır. Davalı Kuruma bildirilmeyen dönemlerdeki çalışmaya ilişkin yazılı belgeler ile ücret belgelerinin araştırılması gerekir.
Yapılacak iş, 10.09.2000 tarihinden önceki talebin hak düşürücü süre nedeni ile reddine karar vermek, bu tarihten sonraki talebe ilişkin olarak; davacının tespitini talep ettiği tarihin sonu olan 14.02.2002 tarihinden 14.04.2002 tarihine kadar olan dönem bakımından yukarıda sözü edilen yönetmelikte geçen belgelerin varlığını araştırmak, bu tarihlerde dönem bordrosu, işe giriş bildirgesi, davalı Kuruma prim ödemesini içerir ücret bordrosu gibi belgelerden birinin varlığı halinde davacının talebinin hak düşürücü süreye uğramayacağını aksi halde davanın tümden hak düşürücü süre nedeni ile reddi gerektiğini göz önünde bulundurmak, bu sebeple, 10.09.2000-14.04.2002 dönemine ait ücret tediye bordrolarının ve puantaj kayıtlarının tamamının aslını veya onaylı ve okunaklı örneklerini getirtmek, ücret ödeme bordrolarında davacının imzasının bulunup bulunmadığını saptamak, davacının işyeri özlük dosyasının eksiksiz ve onaylı bir örneğini davalı işyerinden istemek, işveren kuruluşun davacı ile ilgili yetkili şef, amir, müdür, muhasebe çalışanı gibi yetkili kişilerini dinlemek, davacının ücretini ne şekilde aldığını araştırmak, bu dönemde çalıştığına ve ücret aldığına ilişkin belgeleri getirtmek ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın hiç bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı ..."na iadesine, 02.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.