3. Hukuk Dairesi 2017/9214 E. , 2019/2953 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali ve tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalının 25/05/1995 tarihi itibariyle kiralananda kiracı olduğunu, ödenmemiş aylık kira bedellerine ilişkin olarak girişilen icra takibine itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatına ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, bir kısım aylık kira bedellerini elden ödediğini, bu nedenle davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2.573,36 TL üzerinden takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Davacının icra inkar tazminatına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Taraflar arasında sözlü kira sözleşmesinin varlığı hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2 maddesinde düzenlenen icra inkar tazminatının amacı alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik haksız itirazları önlemektir. Eğer alacaklı itirazın iptali davasında haklı çıkar ve borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse istek halinde alacaklı yararına, eğer davalı borçlu haklı çıkar ve dava reddedilirse bu kez alacaklının takibinde haksız ve kötü niyetli olması koşulu ile yine istek halinde borçlu yararına tazminata hükmedilir. Ne var ki icra inkar tazminatı, niteliği gereği ancak itirazın iptali davası sonucunda davanın tamamen veya kısmen kabulüne karar verilmesi koşuluna bağlı olarak hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminattır. Yasa
ile güdülen amaç borçlu olduğu miktarı bilebilecek durumda olan borçlunun ödeme emri üzerine icra borcunu inkar etmesini önlemek, gerçekte alacaklı olmayan alacaklının da borçluya zarar vermesini engellemektir.
İİK.nun 67/7. maddesine göre icra inkar tazminatına hükmedilmesi için alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü gerekir. Alacağın belgeye bağlı olması veya borçlunun kötü niyetle itiraz etmesi şart değildir. Açıklanan kurallar ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde mahkemece kabul edilen kira borcu yönünden alacak belirlenebilir ve likit olduğuna göre, bu tutar üzerinden icra inkar tazminatının hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru değildir.
3-) Davacının tahliyeye ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
HMK’nın 297/2 (HUMK.nun 388/5) maddesine göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
Davacı tarafından davalı aleyhine girişilen icra takibinin haciz ve tahliye talepli olduğu, itirazın iptali talepli dava dilekçesinde, aynı zamanda temerrüt nedeniyle tahliye talebinin de bulunduğu; Buna rağmen, Mahkemece sadece kira bedellerine ilişkin takibin kısmen devamına karar verilip, tahliye talebi ile ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 03/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.