Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/17174
Karar No: 2014/21432
Karar Tarihi: 30.10.2014

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/17174 Esas 2014/21432 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/17174 E.  ,  2014/21432 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İzmir 3. İş Mahkemesi
    Tarihi : 14.05.2014
    No : 2006/291-2014/255

    Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, asıl ve birleşen dava yönünden davanın kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davacı Kurum vekili, davalılardan Güvence Hesabı vekili ve H.. İnş. Ltd. Şti vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarfından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davacı Kurum, 13.02.2003 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucunda sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya bağlanan gelirlerin ve yapılan masrafların 506 sayılı Kanun’un 26’ncı maddeleri uyarınca rücuan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    1- Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26. maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, ilk peşin değerli gelirler ile harcama ve ödemelerin; tazmin sorumlularının kusuruna isabet eden miktarıyla sınırlı kısmına hükmedilmesi gerekirken, gerçek zarar tavan değeri gözetilerek hüküm kurulması,
    Bu kapsamda, 5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi üzerinde durma gereği de bulunmaktadır.
    “Kanunların geriye yürümesi veya yürümemesi konusunda mevzuatımızda genel bir hüküm yoktur. Ancak, toplum barışının temel dayanağı olan hukuka ve özellikle kanunlara karşı güveni sağlamak ve hatta, kanun koyucunun keyfi hareketlerine engel olmak için, öğretide kanunların geriye yürümemesi esası kabul edilmiştir. Buna göre, gerek Özel Hukuk ve gerekse Kamu Hukuku alanında, kural olarak her Kanun, ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki zamanda meydana gelen olay­lara ve ilişkilere uygulanır; o tarihten önceki zamana rastlayan olaylara ve ilişkilere uygulanmaz. Hukuk güvenliği bunu gerektirir.
    Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralının istisnalarından birini, beklenen (ileride kazanılacağı umulan) haklar oluşturmaktadır. Kamu düzeni ve genel ahlaka ilişkin kurallar yönünden de kanunların geriye yürümesi söz konusudur. Yargılama hukukunu düzenleyen kanunlar da, ilke olarak geçmişe etkilidir (Prof. Dr. Necip Bilge, Hukuk Başlangıcı, 14. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara, 2000, sh: 193-194; Prof. Dr. A. Şeref Gözübüyük, Hukuka Giriş ve Hukukun Temel Kavramları, 18.Bası, Turhan Kitabevi, Ankara 2003, sh: 73).” (HGK 13.10.2004 t., 2004/10-528 E., 2004/533 K.)
    5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gibi; rücuan tazmine ilişkin düzenlemenin, yasanın yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihinden önce meydana gelen olay ve ilişkilere uygulanmasını gerektirir yukarıda sıralanan istisnai durumlar kapsamında değerlendirilemeyeceği hukuksal gerçeği de bozma üzerine yürütülecek yargılama sürecinde göz önünde bulundurulmalıdır.
    Somut olayda; davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesi olması nedeniyle, Anayasa Mahkemesinin kararı da gözetilerek, asıl dava yönünden de sigortalıya bağlanan ilk peşin değerli gelirin, davalıların toplam kusur karşılığına hükmedilmesi gerekirken, gerçek zarar tavan hesabı yapılarak karar verilmesi,
    2- Davalı Güvence Hesabının, Kurumun rücu alacağından sorumluluğu; poliçede yazılı limit ile sınırlı olmasına, bu bağlamda ilam harcı, avukatlık parası ve yargılama giderlerinden yükümlüğünün de poliçe limitiyle orantılı bulunmasına rağmen bu hususların verilen kararda gözetilmemiş olması,
    Yine; Güvence Hesabı yönünden faizin başlangıç (Temerrüt) tarihi belirlenirken; ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98,99 ve 108. maddeleri ile 03.05.1997 gün ve 22978 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan
    Karayolları Trafik Garanti Fonu Yönetmeliğinin 12,13 ve 14. maddelerinde yazılı şekilde Güvence Hesabına başvurulduğu halde gerekli ödeme yapılmamışsa, HGK’nun 17.10.2001 gün ve 915 – 739 ayrıca 08.10.2003 gün 576 – 543 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, gerekli belgeler eklenerek gerçekleştirilen ödeme isteğini içeren muhtıranın tebliğinden itibaren 8 iş günü ek ödeme süresi bulunduğu gözetilerek, Güvence Hesabının temerrüde düştüğü tarihin belirlenmesi gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş veya hiç müracaat edilmemişse Güvence Hesabının temerrüdünden bahsedilemez. Bu durumda faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabul ve tespiti gerekirken, faiz başlangıcının onay, sarf ve tediye tarihinden başlatılması isabetsizdir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, temyiz eden tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi