3. Hukuk Dairesi 2018/4714 E. , 2019/3024 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ...Şti ile davalı ... aralarındaki menfi tespit ve kiracılık sıfatının tespiti davasına dair .... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 20.10.2015 günlü ve 2015/523 E.-2015/735 K. sayılı hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 28.02.2018 günlü ve 2017/2679 E.- 2018/1841 K.sayılı ilama karşı davacı ve davalı vekilleri tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı;....Evlendirme Dairesi yanı 4 nolu fotoğraf dükkanını 10/09/2009-10/09/2012 tarihleri arasında kiraladığını ve evlendirme dairesinin işletme işlerini üstlendiğini, 3 yıllık kira süresi sonunda sözleşmenin yenilenerek devam ettiğini ancak 30 Mart 2014 tarihindeki yerel seçimlerden sonra davalının, 2886 sayılı yasanın 75. Maddesi gereğince kiralananın tahliye edileceğini ve cezai şarta ilişkin talebi olduğunu bildirdiğini, cezai şart isteminin yasal dayanağı olmadığı gibi son derece ağır neticeleri olacak, şirketin iflasına dahi neden olabilecek nitelikte bir istem olduğunu belirterek cezai şarta ilişkin borçlu olmadığının ve kira ilişkisinin devam ettiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacı ile aralarındaki kira sözleşmesinin 10/09/2012 yılında bittiğini ve taşınmazın tahliyesine ilişkin Kadıköy Kaymakamlığı ile yazışmalar yapıldığını, Kadıköy Kaymakamlığının 02/12/2014 tarih 3887 sayılı yazısı ile 12/12/2014 tarihinde tahliye işlemlerinin başlayacağını davacıya bildirildiğini ve bu tarihte taşınmazın tahliye edilerek teslim edildiğini, sözleşme gereği cezai şartın davacı tarafından ödenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının kira sözleşmesi çerçevesinde cezai şart ile yükümlü tutulamayacağına ilişkin menfi tespit istemi itibariyle ve kira ilişkisinin devam ettiğine ilişkin talep bakımından; tahliyenin gerçekleşmesi nedeniyle, kira ilişkisinin varlığının tespitine ilişkin istem bakımından; konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, cezai şart itibariyle de var olan sözleşmenin inkara uğramadığı da göz önüne alınarak yasal koşulları oluşmayan ve kanıtlanamayan menfi tespit isteminin reddine dair verilen hüküm, davacının temyizi üzerine Dairemizin 28.02.2018 tarih ve 2017/2679 E. 2018/1841 K sayılı ilamı ile; Taraflar arasındaki sözleşmenin cezai şarta ilişkin 17. maddesinde yer alan hükmün, T.B.K" nun 179 ve devamı maddelerinde düzenlenen cezai şart niteliğinde olup cezai şartın geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi ya da belli bir yerde belirli bir zamanda yerine getirilmemesi durumunda, borçlunun ödemesi gereken bir edim olduğu ,tarafların serbest iradesi ile kararlaştırılan bu cezai şartın geçerli olup tarafları bağladığı, sözleşme süresinin 10.09.2012 tarihinde bitmiş olmasına rağmen davalı belediyenin, sözleşme ilişkisini sonlandırdığını ve kiralananın tahliye edilmesi gerektiğini bildirir ihtarnameyi, çok daha sonra, 22.04.2014 tarihinde keşide ettiği ve keşide edilen bu ihtarnamenin davacı kiracıya tebliğ edilip edilmediği belli olmadığı belirtilerek Mahkemece söz konusu ihtarnamenin tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması, ayrıca davacı tahliye
tarihine kadar ecrimisil ödediğini beyan ettiğinden ihtarnamenin tebliğ tarihinden taşınmazın fiilen tahliye edildiği tarihine kadar, davalının cezai şart alacağının hesaplanarak,varsa davacının ödediği ecrimisil bedelleri de mahsup edilmek suretiyle davacının borçlu olup olmadığı belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozma ilamına karşı her iki taraf vekili de süresi içinde kararın düzeltilmesini istemiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-)Sözleşmenin tarafları ceza miktarını tayinde serbest olmakla birlikte hükmedilecek ceza tutarının hak, adalet ve nasafet kurallarına da uygun olması gerekir.T.B.K. 182/son maddesi gereğince Hakim borçluyu iktisaden sarsan ceza miktarını tenkisle mükellef olup, hakim tarafından resen nazara alınması gereken bu hüküm açısından; borca aykırı davranılması yüzünden uğranılan zarar ile tayin edilen ceza tutarı arasında adalet ve hakkaniyet ölçüsünü zedeleyen bir fark bulunmamalıdır. Esasen TTK’nun 22. Maddesi gereğince tacir sıfatını haiz borçlu cezai şartın indirilmesini isteyemez ise de, kararlaştırılan ceza tutarı borçlunun iktisaden sarsılmasını, çöküntüye uğramasını mucip olacak ise indirim isteyebileceği uygulamada kabul edilmektedir.
Bu itibarla somut olayda , sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümlerinin tatbik olunacağı, ne var ki davacı cezai şartın tarafının mahvına sebep olacağını ileri sürmekle, T.B.K. 182/son maddesi gereğince davacıya ait tüm ticari defter ve kayıtlar ile belgeler getirtilerek, ticari defter ve kayıtları, bilançosu ve ekonomik durumunu etkileyen diğer unsurlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması, yapılan inceleme sonucunda sözleşmede belirlenecek cezai şartın ödenmesinin, davacının ekonomik açıdan mahvına sebebiyet verdiğinin anlaşılması halinde cezai şartın makul bir miktara indirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesinin hatalı olduğu bu defaki incelemeden anlaşılmakla, bozma ilamındaki sebep yanında ayrıca bu nedenle de hüküm bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının diğer karar düzeltme itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 28/02/2018 gün ve 2017/2679 Esas- 2018/1841 Karar sayılı ilamın bozma gerekçesine, yukarıda açıklanan bozma sebebi de eklenmek suretiyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 04/04/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. Başkan