20. Hukuk Dairesi 2017/315 E. , 2019/5567 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ..., ..., dahili davalı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde; sınırlarını bildirdiği Kahyalar köyünde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunu iddia ederek, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne ve 05.10.1993 günlü fen bilirkişi krokisinde gösterilen 1380,00 m²"lik yerin davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06/03/2014 tarihli 2014/1209 E. - 2014/2845 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; Mahkemece, "Çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; 1990 yılında kesinleşen orman kadastrosuna ait tutanaklar ve harita dosyaya getirtilmediğinden ve bilirkişi raporuna uygulanan memleket haritasının siyah beyaz fotokopisi eklendiğinden hükme esas alınan orman bilirkişi raporu denetlenemediği gibi taşınmazın eğimi belirtilmemiş, dava konusu taşınmazın içinde bulunduğu orijinal kadastrosu paftası getirtilip 1981 yılında yapılan tapulama çalışmalarında neden tapulama harici bırakıldığı denetlenmemiştir. Eksik inceleme ve araştırmaya dayalı hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece öncelikle ilgisi nedeniyle Orman Yönetimi davaya dahil edilip varsa delilleri toplanmalı, daha sonra kesinleşen orman kadastrosuna ait tüm tutanaklar ve haritası, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 veya 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritası, topografik fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro haritaları, taşınmazın neden tapulama harici bırakıldığı sorularak alınacak cevap ile komşu parsellere ilişkin kadastro tesbit tutanak ve dayanakları ilgili yerlerden getirtildikten sonra önceki bilirkişiler dışında halen .....ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (... noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmelidir.
Yukarıda açıklanan araştırma sonucu taşınmazın kesinleşen Devlet ormanlarının dışında kaldığının saptanması halinde bu kez eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı, tesbit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 veya 20 yıl önce çekilmiş hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan üretilmiş memleket haritası, topografik fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro haritaları ile komşu parsellere ilişkin kadastro tesbit tutanak ve dayanakları çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 tarih ve 31/13 E.K., 14.03.1989 tarih ve 35/13 E.K., 13.06.1989 tarih ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03/03/2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapıları, bitki örtüsü ve çevreleri incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler yardımıyla yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası ölçeğinin kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftasının ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, fotogrametri yöntemiyle düzenlenen kadastro paftalarında zilyet ve tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın miktarı ve konumuna göre 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklığı niteliğinde olup olmadığı, orman içi açıklıklarının zilyetlikle kazanılamayacağı gözetilmeli; ziraatçı bilirkişiden taşınmazın zilyetlikle kazanılacak kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, üzerindeki bitki örtüsü ve eğimini açıklayan rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı yanında, (murisler) yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 03/07/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri dikkate alınarak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır" denilerek karar bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde; dava konusu yerin tarım toprağı olduğu, orman sayılmayan saha içerisinde olduğu ve orman sayılmayan yerlerden olduğu, davacının eklemeli zilyetlik ile kadastro tarihinden önceki sürede kazanma şartlarının oluştuğu, kazanıma engel senetsizden tespitin yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne,...... mevkiinde bulunan batısı ve kuzeybatısı 770 parsel, güneybatısı 771 parselle, güneydoğusu ve kuzeyi tapulama harici bırakılan alanla çevrili ve fen bilirkişileri ......tarafından sunulan 05/04/2016 havale tarihli raporda belirtilen sarı ile boyalı (A) harfi ile gösterilen 1056.64 m2"lik yerin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ..., ..., dahili davalı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1981 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında dava konusu taşınmaz tapulama harici bırakılmıştır. Bölgede 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamaları 24.11.1990 tarihinde kesinleşmiştir.
SONUÇ: İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, (A) harfi ile gösterilen bölümün Devletin hüküm ve tasarrufu altında yerlerden olmadığı gibi zilyetlikle kazanma koşulları oluştuğu belirlenerek hüküm kurulduğuna göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davalı ... Başkanlığına yükletilmesine, 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden ve Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 07/10/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.