1. Ceza Dairesi 2018/1329 E. , 2019/2381 K.
"İçtihat Metni"(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Yedi ayrı kişiye karşı fuhşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık etmek suçundan Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/07/2007 tarihli ve 2014/825 değişik iş sayılı içtima Kararı ile 14 yıl 42 ay hapis cezasına hükümlü ...’in bu cezasının infazı sırasında, Burdur Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 21/09/2016 tarihli müddetname ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107/4. maddesi gereğince 3/4 oranı üzerinden şartla tahliye tarihinin 04/09/2019, bihakkın tahliye tarihinin 18/01/2024 olarak belirlenmesini müteakip,... Açık Ceza İnfaz Kurulu Başkanlığınca düzenlenen 05/09/2017 tarih ve 2017/524 sayılı değerlendirme raporunda hükümlünün iyi halli olduğu ve 05/09/2017 tarihi itibariyle 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/A maddesi uyarınca hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasında herhangi bir sakınca bulunmadığının rapor edildiğinden bahisle, 5275 sayılı Kanunun 105/A maddesi uyarınca kalan cezanın denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak infazına dair Burdur İnfaz Hâkimliğinin 05/09/2017 tarihli ve 2017/889 Esas, 2017/878 sayılı Kararına yönelik itirazın reddine dair Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/10/2017 tarihli ve 2017/890 değişik iş sayılı Kararı ile ilgili olarak;
Dosya kapsamına göre, sanığın fuhşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık etmek suçunu 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 220. maddesinde tarif edilen suç işlemek amacıyla kuruluna örgüte üye olma suçuyla birlikte işlediği, her ne kadar Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/03/2007 tarihli ve 2006/231 Esas ve 2007/68 sayılı Kararıyla hükmolunan sanığın fuhşa teşvik etmek veya yaptırmak veya aracılık etmek suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün onanmasına karşılık, suç örgütüne üye olmak suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün, 08/02/2008 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5 ve 231/14. maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7/2. maddesi gereğince mahkemesince tartışılması gerektiği nedeniyle Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 13/11/2008 tarihli ve 2008/11836 Esas, 2008/9848 sayılı Kararıyla bozulmuş ise de, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen 15/12/2010 tarihli ve 2009/109 Esas, 2010/580 sayılı Kararla, sanık hakkında 5237 sayılı Kanunun 220/2 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası verilmiş olması karşısında, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin "Kapalı kurumdan açık kuruma ayrılacak hükümlüler" başlıklı 6/ç maddesinin "Terör ve örgütlü suçlardan hükümlü olup, mensup oldukları örgütten ayrıldıkları idare ve gözlem kurulu kararıyla tespit edilenlerin koşullu salıverilme tarihine bir yıldan az süre kalması, şartı aranır." şeklindeki hükmü gereğince, hükümlünün açık ceza infaz kurumuna ayrılamayacağı, bu nedenle de 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 5275 sayılı Kanuna eklenen geçici 6. madde hükmünden yararlanamayacağı gözetilmeksizin, şartla tahliyesine bir yıl kala denetimli serbestlikten yararlanarak tahliyesine ilişkin karara karşı Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan Kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 28.02.2018 gün ve 94660652-105-07-12677-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
A-)Hükümlü ..."in, Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.03.2007 tarihli ve 2006/231 Esas, 2007/68 sayılı Kararıyla 16.04.2006 tarihinde işlediği yedi ayrı mağdura karşı örgüt faaliyeti kapsamında fuhşa teşvik etmek veya yaptırmak, aracılık etmek suçundan TCK"nin 227/2,3,6 ve 62.maddeleri uyarınca her bir mağdur için 2 yıl 6 ay hapis ve ayrıca adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, bu mahkumiyet kararının Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 13.11.2008 tarihli ve 2008/11836 Esas, 2008/9848 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği,
Cumhuriyet savcılığı tarafından düzenlenen 21.09.2016 tarihli müddetnameye göre koşullu salıverilme tarihinin 04.09.2019, bihakkın tahliye tarihinin ise 18.01.2024 olarak belirlendiği, 12.03.2007 tarihinde kapalı ceza infaz kurumunda cezasının infazına başlanan hükümlünün ... Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünün 01.08.2014 tarihli ve 2014/951 sayılı açığa ayrılma kararına esas olacak idare gözlem kurulu değerlendirme raporunda “....iyi halli hükümlü olduğu, bakiye cezasının Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 6. maddesinin 1. fıkrası (a) ve 2. maddesinin (a) bendi gereğince açık ceza infaz kurumunda infazının uygun olacağı” şeklinde değerlendirme yapıldığı ve 06.08.2014 tarihinde açık ceza infaz kurumuna ayrılmasına karar verildiği, açık ceza infaz kurumuna alınan hükümlünün 05.09.2017 tarihli dilekçesiyle hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesini istediği,
... Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının 05.09.2017 tarihli ve 2017/524 sayılı değerlendirme raporunda iyi halli hükümlü olduğu ve 05.09.2017 tarihi itibariyle hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasında herhangi bir sakınca bulunmadığının bildirildiği,
Burdur İnfaz Hakimliğinin 05.09.2017 tarihli ve 2017/889 Esas, 2017/878 sayılı Kararı ile “5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/A, geçici 4 . maddeleri ile 671 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 32. maddesi uyarınca talebin kabulü ile hükümlünün cezasının koşullu salıverilme tarihi olan 04.09.2019 tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına ve hükümlünün tahliyesine” karar verildiği,
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 10.10.2017 tarihinde hükümlünün müddetnamesinin 5275 sayılı Kanunun 107/4 maddesi uyarınca 1/4 indirim oranı esas alınarak düzenlendiğini, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğine göre koşullu salıverilmesine bir yıl kala açık ceza infaz kurumuna ayrılabilecek hükümlü statüsünde olduğu gibi 671 sayılı KHK hükümlerinden de yararlanamayacağı gerekçesiyle itiraz ettiği,
Antalya İnfaz Hakimliğinin 11.10.2017 tarihli ve 2017/4879 Esas, 2017/4576 sayılı Kararı ile “....hükümlü ..."in 05.09.2017 tarihinden itibaren tahliyesine ve cezasının koşullu salıverilme tarihi olan 04.09.2019 tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına” karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden Burdur İnfaz Hakimliğinin 05.09.2017 gün, 2017/889 Esas ve 2017/878 sayılı Kararının kaldırılması talebinin reddine” karar verildiği,
Cumhuriyet Başsavcılığının 12.10.2017 tarihinde bu karara itiraz ettiği,
İtiraz merci olan Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.10.2017 tarihli ve 2017/890 değişik iş sayılı Kararı ili itirazın yerinde görülmeyerek reddine kesin olarak karar verildiği,
anlaşılmıştır.
B-)KONU İLE İLGİLİ YASAL MEVZUAT:
4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanununun “İnfaz Hakimliğince şikayet üzerine verilen kararlar” başlıklı 6. maddesinin;
3. fıkrasına göre; İnfaz hakimi, inceleme sonunda şikayeti yerinde görmezse reddine, yerinde görürse yapılan işlemin iptaline yada faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir.
5. fıkrasına göre; İnfaz hakiminin kararlarına karşı şikayetçi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, tebliğden itibaren bir hafta içinde Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerine göre acele itiraz yoluna gidilebilir.
6. fıkrasına göre; İtiraz, infaz hakimliğinin kurulduğu yer ağır ceza mahkemesine yapılır. İnfaz hakimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi olduğu takdirde itirazla ilgili karara katılamaz.
5271 sayılı CMK"nin "İtiraz usulü ve inceleme mercileri" başlıklı 268. maddesinde;
(1) Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35. maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263 üncü madde hükmü saklıdır.
(2) Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir.
Şeklindeki düzenleme ile itirazın süresi, şekli ve inceleme mercileri gösterilmiştir.
İtiraz isteminin, kararına itiraz edilen hakim ya da mahkemeye sunulması gerekir. İtiraz istemini alan hakim ya da mahkemenin itirazı haklı görürse kararını düzeltmesi ya da itirazı haklı görmezse hemen ve nihayet 3 gün içinde incelemeye yetkili mercie göndermesi gerekmektedir.
5271 sayılı CMK"nin 271. maddesinde;
"(1) Kanunda yazılı olan hâller saklı kalmak üzere, itiraz hakkında duruşma yapılmaksızın karar verilir. Ancak, gerekli görüldüğünde Cumhuriyet savcısı ve sonra müdafii veya vekil dinlenir.
(2) İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir.
(3) Karar mümkün olan en kısa sürede verilir.
(4) Merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kesindir,
5271 sayılı CMK"nin 264. maddesinde;
(1) Kabul edilebilir bir başvuruda kanun yolunun veya merciin belirlenmesinde yanılma, başvuranın haklarını ortadan kaldırmaz.
(2) Bu hâlde başvurunun yapıldığı merci, başvuruyu derhâl görevli ve yetkili olan mercie gönderir.
C-)HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Hükümlünün denetimli serbestlik tedbirinden yararlanma hakkı bulunmadığı halde hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle kanun yararına bozma isteminde bulunulmuş ise de öncelikle hükümlü hakkında itiraza konu yapılan kararı veren, itirazı yapan, itirazı
inceleyen ve inceleme sonucu verilen karara yapılan itirazı merci olarak inceleyip kesin olarak karar veren mahkemenin yetkili ve görevli olup olmadığı konusunda değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Konu ile ilgili yukarıda açıklanan yasal mevzuata göre somut olay değerlendirildiğinde;... Açık Ceza İnfaz Kurumunda bulunan hükümlünün koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilmesine ilişkin talebi üzerine Burdur İnfaz Hakimliği tarafından 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 105/A ve geçici 4. maddeleri ile 671 sayılı KHK"nin 32. maddesi uyarınca hükümlünün cezasının koşullu salıverilme tarihi olan 04.09.2019 tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına ve hükümlünün tahliyesine ilişkin karara yapılan itiraz isteminin kararın verildiği yer Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanununun 6. maddesinin 5. fıkrasının açık yollaması ile 5271 sayılı CMK"nin 268. maddesi uyarınca kararına itiraz edilen Burdur İnfaz Hakimliğine sunulması, Burdur İnfaz Hakimliğinin itirazı haklı görürse kararını düzeltmesi ya da itirazı haklı görmezse hemen ve nihayet 3 gün içinde incelemeye yetkili Burdur Ağır Ceza Mahkemesine göndermesi ve bu mahkemece itirazın değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, Burdur İnfaz Hakimliğinin hükümlü hakkında verdiği karara karşı yapılan itirazın yetkisi olmadığı halde Antalya İnfaz Hakimliğince incelenerek itirazın reddine karar verildiği anlaşılmakla; itiraz merciin işin esasına girmeksizin yapılan itirazın Antalya İnfaz Hakimliği tarafından incelenmesinin usul ve ve yasaya olduğu gerekçesiyle Antalya İnfaz Hakimliğinin kararının kaldırılmasına, itirazın değerlendirilmek üzere kararına itiraz edilen Burdur İnfaz Hakimliğine gönderilmesine karar vermesi gerektiği halde işin esasına girerek Antalya İnfaz Hakimliğinin kararına karşı yapılan itirazın reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden, bu karara yönelik kanun yararına bozma isteminin bu gerekçeyle kabulüne karar vermek gerekmiştir. Bozma gerekçesine göre hükümlünün denetimli serbestlik tedbirinden yararlanıp yararlanamayacağı konusunda bu aşamada değerlendirme yapılmamıştır.
D-)KARAR:
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yukarıda açıklanan farklı gerekçeyle yerinde görüldüğünden, Antalya 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 17/10/2017 tarihli ve 2017/890 değişik iş sayılı Kararının 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.