Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/4727
Karar No: 2011/1530

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2009/4727 Esas 2011/1530 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2009/4727 E.  ,  2011/1530 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA :Davacı, kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini
    istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dava dilekçesinde davacının davalı ... Belediyesi"nin alt işvereni olan ... Ltd Şirketi, ... ve ... A.Ş. nezdinde sokak, cadde ve gezi yerlerini süpürme ve çöpleri toplama işçisi olarak 10.6.1995 tarihinde çalışmaya başladığını, iş akdinin 22.4.2005 tarihinde emeklilik nedeniyle sona erdiğini, 10.6.1995-22.4.2005 tarihleri arasındaki hizmeti için kıdem tazminatı alamadığını ileri sürerek kıdem tazminatının davalıdan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle davacının, belediyenin işçisi olmadığını, bu nedenle davada belediyeye husumet yöneltilemeyeceğini, davanın ... Ltd. Şti, ... A.Ş. Ile..."na ihbar edilmesini talep etmiştir.
    Davaya davalı yanında katılan ... Ltd Şti ve ... A.Ş. Vekili davacının alt işveren... nezdinde geçen çalışması için açtığı dava ile kıdem ve ihbar tazminatlarını hüküm altına aldırdığını, davacıya diğer alt işverenler olan ... Ltd Şti ve ... A.Ş"de çalıştığı sürelere ait kıdem tazminatlarının ödendiğini beyanda davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece davacının dava dışı alt işveren O...nezdinde geçen 10/06/1995-15/06/1999 tarihleri arasındaki çalışma sürelerinin ... 2. İş Mahkemesi"nin 2001/1220 Esas sayılı dosyası üzerinden dava konusu edildiği, verilen karar kesinleştiğinden bu çalışma süresinin yeniden dava edilmesinin mümkün olmadığı, davacının davalı ... Belediyesi asıl işverenine ait işyerinde dava ihbar edilen ... Ltd. Şti. ve... A.Ş. alt işveren işçisi olarak 17/06/1999 - 21/04/2005 tarihleri arasında kesintisiz olarak çalıştığı, hizmet süresinin 5 yıl 10 ay 3 gün olduğu, davalı ... Belediyesi"nin asıl işveren olduğu, 4857. sayılı İş Yasası"nın 6. maddesi gereğince asıl işverenin alt işveren ilişkisinden dolayı işçi alacaklarından sorumlu olduğu, dosyada mevcut 02/05/2005 tarihli kurum yazısında davacıya 20/04/2005 tarihli dilekçesine istinaden 01/05/2005 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanacağının bildirildiği, bu suretle davacının iş akdini emeklilik nedeniyle feshettiği, davacının bilirkişi raporunda belirlendiği üzere yılda 35 gün üzerinden toplam net 5.991,61-YTL. kıdem tazminatına hak kazandığı, ancak ...A.Ş. tarafından net
    3.788,02-YTL., ...Ltd. Şti. tarafından ise net 833,31-YTL. kıdem tazminatı ödemesinin yapıldığı, bu ödemelerin toplam kıdem tazminatından mahsup edilerek sonuç olarak davacının net 1.370,28-YTL. kıdem tazminat alacağının bulunduğu gerekçesi ile taleple bağlı kalınarak 400,00-YTL. kıdem tazminatının akdin feshi tarihi olan 21/04/2005 tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Hüküm davalı ... vekili tarafından temyize getirilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı tarafın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Kıdem tazminatına uygulanması gereken faizin başlangıcı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununun 120 maddesi hükmü uyarınca kıdem tazminatını düzenleyen 1475 sayılı yasanın 14. maddesi halen yürürlüktedir. Anılan 14. maddenin 11. fıkrası hükmüne göre kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir.
    Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi halinde bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği 1475 sayılı Kanunun 14/11. maddesinde öngörülmüştür. O halde faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. Bu noktada, iş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde 1475 sayılı yasanın 14/3. maddesine göre işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarih olmalıdır.
    Emekliliğe hak kazanma belgesi işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarih bakiye kıdem tazminatı için de faiz başlangıcı olmalıdır. Böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcı, davanın açıldığı ya da icra takibinin başladığı tarihtir.
    İşe iade davası sonrasında işçinin süresi içinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmadığı tarih fesih tarihi olmakla, kıdem tazminatı bakımından faiz başlangıcı da, işçinin işe alınmayacağının açıklandığı tarih ya da bir aylık işe başlatma süresinin sonudur.
    Kıdem tazminatı ödenmekle feri hak olan faiz hakkı da son bulur. Ancak kıdem tazminatının kısmen ödenmiş olması durumunda son taksit ödeninceye kadar faiz hakkı saklı tutulabilir. Davanın açılması da ihtirazi kayıt anlamındadır.
    Kıdem tazminatına uygulanması gereken faizi düzenleyen ilgili hükümde özel banka ile kamu bankası ayrımı yapılmamıştır. Yasada, “uygulanan en yüksek faiz” sözcüklerine yer verilmiş olmakla sözü edilen faiz oranının uygulanıp uygulanmadığı tespit olunmalıdır. Bankaların belli dönemlerde T. C. Merkez Bankasına uygulayabileceklerini bildirdikleri faiz oranı fiilen uygulanmış olmadıkça ücret dikkate alınmaz.
    Bankaların uyguladıkları faiz oranları bir ya da birkaç aylık veya bir yıllık vadelerle belirlenmektedir. Bunlardan en uzun vade bir yıl olup, en yüksek faiz oranı da bir yıllık mevduata uygulanmaktadır. Bu durumda kıdem tazminatı için uygulanması gereken faiz, ödeme gününün kararlaştırıldığı ya da temerrüdün gerçekleştiği zamanda bankalarca bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı olmalıdır. Aynı miktar için ikinci yılın başlangıcındaki en yüksek banka mevduat faizinin belirlenerek uygulanması, gecikme daha da uzunsa takip eden yıllar için de aynı yönteme başvurulması gerekir. Yıl içinde artan ve eksilen faiz oranları dikkate alınmaz. Yıllar itibarıyla faiz oranları değişebileceğinden kararda faiz oranının gösterilmemesi gerekir.
    Dava dilekçesinde belli bir faiz oranı ya da başka bir faiz türü gösterilmişse, HUMK.’nun 74. maddesi uyarınca istekle bağlılık kuralından hareket edilerek bu faiz oranını aşmayacak şekilde faize karar verilmelidir.
    Kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini kabul eden işçi, bu konuda iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürüp kanıtlamadığı sürece faiz hakkından vazgeçmiş sayılır. Taksitlerin zamanında ödenmesi durumunda ayrıca faize hak kazanılamaz. Bu konuda daha sonraki taksitlerin ödemesi sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmesinin sonuca bir etkisi yoktur. Ancak, taksitlerden bir ya da bazılarının gününde ödenmemesi durumunda hak kazanılan kıdem tazminatının tamamı için faize karar verilmelidir. İşçinin taksitli ödemeyi öngören ödeme planını kabulü, ancak taksitlerin gününde ödenmesi halinde işveren yararına sonuç doğurur. Taksitler gününde ödenmediğinde işçinin taksitli ödeme anlaşmasıyla bağlı olduğunda söz edilemez. İşçi, işverence anlaşmaya uyulacağı varsayımı ile taksitli ödemeyi kabul etmiş sayılmalıdır. İş Hukukunda işçi yararına yorum ilkesi de bunu gerektirir. Böyle olunca kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini öngören anlaşmanın işverence ihlali halinde işçi, kıdem tazminatının tamamı için fesih tarihinden itibaren faize hak kazanır. Daha önce yapılan ödemeler de Borçlar Kanununun 84. maddesi uyarınca öncelikle faize ve masraflara sayılmalıdır.
    Kıdem tazminatı gecikme faizi niteliği itibarıyla bir faiz olmakla faize faiz yürütülmesi mümkün olmaz. Dairemiz kararları bu yönde kökleşmiştir. (Yargıtay 9.HD. 27.6.2005 gün 2005/ 19196 E, 2005/ 22752 K.). Faiz alacağı başlı başına icra takibi ya da davaya konu olmuş olsa dahi, faiz niteliğini kaybetmediğinden ayrıca faize hak kazanılamaz.
    Davacının emeklilik için başvurduğu bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan tahsise ya da tahsis yapılabileceğine ilişkin yazının işverene bildirildiği tarih faiz başlangıç tarihidir. Böyle bir belgenin varlığı halinde kıdem tazminatı için faize işverene bildirim tarihinden, aksi halde dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde faize karar verilmesi, hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 31.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi